Eyfel Kulesi’ne Türkiye’nin renkleri

FRANSA’da Türkiye’nin AB üyeliğine karşı seslerin yine yükselmeye başladığı tatsız bir döneme girdik yeniden.

Önce Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, kalplerimizi fethetmiş olan ABD Başkanı Obama’nın "Türkiye’yi AB’ye alın" sözlerine aşırı tepkisi.

Ardından şimdiye kadar üyeliği destekler görünen Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in, Rasmussen olayı gerekçesiyle üyeliğimize artık soğuk baktığı yolundaki açıklaması.

Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin AB üyeliği nedeniyle hızla gerginleştiği bir sırada birisi kalkıp "Eyfel Kulesi Türkiye’nin renklerine bürünecek" dese kim inanır?

Ama bunu söyleyen kişi, bizzat Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe ise bu iddiayı ciddiye almak zorundasınız.

Medeniyetler İttifakı 2. Forumu nedeniyle hafta başında İstanbul’a gelen Delanoe’yi, Obama’nın İstanbul’u terk ettiği saatlerde Galatasaray Üniversitesi’nde dinledik.

Fransız solunun güçlü isimlerinden Delanoe’nin Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili sözlerine sonra değineceğim.

Önce Paris’in simgesi Eyfel Kulesi’nin neden 10 Ekim ile 29 Ekim tarihleri arasında kırmızı, beyaz ışıltılar saçacağı yolundaki açıklaması.

TROCADERO MEYDANI’NDA MERCAN DEDE

Trafiği yeniden düzenlemesiyle, bisikleti yaygınlaştırmasıyla, Seine kıyılarındaki plajlarıyla Paris’e yepyeni bir soluk getirmiş olan Delanoe "Fransa’da Türkiye Mevsimi" etkinliklerinin en büyük destekçisi.

Galatasaray Üniversitesi’ndeki konuşmasında, "1 Temmuz 2009 ile 31 Mart 2010 tarihleri arasındaki etkinlik için tüm imkanlarımı seferber edeceğim" diyor.

Eyfel Kulesi’nin ışıklandırılması, Louvre ve Grand Palais müzelerinde sergiler, Trocadero Meydanı’nda Mercan Dede konseri, Anadolu Ateşi gösterisi, Tuileries Bahçeleri’nde Türk kafesi.

Delanoe bunları sayıyor ve "Tüm Parislileri Türk kültürünü, sanatını, tarihini yakından tanımaya davet ediyorum" diyor.

Delanoe’nin heyecanla söz ettiği "Fransa’da Türkiye Mevsimi" Fransız kamuoyunu Türkiye’ye yakınlaştıracak 400 kadar önemli etkinliği kapsıyor.

Biraz açmak gerekirse, etkinlikler İKSV ile CulturesFrance ile ortaklığıyla yürütülüyor.

Türkiye ve Fransa’nın Dışişleri ve Kültür Bakanlıkları destekliyor.

Sadece Paris’te değil, Lille, Bordeaux, Marsilya, Lyon, Starsburg, Nantes gibi şehirlere uzanıyor.

Kültürel etkinliklerin yanı sıra, akademik ve bilimsel buluşmaları, ekonomik temasları da içeriyor.

İSTANBUL SERGİSİNE TÜSİAD ÇIKARMASI

Örneğin, 10 Ekim’deki İstanbul Sergisi’nin açılışına TÜSİAD önemli bir çıkarma yapıyor.

Küratörlüğünü Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer’in yaptığı İstanbul Sergisi’nin açılışını Cumhurbaşkanı Gül ile Sarkozy’nin birlikte yapmaları mümkün.

Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Bernard Emie böyle bir seçeneği şimdilik göz ardı etmiyor.

Emie’ye göre, etkinlikler Türkiye’yi tarihiyle, çağdaş sanatıyla, bilimsel ve ekonomik atılımlarıyla tüm boyutlarıyla tanıtmak için müthiş bir fırsat.

Düşünün ki, Türkiye, Fransa’nın Nantes şehrindeki 14 Temmuz kutlamalarında konuk ülke.

"2007 yılı sonunda hazırlıkları başlayan projeyi Fransızlarla Türkler ele ele yürütüyor. Müthiş bir ekip çalışması söz konusu" diyor Fransız Büyükelçisi.

Peki ekonomik kriz etkinliklerin bütçesini etkiledi mi?

Bernand Emie "Kriz işleri zorlaştırdı ama devletin desteği, sponsorların katkısı derken 10 milyon Euro’ya yakın bir bütçe ayırdık" diyor.

Axa Şirketler Grubu Başkanı, Türkiye’yi iyi bilen Henri de Castries sponsorluk için Fransız işadamlarını harekete geçirmiş.

İŞ DÜNYASI AB’Yİ İSTİYORSA

Emie, Henri de Castries’in Fransız sanayicilerinden önemli sponsorluklar sağlamayı başardığını söylüyor.

Fransız özel sektörü "Fransa’da Türkiye Mevsimi" için kesenin ağzını açmış.

Böyle kapsamlı etkinlikler için sadece devletin sağlayacağı bütçenin yeterli kalmayacağı bir gerçek.

Peki ya Türk özel sektörü?

Edindiğim bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Gül, katkılarını talep etmek için özel sektörün sponsor adaylarını ağırlamak hazırlığında.

İş dünyası, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğunu destekliyorsa -ki öyle olduğunu varsayıyorum- "Türkiye Mevsimi" etkinliklerine mutlaka arka çıkmalı.

Hem unutmayın.

İş insanları, politikacıların "zücaciye dükkanına giren fil" gibi darmaduman ettikleri ilişkileri düzeltmekte pek mahirdirler.

Avrupa’nın geleceğini Türkiye’siz göremiyorum

BU
yıl ikinci kez İstanbul’u ziyaret eden Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe dediğim gibi Fransız solunun önemli isimlerinden.

Dolayısıyla Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine sağa göre daha sıcak bakan solun görüşlerini dile getiriyor.

Tunus doğumlu olduğu için de daha Akdenizli, Türkiye’yi daha iyi anlıyor.

Delanoe aynı zamanda 21. yüzyılda güçlü bir Avrupa istiyor.

Konuşmasında "21. yüzyılda çokkültürlülüğü daha fazla benimsemiş, daha geniş vizyonlu, daha dinamik bir Avrupa düşlüyorum. Böyle bir Avrupa’nın geleceğinde Türkiye’siz göremiyorum" diyor.

Delanoe’nin bu sözleri, Sarkozy’nin Obama’ya tepkisinden birkaç gün sonra.

"Sarkozy ile bu yüzden bir polemik istemem" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Ama benim Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin görüşlerim belli, pozisyonum belli. Hem müzakereye davet ettiğiniz bir ülkeye ’üyelik olmaz’ diyemezsiniz. Kimse Obama’yı tanımazken de ben bu görüşlerimi ifade ediyordum" diyor.
Yazarın Tüm Yazıları