Fener'e piyango
Güncelleme Tarihi:
Hiç de iyi bir futbol sergilemeden, Otto Bariç'in isteği doğrultusunda bir puan, Tanrı'nın kıyağı olarak Fenerbahçe cephesine cuk düştü. Aslına bakacak olursak futbolda iyi oynayanın mutlaka kazanması gerekir değil mi? Ama bazen olmuyor. Hep iddia eder dururuz, futbolun kitabı yok. Eğer kitaplar yazıldıysa yalan yazmışlar. Şans faktörü bu maçta hiçbir zaman G.Saray'dan yana olmadı. Özellikle Hakan Şükür'ün kaçırmış olduğu goller, şanssızlık değil, koskocaman bir beceriksizliktir. Büyük futbolcular ve de golcü geçinenler, böylesine derbi maçlarda çok basit gol olabilecek pozisyonları gole çeviremiyorsa o zaman derbi maçları dışındaki başarıları çok geçerli olmaz. F.Bahçe'nin aldığı bir puanı, Otto Bariç'in şansına mı, G.Saray forvetlerinin beceriksizliğine mi, yoksa genç kaleci Mehmet'e mi bağlasak doğrusu şaşırdık kaldık.
G.Saray yarım düzine gol pozisyonu yakaladı. Högh'ün inanılmaz iki hatasından dolayı bulduğu gollerle maçı galip bitiremiyorsa çok yazık.
F.Bahçe bir puan alarak isteği doğrultuda bu maçı noktaladı. Ama hemen şunu da belirtmek isterim ki, Uche'siz Högh hiçbir şey değilmiş. Maçın ilk golünü atan Okocha ve sahada hiçbir varlık gösteremeyip de ikinci golü atan Boliç, F.Bahçe'nin bu maçta kurtarıcıları oldular. Ama en büyük kurtarıcı sanırım Tanrı'nın arabalarına binmiş olan koskoca bir F.Bahçe şansıdır. Başka hiçbir şey değildir. Bu arada G.Saray Kulübü Başkanı Faruk Süren'e ufacık bir serzenişte bulunmak isterim. Hiçbir G.Saray-F.Bahçe maçı öncesinde iddialı laf etmeyeceksin. Tabii ki takımının kazanmasını arzu edersin. O yönde de beyanda bulunursun. Ama ‘‘mutlaka kazanacağız’’ diyemezsin. Sonra adama ‘‘büyük lokma ye, büyük laf etme’’ derler. Haberin ola.