Evet, tatil

- Memleketin her köşesinden haber fışkırırken...

-  “Abese Suresi”nin yankıları sürerken...

-  Kemal Bey, Kürşad Bey’e hak ettiği cevabı veremezken...

-  Seçim meydanlarının tozu dumana karışırken...

-  Taksiciler, “Ne olur seçimin sonucu?” sorusuna iştahla cevap verirken...

-  “Hürriyet Treni” yolculuğunu doğu şehirlerinde sürdürürken...

-   Prompter cihazı arıza yapınca Tayyip Bey susmak zorunda kalırken...

-  Başbakan’a saygısızlık, Silivri kodesini boylamanın gerekçesi haline gelirken...

-  Heyecanlı bir politik aksiyon filmine dönen kaset olayı, gitgide daha alengirli hale gelirken...

Yani...

Bir gazetecinin tam randımanlı bir şekilde çalışması neredeyse farz-ı ayin haline gelmişken...

Tatile çıkıyorum.

Evet, tatil...

Öyle çok mühim bahanem yok tatil için.

Hafiften bıkmış olmayı mazeret saydım, o kadar...

İki günlüğüne kaçıyorum buralardan.

Adaylardan, oy oranlarından, seçim şarkılarından, lider atışmalarından, tahminlerden, seçmen analizlerinden uzak koca iki gün...

Bu iki gün boyunca sadece ve sadece “güvertede gezer iken kunduramın kayması” ya da “ipekli mendilimi mor rüzgârın alması” türünden vakalara sonuna kadar açık, diğer vakalara ise sonuna kadar kapalıyım.

* * *

Pazar günü “Hürriyet Pazar”da buluşuruz.
Yazarın Tüm Yazıları