Fatih Altaylı: Marka büyük, pazar küçük!

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Galatasaray'ın şirketleşerek kurtulmasından söz ediliyor.

Galatasaray şirketleşerek kurtulmaz.

Çünkü Galatasaray şirketleşince, bir ABD şirketi olmayacak.

Bir Türk şirketi olacak.

Fortune Dergisi'nin şirketler araştırmasına göre, en büyük Türk şirketi İş Bankası.

Ve İş Bankası Avrupa'daki şirketler arasında ilk yüzde değil.

Oysa Galatasaray Avrupa'da birinci ya da ikinci sırada.

İşin özü de bu.

Galatasaray, şirketleşmekle bir yere varamaz.

Çünkü Galatasaray'ın pazarı küçük.

Diyelim ki şirketleşti, ne olacak?

Maç biletlerini daha pahalı mı satacak?

Forma reklamı için aldığı para yüz kat mı artacak?

Televizyon naklen yayınlarından gelen paralar 10'la mı çarpılacak?

Elbette hayır.

Ne yazık ki, Galatasaray küçük bir ekonominin, fakir bir ülkenin takımı.

Nasıl ki, Türk ekonomisi Avrupa ile boy ölçüşemiyorsa, serbest rekabet ortamında da Galatasaray Avrupalı rakipleriyle boy ölçüşemez.

Ölçüşürse, işte bu olur. Gırtlağa kadar borca batar.

Battığı ile de kalır.

Çünkü Galatasaray'a reklam verecek olan Türk firması, Avrupalı bir firma kadar para ödeyemez.

Galatasaray'ın biletini alacak taraftar, Avrupalı taraftarın verdiği parayı veremez.

Galatasaray uluslararası bir takım.

Ve ne yazık ki, bu takımı destekleyecek uluslararası başka bir markamız yok.

Avrupa'da ve dünyada tanınan tek Türk markası Galatasaray.

Bu marka, Türk ekonomisinin boyutuna birkaç beden büyük.

O yüzden Galatasaray'ın yapması gereken şirketleşmek değil.

Bu büyük markayı, uluslararası düzeyde pazarlayabilmek.

Ama peşkeş çekmek değil elbet!

Fenerbahçe'ye devlet kesesinden 80 milyon dolar

FENERBAHÇE Yönetim Kurulu'nun bir sözcüsü, Galatasaray'a para ödülü verilmesine karşı olduklarını açıkladı.

Ama ben de onlar gibi düşünüyorum.

Galatasaray'a devlet para falan vermesin.

Ama kimseye vermesin.

Maliye Bakanlığı Gelirler kontrolörleri Erkan Gürboğa ve Abdullah Güven Fenerbahçe Spor Kulübü'nde yaptıkları incelemelerde, çok büyük vergi kaçakları tespit ettiler.

1997 ve 98 yıllarında gerçek dışı beyanlarda bulunulduğunu saptadılar ve Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesine göre Fenerbahçe Spor Kulübü'ne 2 trilyon 515 milyar lira vergi cezası kestiler.

Yani yaklaşık 3.5 milyon dolar.

Kontrolörler hazırladıkları raporu paranın tahsil edilmesi için Maliye Bakanlığı'na gönderdiler.

Ve aynı kontrolörler, yasanın kendilerine verdiği yetkiye dayanarak, incelemeyi beş yıl geriye götürmeye karar verdiler.

19 Ocak 2000 tarihli Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, bu noktada devreye Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım girdi.

Habere göre ‘‘Başkan Yıldırım'ın Maliye Bakanlığı ve daha yüksek düzeyde yaptığı girişimler Fenerbahçe Kulübü'nün çok büyük bir badireden kurtulmasını sağladı. Geriye dönük bir araştırma halinde bu cezanın 50 trilyonu aşabileceği öğrenildi’’ diye yazıyor Milliyet.

50 trilyon!

Yani yaklaşık 80 milyon dolar.

Başkan'ın yaptığı girişimler sonucu Maliye Bakanlığı, ‘‘Fenerbahçe'nin Türkiye'yi uluslararası alanda başarıyla temsil eden bir kulüp oldugunu’’ belirterek cezayı birkaç milyar liraya indirmiş.

Galatasaray ödüllendirilmesin diyen Fenerbahçe yönetimi, kendilerine yapılan 80 milyon dolarlık kıyağa ses çıkarmamış.

Keşke MTK'yi yenselerdi de, daha fazlasını verseydik!

Deve turu zamlandı

KAPADOKYA bölgesine son günlerde gelen turist sayısının artmasını fırsat bilen deve sahipleri tur fiyatlarına zam yaptı. Peri bacaları, vadiler ve kiliseleri ile ünlü Kapadokya bölgesinde,özellikle yabancı turistler, yöre ile bütünleşen deve turlarına büyük ilgi gösteriyor. Panoramik görünümü olan merkezlerde turistleri deve ile gezdiren yöre halkı, geçen yıl 2 dolar olan deveye bindirme ve kısa bir turun ücretini bu yıl 3 dolara çıkardı. Bir deveye günlük 10 civarında turistin bindiğini belirten deve turcuları, her deve için günlük 15-20 dolarlık yem aldıklarını, tur ücretine zammın kaçınılmaz olduğunu belirttiler.

KAYSERİ, a.a.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Fenerbahçeli yöneticiler, benim kadar dürüst olabildiği zaman.

Yazarın Tüm Yazıları