Evde normal, doktorda yüksek tansiyona dikkat

Hipertansiyon yaygın bir sorun. Özellikle 50’li yaşlardan sonra sık görülüyor.

50’sini geçmiş üç beş kişi birlikte olduğunda, konu sağlık olunca hipertansiyona da mutlaka sıra geliyor. Hipertansiyon hastalarının kafasını karıştıran pek çok soru var: Tansiyon ölçümleri ne zaman ve nasıl yapılmalı? Hatalı ölçümlerden nasıl kaçınmalı? Ne zaman doktora başvurmalı? Bu soruları çoğaltmak mümkün. Bugün o sorulardan bazılarına yanıt vermeye çalışacağım.

SAĞLIKLI her insanın zaman zaman kan basıncının ölçülmesi gerekiyor. Ne var ki bu ölçümlerin bazen şaşırtıcı sonuçları olabiliyor. "Tansiyonumu evde ölçtüğümde normal, doktora ölçtürdüğümde yüksek çıkıyor" diyen birçok kişi var. Bu gibi durumlarda doktorlar ve hastalar tedavi konusunda kararsız kalabiliyor. Aslında kan basıncı ölçümlerinin böyle sık sık değişimler göstermesi normal bir durum değil. Evde normal, doktor muayenehanesinde veya hastane polikliniğinde yüksek çıkan tansiyona "beyaz önlük tansiyonu" deniyor. Bazı insanlarda beklenmeyen yüksek kan basıncı değerlerine evdeki ölçümlerde de rastlanabiliyor. Eskiden böyle hastalarla karşılaşan hekimler "oynak-kararsız-tansiyon" gibi kavramlar kullanırlardı. Şimdi o kavram pek kullanılmıyor. Kan basıncının çok sık yükselmeler gösterdiği bu gibi durumlarda takibe almak ve tekrarlanan ölçüm sonuçlarına göre karar vermek gerekiyor. Bunların ileride sürekli hipertansiyonlu olma ihtimallerinin yüksek olduğu kabul ediliyor.

24 saat ölçüm

Kan basıncını kola takılan bir cihazla, belirli aralıklarla ölçüp kaydetmek ve bu ardışık ölçümlerin sonuçlarına göre karar vermek de mümkün. Bu cihazlar son yıllarda doktor ofislerinde bile kullanılıyor. Cihaz kolunuza bağlanıyor, tansiyonunuzu belli aralıklarla, otomatik olarak kaydediyor. Siz uyurken, yemek yerken, sinirliyken, dinlenirken ya da yürürken (hatta egzersiz yaparken) yapılan otomatik ölçümler, kan basıncınıza ilişkin daha güvenli değerlendirmelere fırsat veriyor.

Eğer bu imkán yok ve herhangi bir ölçümde kan basıncı yüksek bulunmuşsa hipertansiyon teşhisini hemen o ölçüm ile koymak doğru değil. Prensip olarak normal tansiyon değerlerinin 12/8 cmHg’den az olması gerekiyor. Yani büyük tansiyonun (sistolik) 12’den, küçük tansiyonun (diasitolik) 8’den yüksek olması istenmiyor. En fazla 12,5/8,5 değerleri hoş görülebiliyor. Üst sınır ise 13,5/8,5 olarak kabul ediliyor. Her yaş grubundaki kadın ve erkek için kan basıncının bu rakamlar içinde kalması daha sağlıklı bulunuyor. Yani, "yaşım 70’i geçti, tansiyonumun biraz yüksek olması normaldir" diye düşünmemek gerekiyor.

Şu nokta çok önemli: İlk ölçümde 12,5/8,5’dan yüksek bir değer saptanan bir kişiye hemen hipertansiyonlu damgasını vurmamak gerekiyor. Öncelikle ölçümlerin doğru zaman ve koşullarda yapılıp yapılmadığına bakmak ve birkaç ölçümün ortalamasını almak şart! Bir-iki ölçümle hipertansiyona karar verip ilaca başlamak tatsız sonuçlara yol açabiliyor.

Düşük tansiyon uzatır

Araştırmaların neredeyse tamamı, kan basıncı düşük olanların, hipertansiyonlulardan daha uzun ve daha sağlıklı bir ömür sürdüğünü gösteriyor. Yine farklı ülkelerde yapılan yüzlerce araştırmanın sonuçları hipertansiyonlu hastalarda böbrek ve kalp yetmezliğine, göz kanamalarına, felçlere daha sık rastlandığını teyit ediyor. Yani yüksek tansiyon, tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu. İhmal etmemek gerekiyor. Düşük tansiyonun tedavisi konusunda ise hastaya göre bir strateji oluşturulması tavsiye ediliyor. Tansiyonu düşük olmasına rağmen şikáyeti olmayan birine hiç dokunmamak daha iyi. Düşük tansiyon genellikle bir probleme yol açmıyor ama bazılarında baş dönmesi, yorgunluk, çarpıntı, uyku hali gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Prensip olarak bekle-gör politikası izlemek daha iyi gibi görünüyor.

