Ferai Tınç: Kıbrıs ve Ege için anahtar Avrupa'da

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Avrupa Birliği, Kıbrıs konusu ve Ege sorunları arasında karşılıklı bağımlılık gün geçtikçe daha artıyor. Artık bu üç yoldan her hangi birini tek başına değerlendirmek mümkün görünmüyor.

Atina'dan gelen mesajlarda, ‘‘Bizim attığımız olumlu adımların karşılığında Türkiye'den beklediğimiz Kıbrıs jesti’’ deniyor.

‘‘Kıbrıs'ta çözüm süreci başlar ve Kıbrıs Türkleri AB üyeliğine karşı çıkmazsa, o zaman Türkiye'nin de AB üyeliği garanti.’’

Atina denklemi böyle koyarken Ankara tam tersinden bakıyor.

Üst düzey bir diplomata göre, Kıbrıs ve Ege'de Türkiye'nin bir açılım sağlaması için önce Avrupa Birliği'nin tam üyelik ışığını göstermesi gerekiyor.

‘‘Türkiye kendisini o zaman daha güvende hisseder, Yunanistan ile ilişkilerdeki doku değişikliğini görür ve o zaman bu sorunların çözümünde yaratıcı adımlar üretebilir’’ deniyor.

Ankara'dan aldığım izlenim, ‘‘aday’’ sözcüğünün de Türkiye'yi artık tatmin etmeyeceği yönünde.

Diğer adaylara Helsinki'de tam üyelik takvimi verilecekse eğer Türkiye'ye de bu konuda bir şeyler söylenmesi isteniyor.

* * *

BUNU da Türkiye'ye fazla görmemek gerekiyor. Çünkü AB'den sürekli farklı mesajlar geliyor.

Örneğin Alman Dışişleri Bakanı Fisher, Ankara ziyareti sırasında sorduğum bir soruya şu yanıtı vermişti: ‘‘Kopenhag kriterleri aday olmadan önce uyulması istenen kriterler değildir. Ancak aday olduktan sonra bir ülkenin bu kriterlere uyması istenir. Türkiye'ye de farklı davranılamaz.’’

AB Genişleme Komisyonu üyesi Günter Verheugen ise iki gün önce çok değişik bir yaklaşım sergiliyor. ‘‘Türkiye'nin, AB'ye adaylığının düşünülebilmesi için birliğe giriş kurallarının hepsini yerine getirmesi zorunludur’’ diyor.

Bununla da kalmıyor, ‘‘Gelecek 5 yıl içinde Türkiye'nin AB'ye adaylığını düşünme noktasına gelip gelmeyecekleri konusunda, şu an için bir şey söylenemeyeceğini’’ belirtiyor.

Son günlerde gelen sinyallerle ne kadar çelişen sözler. Ama gerçek. Avrupa, hala kararsız.

Bu muğlaklık, Kıbrıs ve Ege'de Türkiye'nin hareket serbestisini engelliyor.

Helsinki öncesi Ankara'da, ‘‘Türkiye Avrupa trenine binmeden, Kıbrıs ve Ege'de atım atmak mümkün değil’’ görüşü berraklaşıyor.

* * *

ANCAK Avrupa trenine binmek, şahsi gayreti de gerektiriyor.

Hiç bir şey yapmadan sadece talep etmek olmuyor. Böyle yapmaktansa, ‘‘Biz Avrupa Birliği'ne üye olmak filan istemiyoruz’’ demek daha dürüst gözüküyor.

Evet, Kıbrıs, Ege ve Türkiye'nin AB üyeliği birbiriyle içiçe giriyor.

Ama Türkiye'nin de bu sorunların üstesinden gelme yeteneğini bir şeylerle göstermesi gerekiyor.

Bu süreçte demokratikleşme ve insan hakları adımları öncelik kazanıyor.

Türkiye raporunun yayınlanacağı 15 Ekim'e kadar hiç değilse birkaç adım.



Yazarın Tüm Yazıları