Fazilet Partisi ve Erbakan...

Oktay EKŞİ

Refah Partisi'nin geçen yıl 16 Ocak tarihinde Anayasa Mahkemesi kararıyla temelli kapatıldığını sanıyordunuz değil mi?

Anayasa'nın 69'uncu maddesine göre, ‘‘(Refah Partisi'nin) temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan(ların), (...) beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi’’ olamayacağını iddia ediyordunuz.

Bakın bakalım durum öyle mi imiş, yoksa tamamen aksi mi doğruymuş?

Genel Başkan Recai Kutan ne kadar aksini ispat etmeye çalışırsa çalışsın, Necmettin Erbakan'ın tasallutundan kurtarmadıkça bilsin ki Fazilet Partisi'nin gerçek lideri o değil Erbakan'dır.

Bu dediğimizi veya aksini ispatlamanın yolu partinin merkez kadrolarında kimlerin görevli olduğuna ilişkin listeye bakmak değildir.

Bunun yolu parti kararlarında hangi iradenin tayin edici olduğudur.

Bunu belirlemeye yarayacak pek çok örnek var:

Örneğin, Fazilet Partisi 18 Nisan seçimlerinde başı örtülü (isterseniz siz buna türbanlı deyin) aday göstermemek kararındaydı. Çünkü Kutan ve yakınları gereksiz yere gerilim yaratmanın doğru olmadığı görüşündeydiler.

Ama siyasete atıldığı ilk günden beri demokratik rejim için sorun olmaktan ve sorun yaratmaktan hiç vazgeçmeyen Erbakan, bu defa daha da rahat hareket etmeye başladı. Çünkü yaptıklarının veya yaptırdıklarının bedelini artık o değil, Kutan ile Fazilet Partisi ödeyecek.

Nitekim geçen seçimde bir tane bile kadın aday göstermeyecek kadar kadınlara karşı bir kişi olduğunu unuttu, ‘‘illa da başı örtülü kadınları aday göstereceksiniz’’ diye tutturdu.

Ve sonunda Fazilet Partisi, başı örtülü 7 kadını aday gösterdi. Yani kararı o aldı, Fazilet Partisi uyguladı.

Aynı şey TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmak için toplanan imzalar konusunda da yaşandı.

Daha önce söylenmiş sözler, alınmış kararlar Erbakan için hiçbir şey ifade etmez. Nitekim kendisini son 30 yıldan beri yakından izlediğini ifade eden gazeteci Ahmet Güner'e göre ‘‘Türkiye Erbakan'ın umurunda değildir. Erbakan siyaseten ve sosyal açıdan, hatta ağzından eksik etmediği İslam açısından hiçbir ciddi fikre sahip değildir. Hiçbir doğrusu yoktur.’’

Şimdi Erbakan, Fazilet Partisi'ni, ‘‘TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağıranları desteklemeye, böylece bir yandan seçimleri ertelettirip öte yandan da kendisi üzerindeki siyasi yasağı kaldırmaya’’ zorlarken ne yaptığının elbet farkındadır:

Bu yol ‘‘Refah Partisi'nin devamı’’ olduğu iddiasıyla Fazilet Partisi'nin kapatılmasını tahrik edebilir. Ama bize kalırsa o, o kadar bencil bir kişidir ki... Kendisinin içinde bulunmadığı bir Fazilet Partisi'nin kapatılmasından memnunluk bile duyabilir.

O nedenle Erbakan sadece rejimin değil Fazilet Partisi'nin de problemidir.