Fener benim hayatım

Güncelleme Tarihi:

Fener benim hayatım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 1999 00:00

Haberin Devamı

Bana sorarsanız, ‘‘Defol git’’ diye kovsalar da bir yere gitmem. Ben Fenerbahçeli Rüştü Rençber'im. Fenerbahçe beni şöhret ve takım kaptanı yaptı.

Fenerbahçe ve Milli Takımın gözde kalecisi Rüştü, dertli mi dertli, üzüntülü mü üzüntülü. Hani azıcık üstüne gitseniz ağlayacak gibi. Gözlerinde bir hüzün, sanki elinde olmadan işlediği bir cinayetin suçsuz sanığı gibi. Geçmişi hatırlamak istemiyor ama bugün içinde bulunduğu psikolojik görüntüye çare arıyor, yardım istiyor. Aradığı adamdım. Onu hem sevip taktir ediyor, hem de uzaktan gördüklerim ve duyduklarımla ben de suçlayıp azarlamak istiyordum. Kısaca F.Bahçeli bir ağabey- kardeş gibiydik. Antrenman öncesinde çok özel olarak beraber olduk. Sordum...

- Hayrola Rüştü, Fener'den kopuyor musun?

- Olacak şey mi ağabeyciğim. Nereden çıktı bu haberler, ben de şaşkınım.

TALİHSİZ BİR DÖNEM YAŞADIK

- Ama son günlerde hep manşetlerdesin. ‘‘Ha gitti, ha gidiyor’’ diye yazıyorlar. Hatta satış fiyatın bile belli olmuş da sen indirim istiyormuşsun.

- Kim söylemiş, kime söylemiş? Ben de izledikçe çok üzülüyorum.

- O halde nedir bu olayın gerçeği, anlat bakalım.

- Hulki ağabeyciğim, biliyorsun son aylar içinde Rüştü olarak değil de, Fenerbahçe Futbol Takımı adına çok talihsiz bir dönem yaşadık.

Fenerbahçe benim hayatım

Samsun'da Metin Diyadin'in ayağının kırılmasıyla başlayan bu talihsiz olaylar zinciri daha sonra Karabük'te haksız olarak verilmeyen haklı golümüz, bunu takiben Uche'nin ayağının kırılması, diğer arkadaşlarımızın burunlarının kırılması, benim başımdan geçen akla hayale gelmeyecek bir olayın sonunda Beşiktaş maçında aldığımız olumsuz sonuçlar üst üste gelen bir felaketler zinciri gibiydi.

- Hakem kararları da etkiledi mi Fener'i?

- Diyorum ya, ok yaydan çıkmıştı. Bütün olumsuz gelişmeler üstümüze geliyordu. Aslında bu ortamda hakemlerin psikolojik yönde biz Fenerliler'e yardımcı olmaları gerekiyor. Ama onlar da sanki yangına körükle gidiyorlar, belki de ellerinde olmadan çaldıkları yanlış düdüklerle Fenerbahçemizin şampiyonluğunu engellemek istiyorlardı. Ya da bize öyle geliyordu.

- Yani itirazlarınızda haklı mıydınız?

- Olaylarda yanlız biz değil, başta yöneticilerimiz olmak üzere, gerek görsel, gerekse yazılı medya aynı görüşü paylaşıyorduk.

- Yani hakemler mi suçlu bu gelişmelerde?

- Olur mu... Bizler de futbolcusuyla, hakem ve medyası ile bir bütünüz. Hepimizde kabahat var. Ama bir gerçeği söyleyeyim, iki ayak, üç burun kırılması ve öyle ya da böyle belki de Fenerbahçe tarihinde ilk kez bu kadar ceza kartları görmemiz bizleri A'dan Z'ye çok hırpaladı. Biz de insanız. Olayların içinde yaşıyor ve çok üzülüyoruz. Ama gerçekleri görmeyip ‘‘Suçlu sizsiniz’’ diye üstümüze gelmeler bizleri daha da perişan ediyor.

- Peki bugünden sonra neler olabilir?

- Bana sorarsanız, ‘‘Defol git’’ diye kovsalar da bir yere gitmem. Ben Fenerbahçeli Rüştü Rençber'im. Fenerbahçe beni şöhret ve takım kaptanı yaptı. Milli Takıma yıllardır hizmet veriyorum ve Fenerbahçe kalecisi olarak daha yıllarca hizmet edeceğim. Lütfen daha fazla yaralamasınlar beni. Tabii suçlu gibi görünen, aslında suçsuz olan arkadaşlarımı da.

- Yöneticilere bir mesaj mı bu?

- Başta başkanımız olmak üzere tüm yöneticilerimiz ve teknik kadromuzla biz bir aileyiz. Fener'in başarısı için uğraşıyoruz. Onlar bizim ailemizin büyükleridir. Büyükler daima affedicidir. Bugün böyle derler, yarın bizleri yine severler. Günler akıp gidiyor, kötülükler geride kaldı, gün ola harman ola.

- Rüştücüğüm, Fener'e neler yapılmalı?

- Aslında o felaketleri yaşamayıp açık ara şampiyon olsaydık kimselere ihtiyacımız yoktu. Ama bugün yapılacak bir rütujla Fenerbahçemiz yine şampiyonlukları kovalayacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Rüştü çok dolu. Rüştü'yü bıraksan sabahlara kadar anlatacak. Ama onu antrenmana yetiştirmek için konuyu tatlı bir soruyla bağladım.

- Peki Finlandiya maçı ne olur?

- Konuyu iyi ki açtınız. İşte Mustafa Denizli hocamız. Futbolcusuna bir evlat gibi yaklaşımı ve bizleri geçmişi unutturup babacan tavrı ile yarınlara hazırlaması hepimize büyük moral veriyor. Tek kelime ile ‘‘Kazanacağız’’ diyorum.

Ben de Rüştü'yü bu moralle alnından öpüp ona ‘‘Geçmiş olsun’’ diyor, Fenerbahçe ve Milli Takım'da başarılar diliyorum.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!