Ferai Tınç: Ilısu, Blair'e dert oldu

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Londra Büyükelçimiz Özdem Sanberk, yerini Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Korkmaz Haktanır'a bırakmadan önce, dün Londra'da önemli bir toplantı gerçekleştirdi.

Görev süresi içinde, Türkiye ve İngiltere'den uzmanların katıldığı çok önemli toplantılar düzenleyen ve Türkiye Büyükelçiliği'ni bir fikir üretim merkezi haline getiren Sanberk'in dünkü son toplantısı, Türkiye ile İngiltere arasında ciddi bir sorun halini almaya başlayan bir konuyla ilgiliydi.

Ilısu Hidroelektrik Barajı.

Türkiye'nin Dicle ırmağı üzerinde yapacağı bu baraj, Tony Blair'i çok güç durumda bıraktı.

Sadece Muhafazakarlar değil, İşçi Partisi içindeki sol muhalefet de günlerdir Blair'e ateş püskürüyor.

Sorun, Ilısu Barajı'nın yapımı için İngiltere'nin vereceği 200 milyon Poundluk ihracat kredi garantisi.

İşçi Partisi'nin gizli toplantılarında yapılan Ilısu barajıyla ilgili tartışmaların basına sızdırılmasıyla, konu daha da dallanıp budaklandı.

Hükümetin içindeki Ilısu çatlağı, böylece hem Parlamento'da hem de İngiltere kamuoyunda yankılandı.

BBC, Türkiye'ye muhabir gönderdi ve konuyla ilgili uzun bir program yayınlandı. The Guardian ve Independent gazeteleri de son haftalarda sık sık konuyla ilgili makale ve haberler yayınladılar.

* * *

ILISU, Dicle ırmağı üzerindeki ilk büyük baraj olacak. Konuyla ilgili olarak telefonla görüştüğüm bir İngiliz meslektaşım, son bir aydan beri süren aleyhteki kampanyanın ardında Irak ve Arap Ligi lobisinin bulunduğunu söyledi.

Bu lobinin, Kürt kökenli bazı çevreleri de harekete geçirdiği ileri sürülüyor. Nitekim gazetelere verilen İngilizce ve Kürtçe ilanlarda,‘‘İngiliz vergi mükellefinin 200 milyon Poundunun Güneydoğu Anadolu'da 20 ile 60 bin arasındaki Kürdün topraklarından uzaklaştırılması için kullanılacağı’’ vurgulanıyor.

Ilısu'lu engellemek için üç gerekçe kullanılıyor.

a) Ilısu barajı, Irak'ın suyunu kesecek.

b) Kürt tarihinde çok önemli bir yeri olan Hasankeyf sular altında kalacak.

c) Kürtlerin toprakları ellerinden alınacak.

Bütün bu gerekçeler, seçmene ‘‘ahlaklı dış politika’’ sözü veren Blair'in, güç günler geçirmesine neden oluyor.

Dün Londra Büyükelçiliği'nde yapılan ve Türkiye'den su konularındaki uzmanlar ile İngiliz siyaset, medya ve bilim dünyasının tanınmış isimlerinin katıldığı toplantı, işte bu iddialara yanıt vermek amacını taşıyordu.

* * *

MAKSATLIlobi faaliyetlerine karşı mücadele etmek hatalara göz yummak anlamına gelmez.

Benim itirazım bu tip projelerde halkın düşüncelerinin ve tarihi bölgelerin dikkate alınmamasına. Türkiye ve bölge ekonomisine de olumlu katkıda bulunacağına inanılan bu tip büyük barajların yapımında sosyal ve çevre sorunlarını da mutlaka göz önüne almak gerekiyor.

İnsanların yaşantısı kökten değişecekse eğer, ikna edilmeleri gerekiyor.

Su kültürü eninde sonunda bir eğitim işi. Eğitimin ilk adımı ise insanı, tarihiyle birlikte ciddiye almaktan geçiyor.

Yazarın Tüm Yazıları