F.Bahçe'ye rekabet geliyor

Şimdiye kadar forma şansı bulamayan bazı oyuncuların takıma adapte olmasıyla forma rekabeti kızıştı. En önemli yıldız ise Özer. Genç isim, Başkan’dan, Alex’e kadar herkesin gözdesi.

Haberin Devamı

ÖNCEKİ gün Samandıra’daydım. Yaklaşık bir saat antrenmanı izledim. Daum idmanı genellikle yüksek tempo ve gol üzerine kurmuştu. Zaten savunma kurgusunu iyi oturtmuş bir teknik adamdı Daum. Taa ki son derbiye kadar. İdmanda özellikle Semih, Özer, Önder, Mehmet Topuz gibi isimlerin hırslı ve formda oluşları dikkatimi çekti. Yabancılarda ise bir durgunluk var sanki. Daum’un bir an önce bu problemi çözmesi gerekiyor. Bence Carlos’un gideceği haberleri takım içindeki Brezilyalıları da oldukça etkilemiş.
Daum sonunda çok büyük bir değer olan Özer Hurmacı’yı ilk onbire koyacak gibi. Özer’in en büyük özelliği topsuz oyunu çok iyi oynaması ve takım atağa kalkarken doğru zamanda doğru yerde bulunması. Antrenman bittikten sonra Özer, kaptan Alex ile birlikte yarım saat kadar frikik çalıştı. Çok başarılı vuruşlar gerçekleştirdi. Sanırım Alex’le bu konuda yarıştılar. Ama altı atışı üst üste gole çeviren Alex, Özer’e üstünlük sağladı.
Aslında bir gerçek var; Alex çok zeki bir oyuncu ve Özer’in kendisinin en büyük alternatifi olduğunun farkında. Yani Özer, Alex için ilk onbir yolunda bir tehdit unsuru olmalı. Ama Alex bunları aşmış biri. Fenerbahçe’de ilk söz Aziz Yıldırım’ın. Ondan sonra ilginç bir sıralama var; Aykut Kocaman, Daum, Alex, Emre ve Roberto Carlos. Daha Nihat Özdemir’den, Ali Koç’tan bahsetmedim bile, sonuçta onların hepsi başkana bağlı. Ama bu takımın Süper Lig’de şampiyon olması, Avrupa’da başarıyı yakalaması için yukarıda saydığım güçlerin çekişme içinde değil, birlik içinde olması gerek.

Haberin Devamı

Korkmazsan kazanırsın

BEŞİKTAŞ’ın çarşamba gecesi yaşadığı sevinç başka bir sevinçti. Sadece dünyanın en güçlü takımlarından birini sahasında yenmenin sevinci değildi bu. Sezon başında alınan sonuçlarda üzerlerine çok gelinen ve yeteneksiz ilan edilen futbolcuların onur savaşıydı. Önemli maçlarda oynamıyor, denilen Rüştü’nün kariyerinin en değerli maçlarından biriydi. Devre arasında gideceği söylenen Tello’nun galibiyete imza atan oyuncu olmasını sağladı bu dev maç. Ama hepsinden önemlisi Mustafa Denizli’nin maçıydı.
22 yıl önce Türk futbolu 5-1 yenilgilerdeki tek gole sevinirken, “Wembley’e İngiltere’yi yenmeye gidiyoruz” demişti. Denizli, F.Bahçe maçı sonrası, Lig TV mikrofonlarına tekrarladı aynı görüşleri. “Hayatım boyunca hiçbir takımdan korkmadım. Yine korkmuyorum.”
Sonuç ortada. Bu ortamda Beşiktaş camiasında da gizli kahramanlar var. Derbilerde tribünlerde oturmayanlardan bahsetmiyorum. Mustafa Denizli, sezon başında belki de kafası karışıkken arkasında duran. Futbolcuları motive etmeye çalışan kişiler vardı. Onların da sevinmek hakkı. Tebrikler hocam. Tebrikler Beşiktaş.

 

Yazarın Tüm Yazıları