Fatih Altaylı: Ver İç'i, al Dış'ı...

Fatih ALTAYLI

ANAP'lı Cengiz Altınkaya, DSP'ye hükümet protokolünde bir değişiklik yapılması önerisini götürmüş.

DSP'de olan Dışişleri Bakanlığı ANAP'a, ANAP'ta olan İçişleri Bakanlığı ise DSP'ye verilsinmiş.

Bakanlıklar takas edilsin diyor Altınkaya.

Amaç, cumhurbaşkanlığı hayali suya düşen Mesut Yılmaz'a yer açmak. Anlaşılan Yılmaz'ın gözü Dışişleri'nde. Aynen Tansu Çiller gibi.

Görülüyor ki, başbakan olamayan eski başbakanlar, Dışişleri Bakanı olmayı en az onur kırıcı düşüş olarak görüyorlar.

Her iki bakan da kendi alanlarında çok başarılıymış, halkın beğenisini kazanmışlar, kimsenin umurunda değil. Yılmaz Dışişleri'ne otursun yeter.

Gerçi bu görev, Yılmaz'ın, Yüksel Yalova'nın özelleştirmeyi de etki alanına alan koltuğuna oturmasından iyi ama, yine de olacak iş değil.

Bu arada ANAP bir taşla iki kuş vuracak.

Hem en ‘‘sevilen’’ bakanlık Yılmaz'ın olacak, hem de Yılmaz'ın pek hazzetmediği ama Ecevit'in zoruyla bakan yapılan İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'dan kurtulmuş olacak ANAP...

Anlaşılan ANAP'taki kimi çevrelerin, ‘‘namuslu’’ ve üzerine bir de ‘‘başarılı’’ insanlara tahammülü yok.

Giy formanı tak atkını

GALATASARAYLI taraftarlar Kopenhag'a çıkarma yapmaya hazırlanıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde tribün liderlerinden oluşan bir grup, Kopenhag'a giderek ön incelemede bulundu.

Gelen haberler iyi değil.

Kupaya ev sahipliği yapacak Danimarka'ya bırakılan biletlerin büyük bölümünü Arsenalli taraftarlar almış.

Tribünde Arsenal taraftarı ağırlıkta olacak gibi görünüyor.

Danimarkalı yetkililer bunu normal bulmuşlar.

Arsenal'in 6 yıl önce Parma'yla oynadığı finalde de, aynı stadın tribünlerinde 35 bin Arsenal taraftarına karşılık 4 bin Parmalı varmış.

Tabii bu kez böyle bir fark olmayacak.

En az 15 bin Galatasaraylı garanti.

Ancak Galatasaray, tribünlerde şov yapmak istiyor bu kez.

Ve Galatasaray taraftarının renkli ve farklı tarafını göstermek istiyor.

Bu yüzden de maça gelecek bütün Galatasaray taraftarlarının sarı-kırmızılı forma veya sarı-kırmızı giyinmesi ve sarı-kırmızı bir kaşkol takması isteniyor.

Tribün şovlarla ‘‘Avrupalı’’ kimliğini vurgulamak isteyen Galatasaraylılar, İstanbul'daki acı olayın da takıma mal edilmesini bu yolla önlemek istiyorlar.

Kopenhag'da oynanacak maçın sloganı bu yüzden, ‘‘Giy formanı, tak atkını öyle gel’’ olarak belirlenmiş.

Düzenli bir taraftar topluluğu ile, sayısal üstünlüğe ezilmemek için.

Toroğlu kavgaya çağırıyor!

SHOW TV'de futbol yorumları yaptığı düşünülen birisi var. Eski hakem. Adı Erman Toroğlu.

Allah'ı var güzel konuşuyor. Konuştuğu dinleniyor.

Tek kusuru var. Futboldan anlamıyor. Her tahmininde, her ön yorumunda çuvallıyor. Sonra da, çuvallayan o değilmiş gibi davranıyor.

Toroğlu'nun yorumlarına göre, bugün UEFA'da final oynayan Galatasaray'ın, aslında Şampiyonlar Ligi ön eleme maçlarında elenmiş olması gerekirdi.

Galatasaray'ın bu sezon oynadığı her maç öncesinde Toroğlu, Galatasaray'ın neden ve nasıl yenileceğini anlattı.

Sonra da Galatasaray'ın galibiyetlerine kılıf uydurdu.

Son olarak Mallorca maçı öncesinde Mallorca'nın Galatasaray'ı nasıl perişan edeceğini anlattı.

İlk yarı Galatasaray'ın üstünlüğüyle kapanınca, devre arası yorumunda Mallorca'nın ikinci yarı üstünlüğünü kabul ettireceğini söyledi.

Galatasaray sahadan 4-1 gibi bir skorla ayrılınca ben, Toroğlu'nu dinlemektense televizyonu kapatmayı yeğledim.

O gün bugündür bu vatandaşın yorumlarını dinlemiyorum. Pek çok Galatasaraylı da benim gibi yapıyor.

Çünkü Toroğlu, Galatasaraylıların terbiyesini bozuyor.

Ancak Şansal Büyüka ve ekibi güzel spor programları hazırladıkları için onları izlerken, ne yazık ki zaman zaman bu Toroğlu'na da katlanmak zorunda kalıyorum. Ve ciddiye almamaya çalışıyorum.

Fakat geçen pazar Toroğlu, beni çileden çıkardı.

Futbolu yorumlamakta zorlanmasına alışmıştım, ama bu kez alışamayacağım bir şey yaptı.

Galatasaray-Arsenal maçı için Galatasaraylılara seslendi ve ‘‘Maça bıçak falan götürmeyin. Doğru düzgün yumruklarla kavga edin’’ dedi.

Şaka yapmıyorum.

Toroğlu, Galatasaraylıları Arsenallilerle bıçaksız, ‘‘Yumruklu’’ kavgaya çağırdı.

Bu nasıl spor adamlığı, bu nasıl spor yorumculuğu anlamadım.

Acaba Show TV'yi yönetenler anladı mı?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Spor programlarında tribünde kavga çağrısı yapılmadığı zaman.