Feminizmi hep yanlış anladılar

Güncelleme Tarihi:

Feminizmi hep yanlış anladılar
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 24, 2007 00:00

Kadının toplumdaki yeriyle ilgili açıklamalar yapan Hülya Koçyiğit, "Feminizm yıllarca acayip ve kötü bir şey gibi algılandı. Artık biraz da kadının gözünden bakılmalı" dedi.

Haberin Devamı

Feminizmi hep yanlış anladılar
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde "Usta Oyuncu" ödülünü alan Hülya Koçyiğit, Türk sinemasına verdiği 44 yıla neler sığdırdığını Kelebek’e anlattı. Türkiye’de kadının toplumdaki yeri ve siyasetle ilgili görüşlerini de dile getiren Koçyiğit, "Feminizm dendiği zaman yıllarca acayip ve kötü bir şey gibi algılandı" diyor Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde 44. yılınızda ’Usta Oyuncu’ ödülü aldınız neler hissettiniz?

- Gerçekten aradan geçen 44 yılın sürekli bana bir şeyler kattığını ve bunları benden sonra gelen kuşaklarla paylaşabildiğimi biliyordum. Benden sonra gelen kuşaklara mesleği sevdirmek için yardımcı oluyorum. Onlara bir bakıma hocalık yapıyorum. Bu yüzden ustalık ödülüyle onore edilmek gerçekten çok hoşuma gitti. Çünkü ben de mesleği ustalarımdan öğrendim.

Haberin Devamı

Kırk dört yıla neler sığdırdınız?

- 44 yıla birçok insanın hayatını sığdırdım, sadece bir kişinin değil. 200’e yakın karakter, 200’e yakın kişinin yaşamını sığdırdım. Çünkü her bir karakter evlat gibidir. 90’lı yıllar Türk Sineması için epey durağan ve verimsiz yıllardı. Ama genç kuşak büyük bir cesaretle filmlerini yapmaya başladı bütün imkansızlıklara rağmen ve doğru...

Herkes sanki bir dönem elini ayağını çekmiş gibiydi. Ciddi bir sesizlik hakimdi Türk sinemasına...

- Ekonomik koşullar çok ağır. Dolayısıyla insanlar yarın endişesi ve telaşı içinde. Yarın istediklerini yapabilmek

/images/100/0x0/55ea5b43f018fbb8f87a9ef2
için bugün var olabilmek endişeleri ile belki de çok da gönüllü olmadıkları işlere kayıyorlar. Türk sinemasına baktığınızda onu kuşaklar izliyor. Gençler bize imreniyor, "Siz ne güzel bir dönemde yaşamışsınız" diyor. Biz çok çabuk sanattan vazgeçebiliyoruz. Sanat eserine sahip olmak gerekiyor. Sanat ne kadar ihmal edilirse o kadar içine kapanır.

Haberin Devamı

O dönemlerde bize sadece o filmleri izletmediniz yaşattınız da...

- Gerçekten halkın yaşamını bire bir anlatan filmler ve hikáyeler işlendi. Bu hikáyeler çok fazla ilgi görmedi onlar burukluk yarattı. Mesela benim "Gelin ve Düğün" filmim var, klasikler arasında hiçbir zaman yeri değişmeyecek. Gösterildiği yılları düşünüyorum, hasılat olarak büyük ilgi gördü ama diğer filmler kadar değildi. Çünkü işçi haklarından, sendikalılaşmaktan söz ediyorduk. "Hak verilmez, alınır" diyorduk. Doğru bir mesajı vardı. Fazla ilgi görmeyince çok şaşırmış, yadırgamış ve biraz umudum kırılmıştı. Bir de "Kurbağalar" filmi için Türkiye’deki festivallerde hiç ödül alamadık. Sonra film Fransa’daki, film festivalinde bana "En İyi Oyuncu" dalında ödül kazandırdı.

Haberin Devamı

Kendi film şirketinizden yeni projeler var mı?

