Selim Soydan ile Hülya Koçyiğit çifti, 38 yıllık evliliğin ardından göğüslerini gere gere ‘Evlilik aşkı öldürmez’ diyorlar. Selim Soydan, ‘Tabii küçük ayrılıklar ve sürprizlerin aşkı taze tuttuğu unutulmamalı’ diye ilk tüyoyu veriyor Aysun Kayacı-Emre Aşık çiftine. Konu sürprizlere gelince, her iki çiftimizden de müthiş itiraflar geliyor. DENİZ UÇAĞINDA BANA EVLENME TEKLİF ETTİ Selim Soydan: Evlilik aşkı öldürmüyor, yok öyle bir şey. Olaya, ‘Ölmeyecek bu aşk’ diye bakacaksın. Onu sen her gün sularsan, ölmez. Tam tersi her gün yeni filiz verir. Hülya Koçyiğit: ‘Ben bu heyecanı ömür boyu yaşamak istiyorum’ dediğin ve öyle davrandığın zaman evlilik aşkı öldürmez çocuklar. S.S: İlişkiyi taze, canlı tutmanın formülleri vardır. Bunlardan bir tanesi, erkek bir kere evini özleyecek, evine dönmek isteyecek. Bir erkek sabah evinden güleryüzle, eşi tarafından öpülerek çıkarsa, akşam mutlaka evine döner. Döndüğü zaman bir de karşısında hoş, saçını yaptırmış, şık giyinmiş bir kadın görürse tamamdır. Asla o erkekten korkmayın. Bir de kısa ayrılıklar evliliği, aşkı ayakta tutar.H.K: Ama tek taraflı değil Selim Bey. Erkek de kendine özen göstermeli değil mi? Sonuç olarak karşılıklı emek ve özveri bunları da kapsar. S.S: Tabii ki. Önemli olan başka bir nokta ise sürprizler. Ben eşime sürpriz yapmaya bayılırım. Mesela durup dururken bilet alır, onunla Londra’ya tatile gideriz. Sadece ikimiz. Hülya seyahati çok sever. Ben onun sevdiği şeylere hep ortak olmak isterim. Ya da sevdiğim şeylere onu ortak ederim. Önemli olan bunu isteyerek, içinden gelerek yapmaktır. Zorla değil! Aysun Kayacı: Emre de sürprizlere bayılır. Eğer Emre işinde tatmin olmayan günler geçiriyorsa, o zaman onu mutlu etmek bana düşüyor. O mutlu olduğu zaman da inanılmaz verici oluyor. Ben de Selim Bey’e katılıyorum. Kısa ayrılıklar ilişkiyi müthiş canlı tutuyor.Emre Aşık: Kısa ayrılıklar derken yanlış anlaşılmasın. Mesela ben kampa gidiyorum ya da Aysun işi için yurt dışına gitmek zorunda kalıyor. İşte o ayrılık döneminde birbirimizi çok özlüyoruz. S.S: Bu ayrılıklar hep olsun. Bundan korkmayın arkadaş.SELİM KAMPA GİDER, BEN ÇEKİME KAVUŞMAK ÇOK TATLI GELİRDİ H.K: Mesela Selim kampa gider, ben de Anadolu’da
film çekerdim. Sonrasında kavuşmak o kadar tatlı gelirdi ki. Bazen kızım Gülşah, ‘Hep aynı şeyleri yaşıyorsunuz. Sürekli dudak dudağa, yanak yanağa dolaşıyorsunuz. Sıkılmıyor musunuz ya da alışkanlık yok mu sizin hayatınızda’ der. A.K: Emre de Selim Bey gibi sürpriz yapmaya bayılır. Evlenme teklifini anlatayım sizlere. Bir gün Bodrum’a gidiyoruz. Havaalanına geldim, Emre’nin bir deniz uçağı kiraladığını gördüm. Şaşırdım. Tabii o ana kadar hiç aklımdan böyle bir şey yapacağı geçmiyor. Neyse uçak ile Bodrum’a gitmek üzere havalandıktan birkaç dakika sonra bir anda şampanya patladı, etrafa çiçekler saçıldı. Ben hálá ne olduğunu anlamıyorum. Bir anda yüzüğü çıkardı ve ‘Benimle evlenir misin’ dedi. Delirdim! Akşam da keman eşliğinde
