Fazilet mücadelesi!!!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Bir inancın, dürüstlüğün kavgasını vermek, o yolda mücadele etmek güzel bir şeydir. İnanarak kavga veren insanların çoğu, bu tartışma ve kavgalara kelle koltukta girerler. Onlara saygı duyarım.

Ama bazıları vardır ki, geçmişteki ayıplarını koşullar değişince unutturup yeni oluşumlardan pay kapma peşindedir.

Bu fırsatçılar piyasaya her çıktığında, toplum bunları gülerek, alay ederek izler.

Günümüzde medya değişti. Önüne gelenin gazete ve televizyon kanalı kurduğu bir dönemde yaşıyoruz. Buralarda karşımıza dün ak dediğine bugün kara diyen tipler çıkıyor.

***

Gazeteci kisvesindeki adam yıllardan beri iş bitiricilik yapmış, ihale takip etmiş. Bunun iş bitirici ve ihale takipçisi bir liboş olduğunu bütün Türkiye biliyor.

Bu adam Türk basınına taaa yıllar önce ‘‘Tüccar gazetecilik’’ kavramını getiren kişi. Bir yanda gazetecilik yapmış, öte yanda şirketler kurmuş.

Türkiye'de aklınıza gelen bütün gazetelerde çalışmış.

Sağcı, solcu, dinci, iş bitirici vesaire!

Üstelik halen yayında olan bütün televizyon kanallarında yorum yapmış, program yapmış...

Ve şimdiye kadar çalıştığı hemen hemen bütün medya kuruluşlarından kovulmuş.

Askeri dönem gelmiş, 12 Eylül'de olduğu gibi ihtilalin en önde gelen şakşakçısı olmuş. Kenan Evren'i evinde ağırlamış, onun baş yağcılığına soyunmuş. Sonra Turgut Özal dönemi gelmiş, Özal ailesinin en büyük yağcısı kesilmiş. Onları da evinde ağırlamış. Daha sonra işbaşına gelen bütün iktidarların, cumhurbaşkanlarının ve başbakanların en büyük yağcılığını bu liboş yapmış.

Bir yanda ihale takibi, öte yanda yağcılık ve liboşluk!

Adamın bir ihale takipçisi olduğunu kendi gazetesi manşetten vermiş.

***

Sonra gün gelmiş, bu adam muhalefete geçmiş. En son olarak, çalıştığı dinci gazeteden kovulmuş. Şimdi o kesimin kanallarına çıkıp ahkám kesiyor.

Geçmişin en büyük iş bitiricisi ve ihale takipçisi, bu açıdan 65 milyon Türk vatandaşının tanıdığı adam, şimdi sağa sola dürüstlük dersleri vermeye kalkışıyor!

Vay vay vay!

Dahası, dün karşılarında esas duruşta durduğu, ‘‘Bana bir emriniz var mı?’’ diye sorduğu eski patronlarına da ekranlardan veryansın ediyor ve bunu yaparken hiç utanmıyor.

Bu ünlü liboş, önümüzdeki seçimde DYP'den aday olacağını şimdiden açıklıyor.

Muhteşem olur!

***

Yanında bir başka gazeteci. O da ömrü boyunca renkten renge, kılıktan kılığa girmiş. Zamanında Demirel'in sözcüsü. Darbe dönemlerinde ondan ‘‘Bir bilen’’ diye söz eden, yasaklı olduğu için onun görüşlerini isim vermeden kamuoyuna yansıtan, ama bugün aynı kişiye dümdüz giden biri.

Bundan bir süre önce uçakta Mesut Yılmaz'a ‘‘Ben sizin yalakanızım’’ diyebilen bir gazeteci!

Evinde düzenlediği içkili ziyafet sofralarıyla ünlü.

***

Yakın geçmişte uyanık oğlu ve üçüncü kocasıyla birlikte bir gazetede görev aldılar. Okurlara televizyon vaat ettiler. Televizyonların çoğunu vermediler. Kıyamet koptu. Okurlar isyan etti.

Sanayi Bakanlığı, oğlunu ve kocasını ‘‘dolandırıcılık yaptıkları’’ gerekçesiyle savcılığa şikáyet etti.

TRT'yi de trilyonlarca lira dolandırdıkları iddiasıyla yargılandılar. 30 yaşına geldiği halde askerlik yapmayan uyanık oğluyla kocası, bir süre önce tutuklandılar.

Tahliye kararı sonrasında oğlu yurtdışına tüydü. Şimdi Amerika'nın cenneti Miami'ye yerleşti. Orada İngilizce gazete çıkarıyor. Gazetesi benzincilerde bedava dağıtılıyor. Yakında Amerikan halkına da promosyon yapacağı söyleniyor.

Kocası ‘‘TRT'yi dolandırdığı’’ iddiasıyla hapisteydi. Yeni çıktı ama dava devam ediyor.

Bu gazeteci Fazilet Partisi'ne girdi. Önümüzdeki seçimde Fazilet Partisi milletvekili olarak Meclis'e gelecek!

Dini bütün insanlarımız gidip bu kadına oy verecekler!

Vallahi Fazilet'le bu kadın birbirlerine çok yakışacaklar!

***

Yılların ve ihale takipçisi olan, Türk basınına tüccar gazetecilik kavramını getiren anlı şanlı liboş şimdi ekranlardan bağırıyor:

‘‘Falanca gazeteci iş takibi yapmış. Ne ayıp, ne ayıp...’’

Kocası hapisten yeni çıkan, oğlu Amerika'da firarda olan diğeri de ona pas atıyor:

‘‘Zaten kartel medyası halkın kanını emiyor...’’

İnsaf be, bırakın da bu lafları başkaları, ömrü boyunca pisliğe, iş takibine, ihale takibine bulaşmamış gazeteciler söylesinler.

Size mi düştü bu işler?

Bunları söyleyecek en son kişi siz ikinizsiniz.

Size mi kaldı ‘‘Fazilet mücadelesi’’ vermek?

Sizi herkes tanıyor. İnanan, güvenen olur mu?

Olursa ayıp olur.

Ah Fazilet'e, vah DYP'ye ki, işleri Nazlı ile Liboş Mehmet'e kalmış. Onları Allah kurtarsın.



Yazarın Tüm Yazıları