- GülÅŸah Film bir süre durdurdu üretimini ama ÅŸimdi yeniden baÅŸladık. Ä°ki tane televizyon filmi çektik. Bu yaz sonu veya kışın başı bir televizyon filmi daha yapacağız. Sinema filmi için de hazırlıklarımız devam ediyor.Â

Feminizmi hep yanlış anladılar
KADININ SİYASETTEOLMASI ÇOK ÖNEMLİ

87 seçimlerinde adaylığınızı koymuştunuz, neden sonrasında politikada ilerlemeyi denemediniz?

- Ben sinema sanatçısıyım. Toplumda düşüncelerini ifade etmekte sıkıntısı olmayan bir insanım. Kendi mesleğimi yapmaya devam ederek de bu ülke için görevlerimi yaptığıma inanıyorum. Onun için illa benim siyasette olmam kendi adıma önemli değil. Ama kadınların siyasette olması çok önemli. Yurttaş olduğunun bilicinde olmayan insanca hiçbir hakkını kullanamayan kadınlarımız var. O kadınların kendini ifade etme şansı olsa Türkiye çok daha farklı olurdu.

Haberin Devamı

İbrahim Tatlıses, Zülfü Livaneli gibi sanatçılar da siyasete adım attılar. Onlara bir kadın gözüyle neler yapmaları konusunda fikirleriniz var mı?

- Yıllarca feminizm dendiği zaman acayip ve kötü bir şey gibi algılandı. Belki de feminizmi dile getirenlerin yılların birikimiyle "Kadınların cinsel özgürlüğü var" demelerinden kaynaklandı bu durum. Kadınların cinsel özgürlüğü tabii ki vardır ama daha ona gelene kadar neleri var. En başta insan hakları var. O yüzden empati kurmalı, kadın gözüyle düşünmeliler.

/images/100/0x0/55ea5b43f018fbb8f87a9ef6
Siz Türk Sineması’nın dört yapraklı yoncasından birisiniz. Günümüz oyuncularından dört yapraklı yonca var mı?

- Genç yetenekli, oyunculuk mesleğini benimsemiş ve kendini geliştirmek için heyecan, ustalarına saygı duyan birçok genç var.  Mesela Yetkin Dikinciler büyük bir kazanç. Dolunay Soysert çok iyi. Özge Özberk enerji topu gibi. Keza Meltem Cumbul. Timuçin Esen çok harika, büyük bir yetenek ve sinemasal şansı olan bir aktör.

Haberin Devamı

En çok Altın Portakal ödülünü alan sanatçısınız, neler söyleyeceksiniz?

- Bu çok keyifli ve özel bir şey. Büyük bir gurur. Biraz da şans diye de bakıyorum bu duruma. Ama değerli yönetmenlerin projelerinde görev almayı ben istedim, ben aradım onları. Oyunculuğumun her defasında sınanması ve bir kez daha taçlandırılması çok güzel.

Eşime çok şey borçluyum

- Düzgün bir aile yapınız var. Bunu neye borçlusunuz?

Hiçbir şey tek başına mümkün değil. Ben çok iyi niyetli olabilirim ama bunun yanında eşimden aynı sevgiyi, desteği, heyecanı görmeyebilirim. Eşim Selim’le aramızda büyük bir dayanışma var. Selim şöhreti tatmış bir insan, o yüzden hiç kompleksi olmadı. Bizim de zaman zaman birbirimizi yanlış anladığımız anlar oluyor. Ama birbirimize olan saygımızdan hiçbir şey kaybetmiyoruz. Evlenmek aşık olmak demek değil bir ömür beraber, arkadaşlık, dostluk yapmak, ebeveyn olabilmek bir başka insanın hayatını şekillendirmektir. Ama sevgisiz de birleşme olmaz. Sevgiyle birlikte saygıyı da yan yana götürebilmelisiniz. Biz bunu başarmışız. Kötü tesadüfler girmez inşallah hayatımıza.  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!