Fatih Altaylı: ‘O sırada Sümer Oral görevde değildi’

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

HESAP Uzmanları Kurulu Başkanı Abdullah Aslan aradı. ‘‘Soruşturmanın selameti’’ni istemem nedeniyle aramış.

‘‘Soruşturma salimen tamamlanmıştır, merak etmeyin’’ dedi.

Orhan Aslıtürk'ün katrilyonluk naylon fatura vurgununu ortaya çıkaran Hesap Uzmanları'nın Başkanı Abdullah Aslan, ‘‘Bakan Oral soruşturmayı uzatıcı veya engelleyici bir tavır içinde hiçbir zaman olmadı. Soruşturmanın uzun sürmesinin nedeni, her şeyi teker teker delillendirmemizdir. Vergi açısından, ceza kanunu açısından araştırdık ve her şeyi ortaya döktük’’ dedi.

Aslan soruşturmanın başladığı dönemde 4422 sayılı yasanın henüz mevcut olmadığını, bu nedenle soruşturmanın vergi kanunu açısından başlatıldığını, ulaşılan bulgularla Mali Suçlar ve Kara Paranın Aklanması hakkındaki kanuna ve iştirak halinde suçları düzenleyen TCK maddelerine göre yürütüldüğünü söyledi.

Ben de Abdullah Aslan'a, ‘‘Ben Maliye Bakanı Oral'ı suçlamayı aklımdan bile geçirmedim. Sadece soruşturma selameti ve kamu vicdanının tatmini açısından bazı hususlara dikkat çektim’’ dedim.

Aslan bu konuda haklı olabileceğimi söyledi.

Kendisine bir de örnek verdim.

Dedim ki, ‘‘Beni arayan vatandaş, Orhan Aslıtürk'ün köstebeğinin bakan olabileceği yolundaki şüphesini aktarıyor. Ben, Sümer Bey'in böyle bir şey yapmayacağını biliyorum ama vatandaş bilmiyor. Bu da devlete olan güveni sarsıyor’’ dedim.

Abdullah Aslan, ‘‘Vatandaş şüphe duymasın. Bütün bu işlerin meydana geldiği sırada Sümer Bey bakan değildi. Soruşturma başlatıldığı sırada Bakan Zekeriya Temizel'di’’ diye şüpheleri yanıtladı.

Abdullah Aslan şöyle bir de güvenceyle sözlerini noktaladı:

‘‘Fatih Bey, hiçbir baskıya ya da etkiye maruz kalmadık. Ancak kalsaydık da bir şey değişmezdi. Başbakan bile devreye girse bizi etkileyemez. Çünkü angaje değilim. Hiçbir siyasetçiye, hiç kimseye. Angaje olsaydım, 36 yıllık devlet hizmetinin sonunda daha üst noktalarda olabilirdim. Bana ve arkadaşlarıma güvenin.’’

Ben hálá tezimde ısrarlıyım.

Maliye Bakanı Sümer Oral'ın bu işlerle en küçük bir ilişkisi olmadığına inanmakla birlikte, en azından bu soruşturmaların yürütüldüğü dönemde, bir bakan arkadaşıyla görev değişikliği yapmış olmasını yeğlerdim.

Şu murakıp raporlarını bir açıklasanıza!

BU bankalar, batmadan aylar önce Bankalar Kanunu'nun 64. maddesi kapsamına alınmışlardı. Hepsinin yönetim kurulunda Hazine'nin murakıpları vardı.

O murakıplar ne yaptı bilmiyorum ama, bankalar içlerinde murakıplar varken battı. Murakıpların son dönemde hazırladığı raporlar, batan bankaların ‘‘kara kutusu’’ gibi olmalı.

Yani batışın bütün öyküsü o raporlarda yer almalı.

Tabii eğer murakıplar o raporları doğru düzgün hazırladıysa. Şimdi ben o raporları merak ediyorum.

Acaba bankacılığın Temizel'i o raporları kamuoyuna bir ara açıklayabilir mi?

Yoksa nasıl ‘‘öpüldüğümüz’’ bir sır olarak mı kalacak?

Hırsızı kollayan da hırsızdır

YENİ vergiler yolda. Banka hortumcularının yatlarının, özel uçaklarının, lüks otomobillerinin ve hatta yaptıkları zamparalıkların paralarını biz ödeyeceğiz.

Hele hele sonuncusu bana çok ağır geliyor.

Kendimi ne gibi hissettiğimi söylememe gerek yok.

Arkadaşlar, bankanın kasasındaki parayla yatlarla gezdiler.

Kahvaltıya Paris'e, öğle yemeğine Londra'ya, akşam sevişmeye New York'a özel uçakla gittiler.

Üstelik de bunu yaparken, size bana tepeden baktılar.

Şimdi parayı biz vereceğiz.

Hükümet 400 milyon liranın üzerindeki kazançlara ek vergi koyuyor.

Bu şu demek; yılbaşında çalışanlar daha az zam alacak.

Patrona hiç kızmayın. Patron belirli bir zam için hazırlık yapmış.

Bunun yarısını devlet alınca, yarısı bize kalacak.

400 milyon liradan fazla geliri olanlar lafı da komik.

400 milyon, fakirlik sınırının da altı.

Yani zengin fakir demeden, herkes parayı verecek.

Niye?

Çünkü Ayşenur ile Murat, Enver Paşa Korusu'nda aylık kirası 15 bin dolarlık villada beraber oldular.

Çünkü, banka batıranların neredeyse tamamı vatandaşla beraber seyahat etmeyi zül addettiler ve tuvalete bile özel uçakla gittiler.

Çünkü bunlar 60 metreden küçük yata binmeyi onur kırıcı davranış olarak gördüler.

Şimdi bütün bunların parası bizden çıkacak.

Ek vergi adı altında.

Depremzedeler için helal olsun diye verdiğimiz vergi bile bunların cebine gidecek.

Sonra da bunun adına dürüst siyaset, namuslu yönetim diyecekler.

Hırsızı koruyan ve kollayan en az onun kadar hırsızdır.

Bilmem haberiniz var mı?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İsyanımız sadece lafta kalmadığı zaman.

Yazarın Tüm Yazıları