Fatih Altaylı: Tantan'dan müjde: Vesika rezaleti bitiyor

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

İÇİŞLERİ Bakanı Sadettin Tantan, cumartesi günü aradı ve müjdeyi verdi: ‘‘Toplu halde götürülmeleri dışında da olayı normal karşılamadım. Toplu halde götürülmeleri yanlış olmuş ama olay külliyen yanlış’’ dedi.

Ben cumartesi günkü yazımda TGI Friday's'te çalışırken, hayat kadını gibi vesikalanmamak için işten ayrılmak durumunda kalan kızların durumuna ilişkin Tantan'ın yaptığı açıklamayı eleştirmiş ve ‘‘Olmadı Tantan’’ demiştim.

Çünkü bana göre Tantan'a düşen, dünyanın her yerinde gençlerin okurken yaptığı böyle bir işi yapanlar için ‘‘hayat kadını’’ muamelesine maruz kalmayacakları bir düzenleme getirmekti.

Tantan bunun müjdesini verdi.

İçişleri Bakanı, ‘‘Bana haksızlık etmişsin. Hemen yasal düzenlemeyi yapacağız. Aslında yasal düzenlemeye bile gerek yok. Çünkü bu sıkıntı sadece İstanbul'a has. Çünkü Zührevi Hastalıklar Hastanesi sadece İstanbul'da var. Diğer illerde normal hastanede yapılıyor bu muayene ve o zaman vesikalanmak falan da olmuyor. Şimdi Sağlık Bakanlığı ile birlikte hareket edip, devlet ve üniversite hastanelerinin vereceği raporların geçerli olmasını sağlayacağız. Bu ayıp da ortadan kalkacak’’ dedi.

İçişleri Bakanı'na, bunun en kısa sürede olmasını dilediğimi söyledim.

Bankalardan emeklilere yılbaşı kazığı

‘GÖREV zararı’ denilebilen ‘‘kötü yönetim’’ zararlarını bizlere fatura eden devlet bankalarımız, yılbaşı sebebiyle ayrı bir ‘‘kazığı’’ da emekli, dul, yetim demeden geçiriverdiler.

Başta Vakıfbank olmak üzere emekli maaşlarını ödemekle yükümlü bankalar, vatandaşlara haber dahi vermeksizin, maaşlardan ‘‘5'er milyon lira’’ kestiler.

Gerekçe ‘‘hizmet bedeli’’.

Lafa bakar mısınız?

‘‘Hizmet bedeli’’ymiş.

Banka zaten hizmet için var.

Bunun için ayrıca bedel mi istenirmiş!

Ama burada istenir.

Bir yandan bankaya girelim diye yalvarırlar, diğer yandan girdin mi, bir tecavüz etmedikleri kalır.

Hadi vatandaş alışık da, emekliden ne istiyorsunuz?

Zaten üç kuruş maaş, bir de ‘‘hizmet bedeli’’. Pek çok emekli için yapılan zam kadar kesinti.

Oysa emeklilere, ‘‘Personelimizi uğraştırmadan bankamatikle işlem yaptığınız için teşekkür ederiz’’ demeleri gerekirken, hizmet bedeli diye ‘‘5 milyon lira’’ kesiyorlar.

Herhalde, ‘‘Emeklidir, ses çıkaramaz’’ diye yapıyorlar.

Vicdansızlar!..

Terim ve Spielberg

FATİH Terim'in İtalya'daki başarısı, Türk insanının Avrupa'da elde ettiği en önemli başarılardan biri. Çünkü bu başarı, yeteneğe dayalı, bireysel bir başarı değil.

Naim Süleymanoğlu büyük bir sporcuydu. Ama Naim, halteri Bulgaristan'da öğrenmişti. Tekniği, bilgiyi orada almıştı.

Hakan Şükür büyük golcü. Ama bireysel bir iş yapıyor.

Yeteneğiyle, becerisiyle oynuyor.

Fatih'in başarısı ise öyle değil.

Fatih tereciye tere satıyor.

Fatih Terim, İtalya'da ‘‘düşünce’’ satıyor. Bu bizim pek yaptığımız bir şey değil.

Biz emek sattık.

Biz yetenek sattık.

Ama düşünce satamadık.

Biz yurtdışında yaşayıp, yurtdışında buluş yapan doktorlarla, bilim adamlarıyla övündük, ama onların bilgi, beceri ve buluşlarını gerçekleştirdiği yer, o ülkelerin laboratuvarlarıydı.

Terim ise Türkiye'de geliştirdiği fikirlerini, Türkiye'de edindiği birikimini götürdü, orada satıyor.

Bir dostum, Fatih Terim'in başarısını kıyaslarken, ‘‘Bu bir Türk yönetmenin, her yaptığı filmle Hollywood'da ses getirmesine benziyor. Sinema için Hollywood neyse, futbol için de İtalyan ligi odur’’ dedi dün.

Doğru bir benzetmeydi.

Terim, set işçiliğinden yönetmenliğe yükseldi üstelik de.

20 yıla yakın bir süredir tanıdığım Fatih'i, ‘‘Adanalı bitirim futbolcu’’luktan futbol düşüncesinin zirvelerine taşıyan tek şey ise, akıllara durgunluk verecek bir hırs, inanılmaz çalışma azmi, gece gündüz yapılan işe konsantrasyon ve inattır.

Terim, başarılı olmak isteyen her gence örnek olacak bir öyküdür.

Banka yüzünden gecikme faizi

5 milyonluk ‘‘hizmet bedeli’’ kesintisi, bazı vatandaşlarımızda, 5 milyon liranın uçmasından öte zararlar yaratmış.

Bankada elektrik, su, telefon paraları için otomatik ödeme talimatı olan müşteriler, hesaplarından haber verilmeden çekilen bu 5 milyon lira yüzünden zor durumda kalmışlar.

Çünkü 5 milyon lira eksilince bazı müşterilerin hesaplarındaki bakiye, otomatik ödemelerini yapmaya yetmemiş.

Bu yüzden de telefonu kesilenler olmuş.

Ve borçları zamanında ödenmediği için ayrıca bir de ‘‘cezalı’’ faturalar ödemek durumunda kalmışlar.

Bu cezaları bankadan tahsil etmeleri gerek ama, bizim dava hızıyla ancak 3000 yılında alabilirler.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Başarıya giden yoldaki en önemli malzemenin inat olduğunu bildiğimiz zaman.

Yazarın Tüm Yazıları