yemek yedik. Müthiş bir gündü benim için. S.S: Annelere de dikkat edin çocuklar! En önemli şey bu. Annenizin ya da ailenizin evinize müdahele etmesine sakın izin vermeyin.H.K: Bütün kaynanalar seni boykot edecek!S.S: Hepsine saygı duyuyorum, bir şey söylemiyorum ama bu da gözardı edilemeyecek bir gerçek.E.A: Selim Abi, bütün söylediklerinin altına imzamı atıyorum. (Gülüşmeler) Acemilik dönemini atlattık. Sizin kadar tecrübeli olamasak bile biz de bu ilişki içinde epey bir yol aldık. O yüzden ileride çok büyük problemler olacağına inanmıyorum. S.S: Bak Emre’ciğim bir kadın için çalışma hayatı da önemlidir. Hem kadın için, hem de evlilik için önemlidir eşinin çalışması. Ona her zaman destek ol.E.A: Daha tanıştığımız ilk günden itibaren destek oluyorum, Selim Abi. Hiç karışmam onun işine...A.K: Ben de dikkat ediyorum tabii ki. İş seçiyorum, her işe gitmiyorum. Yani karışmasını gerektirecek bir neden olmasına izin vermiyorum.E.A: Ben Aysun’un yaptığı işe saygı duyuyorum.S.S: Ben Hülya’yı tanıdıktan ve evlendikten sonra mesleğinde hep ona yardımcı, destek oldum. Sakın engelleme hiçbir şeyi. Engellediğin zaman belki o an eşin hiçbir şey söylemeyebilir ama o yara ileride çıkar. Onu, bu anlamda üzme. Hiçbir şekilde eşini üzme. Eğer sen onu üzmezsen, o da seni üzmez zaten. E.A: Ben onu hiçbir şekilde üzmem, kıyamam ki ona.EVLENMEDEN ÖNCE ÇAPKINLIK YAPMASI EVLİLİĞİMİZE YARADI S.S: İyi ki evlenmeden önce çapkınlık yapmışım. Nedenini söyleyeyim, Hülya Hanım’ı aldıktan sonra hiçbir şey yapmadık. (Gülüşmeler)H.K: Selim’in evlenmeden önce çapkın olmasının çok büyük avantajını yaşadık. Gözü doymuş, tok bir insan olarak karşıma çıktı. Sonradan şöhreti, parayı bulup, gelsin kadınlar dönemini geçmişti. Kadının da çapkını var, olmaz olur mu? Ama erkeği tarafından doyurulan, tatmin edilen bir kadın bir başka arayışa girmez. Sonuç olarak çapkınlık, erkeklerimizde olan bir eksiklik ya da alışkanlık. S.S: Aynı şey Emre için de geçerli. İster istemez top oynadığın sürece hanımların yoğun ilgisiyle karşılaşacaksın. Ancak öyle bir noktaya geliyorsun ki bu bende de oldu, ‘Ben hiçbir şey istemiyorum, evlenmek, yuva kurmak istiyorum’ diyorsun. Bunlar olmasa, anne-baba zoruyla evlendiriliyorsun ya da treni kaçırıyorsun. İşte bunlar büyük felaketlere yol açıyor.A.K: Ben Hülya Hanım’a katılıyorum. Kadınlar erkeği tarafından maddi ve manevi anlamda tatmin edildiği sürece mutluluğu asla dışarıda aramazlar. Eğer bir erkek evinde mutluysa ve zamanında doyuma ulaşmışsa, o erkeğin asla gözü dışarıda olmaz. Emre için de çok çapkın, çok geziyor denildi. Ama biz birlikte olmaya başladıktan sonra hiçbir hatasını görmedim. Şimdi ‘İyi ki zamanında çok gezmiş, çapkınlık yapmış’ diyorum.Aman annelere dikkat çocuklar S.S: Beni iyi dinleyin çocuklar! Hülya hamileydi. Anneme, ‘Sakın Hülya’nın haberi olmadan bizim evden hiçbir şey isteme ve Hülya’yı öyle sürekli evine çağırma’ dedim. Aynı şeyleri Hülya’nın annesine de söyledim. H.K: Bu konuşma, ‘Bizim evimize, evliliğimize bir müdahale etmeyin’in Selimcesi... Size başka bir şey anlatayım, bir gün, kayınvalidem ciddi rahatsızlandı. Öyle ki artık ölümü bekleniyordu. O sırada sekiz aylık hamileyim. Bir gün, ‘Artık annenizin son zamanları, onu gelip görün’ diye
