Faiz ve kur tartışması alevlenecek

ÖNÜMÜZDEKİ hafta toplanacak olan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun da etkisiyle, bu hafta faizin çok yoğun biçimde tartışılmasını bekliyoruz. Bununla birlikte, yeniden sıcak para girişi nedeniyle, eski seviyelerine doğru gerilemeye başlayan kurlar da, aynı paralelde yoğun tartışma konusu olacak.

Ünlü uluslar arası yatırımcı Mark Mobius, son yaşanan dalgalanmadan sonra ucuzlayan Türkiye’deki hisse senetlerine yeniden yatırım yapmaya başladıklarını söylemiş ve bu hisselerin çok cazip olduğunu ifade etmiş.

Gerçi Mobius aynı haberlere göre yatırımcının bu ülkelerde kısa vadeli al-sat’lardan çekinmesi gerektiğini söylemiş ama hepimiz biliyoruz ki; Mobius’unki de dahil, gelen kısa vadeli sermaye, bu dönemde eskisine kıyasla çok daha kısa vadeli geliyor. Fonlar, yıl sonunda paçal edecekleri yatırım karlarını, birkaç aylığına Türkiye’de etmeyi planladıkları karlarla artırmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bu haber de son dönemde Türkiye’ye gelmeye başlayan sıcak paranın neden geldiğini gösteren örnek bir haber.

Sıcak para gelişinin arttığını gösteren haberlerle birlikte ihracatçıların "yakınma"larının arttığını da hep gördük, yaşadık. İşte dünkü haberlerden biri de dış ticaretten, daha doğrusu ihracattan sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’e aitti. Tüzmen, ihracat için kurun 1.5 YTL’nin altında olmaması gerektiğini söylemiş Tüzmen ihracatın dolar kuru 1.5 YTL’nin üzerine çıktığında önemli bir ivme kazandığını söyleyip, 1.4 YTL’ye gerilemeye başladığında ise ihracatta bir azalma, ithalatta ise yeniden artış başladığını kaydetmiş.

Bu kadar kısa sürede böyle somut bir kanıya nasıl varıldı bilmiyoruz ama ihracatçıların kurlarla ilgili şikayetlerinin artmaya başladığı açık.

Yani görünen tablo şu ki; dalgalanma öncesi sıcak parayla güllük gülistanlık gözüken

piyasalar, yeniden eski günlerine dönme özlemindeyken, ihracatçılar da sevindikleri dalgalanma etkilerinin artık geçmeye başlamasından pek de mutlu değiller.

Ancak unutulan şu ki; artık her şey eskisi gibi değil. Yani siz bu dalgalanmanın zararını

gördünüz ve bütün maliyetlerinizi artıran faizler 8-9 puan yukarı çıktı ve orada düşüş yok. 8-9 puan artış da artık eski yüksek enflasyon dönemlerindeki gibi görece küçük bir artış oranı değil, yüzde 50’den fazla bir artış demek...

MERKEZ BANKASI’NIN ZOR KARARI

Dalgalanmanın en fazla vurduğu ekonomik hedeflerden biri de enflasyon. Enflasyon hedeflemesinin ilk yılında, belirlediğiniz, nokta değil aralıklı hedeflerin bile tutturulamayacağı anlaşılmış, şimdiden gelecek yılın aralıklı hedefinin peşine düşmüşsünüz.

İşte Merkez Bankası’nın bu haftaki Para Politikası Kurulu toplantısı da bu nedenle çok zor.

Zorluğu şu ki; Merkez Bankası yaptığı hesaplamalara göre 2007 enflasyon hedefini tutturabilmek için hala faizlerde artırıma gitme gereği duyup bunu açıkladı. Buna karşılık piyasalar "faiz zaten çok yüksek" diyerek artık faizin artırılmamasını istiyor.

Şu kadarını rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Merkez Bankası daha önce bu artırım sinyalini vermemiş olsaydı, piyasalar şimdi faiz indirimi bile istemeye başlamıştı.

Çünkü eski yatırımları nedeniyle, faizlerin gelmiş olduğu seviye nedeniyle zarar ediyorlar.

Buna karşılık kurların yeniden aşağı gelmesi nedeniyle, ihracatçılar başta olmak üzere, çoğu kesim Merkez Bankası’nın bu kez alım yönünde dövize müdahale edip, yani piyasadan döviz alarak kurların bir miktar yukarı gelmesi gerektiğini söylüyorlar.

Bunun için Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu’nu toplaması elbette gerekmiyor. Ancak gördüğümüz kadarıyla bu ihtimal de Kurulda değerlendirilecek.

İşte Merkez Bankası çeşitli baskı gruplarından gelen farklı taleplerin yeniden alevlendiği bir dönemde, bu hafta önemli kararlar almak zorunda kalacak. Elbette sağlıklı olan; Merkez Bankası yönetiminin talepler ne olursa olsun, asıl amacı doğrultusunda karar alması.

Bizce, aşağı ya da yukarı yönde, istikrarlı trendin önemi hala tam anlamıyla anlaşılamadı.
Yazarın Tüm Yazıları