Hipertansiyon genetik eğilimle de ilgili bir sorun olduğu için ailesinde hipertansiyon sıklığı yüksek olanların bu sorun hakkında daha uyanık olmalarında fayda var. Kilo problemi olanlarda, stresli işlerde çalışanlarda hipertansiyona yakalanma sıklığı artıyor. Politikacı, bankacı, gazeteci, borsacılarda, yönetici ve iş adamlarında hipertansiyonun sık görülen bir sorun olmasının sebebi biraz da bu "stres" sorunu. Yaş da önemli bir etken. Yaş ilerledikçe de hipertansiyon olasılığı yükseliyor.

Tehlikeli üçlü

Özellikle son yıllarda tuz ve şeker tüketiminin artması, kilo sorununun ön plana çıkması, erkeklerin fazla miktarda alkol alması, stres faktörünün ve kilo fazlalığı sorununun gittikçe daha yaygınlaşması hipertansiyona yakalanma olasılığını arttırdı. Bu nedenle her yıl en az 12 kez kan basıncınızı kontrol ettirmenizde yarar vardır. Eğer risk grubunda olan biriyseniz bu ölçümleri daha sık yapmanız iyi olur.

Hipertansiyonun belirti vermeden ilerleyen, önemli sağlık sorunlarını tetikleyebilen, ama kontrol altında tutulması son derece kolay olan bir sağlık problemi olduğunu lütfen unutmayın.

Ayakta ölçüm yapmayın

Doğru bir ölçüm yaptığınızdan nasıl emin olacaksınız? Prensip olarak kan basıncının ayakta değil, otururken ölçülmesi gerekiyor. Oturduktan 5-10 dakika sonra yapılan ölçümler daha güvenli sonuçlar veriyor. Ölçümden 30 dakika öncesine kadar çay, kahve, sigara içmemiş olmak, tuvalet ihtiyacı içinde bulunmamak (mesaneniz dolu ve sıkışık durumda iseniz tuvalete gittikten sonra ölçüm yapın), alkol almamış olmak da ölçüm sonuçlarının doğruluğu için önemli şartlar. Tansiyon ölçümü yapan kişinin deneyimli olması, tansiyon aletinin doğru ölçüm yapması, ölçüm aletinin doğru ve tekniğine göre kullanması da son derece önemli noktalar. Eğer evde kullanılan elektronik aletlerle kan basıncı ölçülüyorsa el bileğinden değil, dirsek üstüne uygulananları tercih etmekte yarar var. Uykusuzluk, soğuk bir ortam, stres, ruhsal gerginlik gibi faktörler de ölçüm sonuçlarını etkileyebiliyor. Yemekten sonra hemen ölçüm yapmak da sonuçları etkiliyor. ayrıca kullandığınız ilaçlar da önemli. Sık sık burun damlası kullanmak tansiyonu yükseltebiliyor. Doğum kontrol ilaçlarının, kortizon ve diğer bazı hormon desteklerinin ve bazı ağrı kesicilerin de tansiyonu geçici olarak yükseltebileceği biliniyor. Kısacası doğru bir kan basıncı ölçümü yapmak öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Her ölçüme, her ölçene, her alete güvenmemekte fayda var.

Sofradan tuzluğu kaldırın

Sağlıklı bir kiloda kalmaya çalışın.

Tuz tüketiminizi mümkün olduğu kadar azaltın. Tuz zengini yiyeceklerden uzak durun, tuzluğu sofradan kaldırın.

Daha çok potasyum kazanmak için daha sık meyve sebze yiyin.

Günde 24 porsiyon yağsız veya az yağlı sütü ürünü tüketerek kalsiyum kazanımınızı yükseltin.

Yiyecek planınızda tam tahıllılara, balığa daha fazla yer verin.

Alkolü bırakın ya da iyice azaltın.

Yağ, kırmızı et, şeker ve un tüketiminizi sınırlayın.

Stresinizi dengelemeye çalışın, dinlenmeye ve eğlenmeye zaman ayırın.
Yazarın Tüm Yazıları