haber geldi. Selim o sırada kampta olduÄŸu için ona haber vermedik. Ben koÅŸup kayınvalidemin yanına gittim. Sonra Selim’i aradık. Selim kamptan çıkar çıkmaz annesinin yanına gideceÄŸine direkt benim yanıma geldi ve ‘Neden oraya gittin! Ya sana, çocuÄŸa bir ÅŸey olsaydı’ diye bağırmaya baÅŸladı. Annesi ölüyordu ve onun yerine beni düşünüyordu. Bu da hayatın gerçeÄŸiydi.S.S: Ben doÄŸru olanı yaptım. Bakın çocuklar, sakın annenizi, ailenizi hiçbir ÅŸeye ortak etmeyin. Onları dinleyin ama sakın hayatınıza müdahale etmesine izin vermeyin. Ä°ÅŸte huzurlu bir evliliÄŸin bir baÅŸka püf noktası da budur. Çünkü anneler mutlaka sizleri sahiplenmek isterler. Mesela gün yaparlar, gelinlerinin hizmet etmesini beklerler. Ne hizmeti? Böyle bir ÅŸey olmaz.H.K: Ama arkadaÅŸlarının yanında gelinini yani Hülya KoçyiÄŸit’i görmek istemesi de çok doÄŸal.S.S: DeÄŸil! Annesine de söyledim. ‘Bana çok kızacaksanız ama bu iÅŸ ancak böyle yürür’ dedim. Hiçbir yerde GülÅŸah’ın kalmasına izin vermedim. Bunda da problem olur. Çocuk evini, büyüyeceÄŸi yeri bilmeli. Herkes benim diyor, sahipleniyor. Benim diye bir ÅŸey yok ki. O çocuk bizim, biz yetiÅŸtirmeliyiz. A.K: Türk erkeklerinin hamilelik psikolojisinden haberleri yok. Sizin bunu fark etmeniz müthiÅŸ bir ÅŸey. Ayrıca bizim ailelerimiz de hayatımıza müdahale etmiyor. Tabii ki akıl alıyoruz ama kararları ikimiz veriyoruz.S.S: Erkek anneleri biraz daha kıskançtır. Onun dediÄŸi olsun, o evi ben yöneteyim ister. Olmaz böyle bir ÅŸey. H.K: Semra Hanım diye bir kaynana modeli var mesela. Genel olarak anlayış bu. Böyle olmasa bu hanım bu kadar desteklenmez, ilgi görmezdi. E.A: Annem başından itibaren bizim iliÅŸkimizi destekliyor. Bir an önce evlenmemizi isteyen de annem zaten. Tek erkek çocuk olduÄŸum için üzerime düşüyor ama o kadar karışan bir anne deÄŸil.Çok kıskanılacaksın EmreciÄŸimS.S: Size bir hakikati daha söylemek istiyorum. HoÅŸ, güzel ve ünlü bir kadını taşımak, onunla bir hayatı paylaÅŸmak çok zor bir ÅŸeydir. Bu paylaşımda kadının mutlaka yardımı gerek. EÄŸer kadın, bu anlamda erkeÄŸine yardım etmezse, o iliÅŸki içinde çok zorluklar yaÅŸanır.H.K: Bu iki genç de çok popüler. Bizim hayatımızda da böyleydi. Ama Selim kendine çok güveniyordu ve herhangi bir kompleksi yoktu. SokaÄŸa çıktığı zaman onu da herkes tanıyordu. S.S: Bu kompleks meselesi deÄŸil sevgili Hülya KoçyiÄŸit. Ben de ünlüydüm ama şöhretli ve güzel bir kadının adı her ortamda istekle, kıskançlık ve arzuyla anılır. Bir erkek olarak bunları taşımak kolay deÄŸildir. Ancak senin ailene ve bana olan tavrın, sana ‘seksi kadın’ gözüyle bakılmasını engelledi. Her zaman saygın bir gözle bakıldı sana. Senin bu saygınlığın sayesinde ben her yere rahatça girebildim, başımı dik tutabildim. Bunlar çok önemli ve zor ÅŸeylerdir. O yüzden EmreciÄŸim sen de çok kıskanılacaksın. Bunu sakın unutma. Çünkü alacağın kadın hoÅŸ ve saygın bir kadın. H.K: Yani sadece güzel bir kadın olduÄŸum için mi bu kadar ilgilendin benimle. (Gülüşmeler)S.S: Bak ÅŸimdi hemen nerelere çekiyor! Ben baÅŸka bir ÅŸey anlattım biraz önce. Senin saygınlığın, temizliÄŸin sayesinde, benim başım hep dik oldu sevgili Hülya KoçyiÄŸit.H.K: Anladım birtanem. Bu iki genç de birbirlerini mükemmel taşıyor. Huzurlu, mutlu olmasalar yedi yıl sürer miydi? Ä°nÅŸallah nikah ÅŸahitlerinizden biri ben olurum. Benim ÅŸahitliÄŸim de uÄŸurlu gelir. Bir de iÅŸin peÅŸini bırakmam. Evlendikten sonra ‘Nasıl gidiyor’ diye mutlaka sorarım. Size söyleyecek bir ÅŸeyim yok. Hiç birbirinizin elinizi bırakmayın. Hep sıkı sıkı tutunun birbirinize, olur mu çocuklar? Â
button