Eyvah çocuğum cinselliği konuşuyor

Çocuğun cinsellikle ilgili sorular sorması, cinsel içerikli davranışlarda bulunması aileleri bir anda panikletip korkutabilir.

"Küçük bir çocuğun cinsellikle ne ilgisi olabilir ki?" gibi yanlış bir düşünceye kapılmayın. Onların cinsel duyguları doğumlarıyla başlar. Siz ebeveyni olarak çocuğunuzu cinsellikle ilgili, yaşına uygun bilgilerle aydınlatmalı, onun sorularına doğru şekilde cevap vermelisiniz.

* Cinsel eğitim alt değiştirirken başlar

Bebeklerin alt bezlerinin değiştirilmesi cinsel eğitimin ilk kademesinin başlaması için güzel fırsattır. Bu dönemdeki yıkanma ve altının değiştirilmesi, bebeğin cinsel duygularını harekete geçirir. Bebek bezinin genital bölgeyi uyarması da bebeğin hoşuna gider. Bebeğe, organları gerçek isimleriyle öğretilmelidir. Erkek bebeklerde penis, testisler, testis torbası; kız bebeklerde de vulva, vajina isimleri doğru olarak söylenmelidir.

* Çocuğunuz kendi cinsiyetini fark ediyor

Çocuk 2 yaşından itibaren kız ve erkek cinsiyetlerini ayırt eder. 2,5 yaş civarında ise kendi cinsiyetinin farkına varır. Çocuk cinselliğini çok erken yaşlarda keşfedebilir ve bazen tesadüfü dokunuşların kendisine keyif verdiğini fark ederek, bilinçli olarak cinsel organlarını uyarmaya başlayabilir.

* Ebeveyn olarak ne yapmalısınız

Ebeveynler çocuklarına olumsuz tepki vermemeli, ellerini ve cinsel bölgesini temiz tutmasını sağlayıp, bu bölgelerin ona ait özel bölgeler olduğunu anlatmalıdır. Çocuğa, yaşına uygun dozda aydınlatıcı bilgi vermelidir. Ailesiyle bu konuları konuşabilen çocuk, dış cinsel tehlikelere karşı daha korunaklı olacaktır. * Çocuklar da mastürbasyon yapar

Mastürbasyon; çocuğun cinsel bölgesini zevk ya da rahatlama amacıyla uyarmasıdır. En erken olarak 17 ve 18. aylarda ortaya çıkar. Ancak bebeklik ve çocukluk döneminde yapılan mastürbasyon tam olarak cinsel ilişki taklidi olarak görülmemelidir. Özellikle 3-6 yaşlar arasında daha sıklıkla görülür.

* Çocuğa kızmak yanlış bir davranıştır

Mastürbasyonu ortadan kaldırmak yerine mastürbasyonun herkesin yanında yapılmaması gerektiği söylenmelidir. Çocuğunuzu korkutmak, mastürbasyonun zararlı olduğunu söylemek, cezalandırmak ciddi duygusal problemlere neden olabilir. Mastürbasyonun sıklaştığı dönemlerde çocuğunuzla daha fazla ilgilenin. Özellikle oyunlarda bedensel temasa önem verin; ona bol bol sarılın.

Uluslararası aşçı oldum

Geçen hafta Knorr’un davetlisi olarak Almanya’ya Heilbronn’a gittik kalabalık bir gazeteci grubu ile birlikte...

Verdiler elimize Almanya’da, Knorr ürünleri için tamamen doğal şartlarda üretilen soğanları, domatesleri, biberleri; soktular bizi profesyonel mutfaklara, koca koca tencereler, ellerimizde tarifler... Üç gruba bölündük, herkes yaratıcı, herkes özgür dediler. Her ekibin başında uluslararası bir aşçı verdiler. İnanılmaz yaratıcı yemekler yaptık, birlikte asla olmaz diyeceğiniz malzemeleri harmanladık ortaya resmen şaheserler çıkardık.

Tüm bu güzel deneyimleri yaşarken de bir sürü farklı konuda bilgi edindik, değişik uzmanlardan çeşitli konularda "doğru ve doğal beslenmeyi" öğrendik.

Hani biz takılıyoruz ya "Bu nedir, içinde kimyasal madde var mıdır, yararlı mıdır, zararlı mıdır" diye... İnanın bana anneannelerin tarhana kurutması gibi yöntemlerle kurutuluyor Knorr’da besinler, pek tabii çok daha steril ve güvenli bir ortamda... Bunları da gözlerimizle görünce derin bir nefes aldık.

Bizim şefimiz resimde gördüğünüz gibi Francesco De-Villa oldu. Knorr’un İtalyan İş Geliştirme Şefi.

Fransız, İtalyan ve Alman mutfaklarında deneyimli, inanılmaz nazik, işini çok iyi bilen ve tam bir öğretmen. "Dur dur ben buna biraz daha tuz ekleyeyim" dediğinde hem tuzu, hem de tuzu katacağın tencerenin içindekileri detaylı şekilde anlatacak kadar da sabırlı biri.

Geçer notu verdi, diplomamı aldım sayesinde.

"Bir anne olarak bu dört günde aile beslenmesi uzmanı mı oldun yoksa aşçı mı", derseniz siz bilirsiniz... Ama buzdolabıma astığım, resmen bir ödül töreniyle konuşma yaparak aldığım bir belgem var artık benim.

İşin güzel tarafı ne biliyor musunuz?

Bu tip geziler ile firmaları, ürünlerin fikirlerinin veya kendilerinin çıktığı yerleri, markette bir iki saniye içinde alıp almamaya karar verdiğimiz, konuşurken, eleştirirken ne kolay harcayabildiğimiz markaların arkasında ne kadar büyük bir bilgi birikimi, araştırma ve deneyim olduğunu görüyorsunuz.

Heilbronn neresi diyenlere

Almanya’da inanılmaz şirin bir kasaba, Franfurt’a bir buçuk saat uzaklıkta, ördeklerin kuğuların yüzdüğü bir nehir geçiyor ortasından bir de Knorr Caddesi... Tahmin edin bakalım nüfusun çoğunluğu nerede çalışıyor? Will-Mayer köprüsü üzerinde durup gözlerini kapattığınızda "yeşil" kokluyorsunuz içinize çeke çeke. Sokaklarda her üç kişiden birinin de Türk olduğu bir yer. Tabii ki bütün Almanya gibi. "Huzurlu, sakin, sessiz, ama yaşar mısın?" derseniz, "Asla" derim; İstanbul’a aşıkken nerelerde uzun süre kalabilirim?

Harika lezzetler diliyorum size de...

Pınar ben

Uluslararası Aşçı
Yazarın Tüm Yazıları