Fatih Altaylı: Meclis kokteylsiz açılamaz mı?

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Meclis'in açılışı için yine kokteyl düzenlenecek.

Yazıldığına göre maliyet 10 milyar.

Millet deprem yarasını sarmak için düğününü erteliyor, parasını bağışlıyor.

Özel sektör şirketleri törenlerini yapmıyor, parasını deprem yardımı yapıyorlar.

Milletin vekilleri ise Meclis'in açılışı için tören düzenliyorlar.

Açıp bir iş yapsalar gam yemem. Af yasasını yeniden gündeme alacaklar, deprem bahanesiyle rantiyelere vermek üzere para toplamak için milletin cebine el atacaklar.

Ayıptır ayıp...

O Meclis bu milletin Meclis'i.

Bu milletin Büyük Meclis'i.

Millet acısını paylaşırken, o Meclis'in çatısı altındakileri de yanında görmek istiyor.

Maaşlarınızı bağışlayın desek de duymazsınız.

Hiç olmazsa, 10 milyarlık kokteyl yapmayın.

Suçlular hapishanelere sığmaz

TEK suçlu Veli Göçer mi diye yazdık ya, bir iki müteahhidi daha gözaltına almışlar.

Devletin tepelerini işgal eden zevatla aynı masayı paylaşamayan müteahhitlerden birkaçı olsa gerek.

Yap-satçı, ya da sat-yapçılardan bir ikisi.

Soruşturma yapmayı, ucundan tutmak zanneden Türk adaleti, biraz tembel.

Bu tembellikte, dosya altında boğulmuş olmanın, adli zabıtanın olmamasının mutlak etkileri vardır ama yine de en azından bu deprem soruşturmalarında biraz daha derine inmek gerekiyor.

Ne kadar derine olduğunu söyleyelim.

Depremde yıkılmış bir bina mı var?

Hemen açacaksınız dosyasını.

Önce projeye bakacaksınız.

İyiyse sorun yok. Yok eğer projede hata varsa, projeyi çizeni bulacaksınız.

Meslekten atacaksınız.

Sonra bu projeye onay vereni bulacaksınız. Onu da hemen mahkemeye çıkaracaksınız!

Ardından bu projeyi uygulayanı bulacaksınız. Onu da yargı önüne çıkaracaksınız.

Uygulama safhasında denetlemeyeni de bulacaksınız. Onu da yargı önüne çıkaracaksınız.

Bu silsilenin neresinde hata varsa, oradan sonra kim varsa, yargı önünde hesap verecek.

Tabii bu arada başka şeyler de var.

İmar planlarını keyfe göre değiştirenler, imar affı çıkaranlar.

Üç kata göre temeli atılmış binalara, imar planı değişti diye kat çıkma izni verenler.

Anlayacağınız varoğlu var.

Bu deprem soruşturması adam gibi yapılsa, emin olun ki hapishaneler yetmez suçluları almaya.

O yüzden bir Veli, iki Ali...

İş kapatılacak.

Bir dahaki depreme kadar.

O zaman da bir Veli nasıl olsa buluruz.

Kimin yalancı olduğu biliniyor Sayın Vali...

İSTANBUL Valiliği'nden bir açıklama geldi; evlere şenlik.

Çok açıklama gördüm, bu kadarını görmedim.

Açıklama, ‘‘Fatih Altaylı imzasıyla yazılan haber yalan ve yanlışlarla dolu olmasının yanında...’’ diye başlıyor.

Hadi canım.

Yalan sizde olur, bizde değil.

Ayrıca açıklamada da benim yalan söylemediğim ortaya çıkıyor.

Açıklama bakın ne diyor:

‘‘‘Afet illerinde toplanan yardımlar kendi ihtiyaçları için kullanılacak...' şelindeki yazılı talimatı üzerine, toplanan yardımlar İstanbul Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Fonu'na aktarılmış...’’

Ben ne demişim...

Yardımlar İstanbul Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Fonu’na aktarıldı demişim.

Yani yalan değil doğru yazmışım.

Uyanık Vali, parayı İstanbul'da tutmuş.

Ayıptır ayıp.

İstanbul Türkiye'nin en büyük ekonomik potansiyele sahip ili.

Bu ilin yardımlarını İstanbul'da tutmak hangi vicdana sığar Erol Çakır Beyefendi.

Adapazarı yerle bir, Gölcük yerle bir, İzmit yerle bir, Yalova yerle bir.

İstanbul Valisi parayı İstanbul'da tutuyor.

İstanbul'da Avcılar'da birkaç bina yakılmış diye.

Sonra da bana yalancı diyor.

Vali Erol Bey, sen İstanbul'u yönetmeyi, Demirel'le gezmek zannedebilirsin.

Ama iş öyle değil.

Yalancının kim olduğunu, sen de, ben de, beni okuyan herkes de biliyor merak etme...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Teşrifatçılara, yerel yönetici demediğimiz zaman.



Yazarın Tüm Yazıları