Fat and fit!

Yaşlandıkça bir miktar kilo almanız beklenen bir sonuçtur.

Haberin Devamı

Fazla kiloların sizi hipertansiyona, şeker hastalığına ve felce aday biri haline getirdiği de bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yaşlılığa bağlı kilo kazanımının kötü sonuçlarını en aza indirmek istiyorsanız daha fit biri olmaya bakmalısınız.

Hangi yaşta olursanız olun, bedeniniz adeta “yağ depolamak” için tasarlanmış gibidir. Vücudunuzda yaklaşık 40 milyar kadar yağ hücresi var. Bu hücreler ne yapıp edip içlerini olabildiğince yağla dol-durmak arzusundadır.
Vücudun, daha doğrusu hücrelerin bu eğilimi genetik hafızasında yazılı değişmez bir şartname gibidir ve eğer birazcık hareketsiz kalır, azıcık da gereğinden fazla yiyip içerseniz sizi anında yağlandırıverir.
Hele bir de metabolik yapınız arızalı ise işiniz daha da zor, hatta bazen imkânsız hale gelir.
Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız, daha az yağlanmaya çalışmalı, aşırı yağlanmanın sağlığınızı pek çok noktadan tehdit edeceğini unutmamalısınız.
Riskinizin “kilolu ve fiziksel olarak tembelseniz” katlanarak artacağını aklınızdan çıkarmamalısınız.
Bu son cümle çok ama çok önemli. Tabiî ki hem fizyolojik miktarlarda yağ yüklenmek, hem de fiziksel olarak aktif bir hayat sürmek en doğrusudur ama beden yağ kitlesi artmış birinin hareketsiz bir yaşam sürmesi çok daha tehlikelidir.
İyi haber; yağ kitleniz hafifçe artsa da -hatta orta derecede yükselse de- düzenli fiziksel aktivitenin özellikle fit olma derecesine yaklaşan egzersiz alışkanlığının sağlığı iyi yönde etkilediğidir.
Yaşlandıkça bir miktar kilo almanız beklenen bir sonuçtur. Fazla kiloların sizi hipertansiyona, şeker hastalığına, koroner kalp hastalığı ve felce aday biri haline getirdiği de bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Yaşlılığa bağlı kilo kazanımının kötü sonuçlarını en aza indirmek istiyorsanız daha fit biri olmaya bakmalısınız. Azıcık yağlı ama fit biriyseniz fazla kilolardan göreceğiniz zarar daha az olacaktır.
Bir manken gibi ince, bir sporcu gibi kaslı görünmeyi denemeyin ama düzenli egzersiz yapmaktan taviz vermeyin. Düzenli egzersiz ve bunun sağladığı zindelik hali birkaç kilo fazlalığın getirdiği riski sıfırlamaya bile yetebiliyor. Kısacası azıcık yağlı (fat) ama fiziksel olarak zinde (fit) biriyseniz bence fazla korkmanız gerekmiyor.

Haberin Devamı

Doktora danışmanın D’si

Haberin Devamı

Son yıllarda D vitamini eksikliğinin yaratabileceği sağlık sorunları üzerine çok yazılıp konuşuluyor.
Sağlık riski analizlerine D vitamini düzeyi araştırmaları da eklenmeye başlıyor. Çıkan sonuca göre doktorun belirleyeceği doz ve sürede D vitamini desteği kullanmak doğru bir yaklaşım. Ancak “Nasıl olsa bende de eksiklik vardır. Arkadaşımla aynı yaştayız, ona verildiğine göre ben de alayım” gibi yaklaşımlarla “ezbere” D vitamini kullanmak yanlış.
Çünkü D vitamini yağda eriyen ve bedende depolanan bir vitamin. Yüksek dozlarda, uzun süre kullanıldığında birikip istenmeyen etkiler yapabiliyor.
Yalnızca menopoz sonrasındaki hanımlarda ve ileri yaşlarda yüksek D vitamini düzeylerine izin veriliyor.
D vitamini düzeyinizi kan tahlili yaptırıp öğrendikten sonra doktorunuzla değerlendirmeden destek kullanmamanızı öneririm.
Dr. Evren ALTINEL

Haberin Devamı

Alkolden zarar gördüğümü nasıl anlarım?

Alkole bağlı sağlık zararları saymakla bitmez ama en iyi bilineni ve korkulanı karaciğer iltihaplanmasıdır. Bu soruna tıp dilinde “alkolik hepatit” ismi verilir.
Alkole bağlı karaciğer zararı kişisel hassasiyetlere de bağlıdır ama alkolik hepatit olmanız için mutlaka “alkolik” olmanız yani sık sık ve fazla miktarda alkol tüketen biri haline gelmeniz gerekmez.
Üzülerek belirtelim ki alkol kullanımı bir sosyalleşme aracı haline geldi. Az miktarda ve sadece eğlence ortamlarında, sosyal toplantılarda tüketilen alkolün bile karaciğer hasarlanmasına yol açabileceğini, hatta ağır derecede karaciğer yetmezliği ile sonuçlanabileceğini bilmekte fayda var.
Alkole bağlı karaciğer hasarının erken döneminde yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, kırıklık hissi gibi önemsenmeyen belirtiler ortaya çıkar.
Bir süre sonra sorun ilerlediğinde tat duyusunda kayıp, iştahsızlık, bulantı ve kusmalar, karın ağrısı gibi değişiklikler de ortaya çıkabilir.
Daha ilerlemiş dönemlerde gözde ve deride sararma, bellek karışıklıkları, karında şişlik gibi işaretler ortaya çıkar.
Araştırmalar, alkol kullanımı yaygınlaştıkça alkole bağlı karaciğer hasarına yakalananların sayısının da arttığını gösteriyor.
Özellikle erken dönem alkol hasarına işaret eden alkole bağlı karaciğer yağlanması hastalarının sayısı artıyor.
Alkolün karaciğerde yaptığı hasarın hepatite veya siroza dönüşmeden daha yağlanma dönemindeyken yani erkenden fark edilmesi halinde iyileşme olasılığı yükseliyor.
Alkolün bir beden zararlısı toksin olduğunu unutmayın. Alkol tüketiminizi azaltmaya ve kontrol altında tutmaya çalışın.

Yazarın Tüm Yazıları