Et Balık Kurumu’na sabotaj

ET Balık Kurumu’nun geçtiğimiz yıl başladığı satış merkezleri her kesimden büyük ilgi görüyor.

Son aylarda Ankara’nın her bölgesinde Et Balık Kurumu’nun bir satış mağazasını görmek mümkün. 2011 yılı başında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, “Amacımız dar gelirli ve orta gelirli vatandaşlarımıza, ucuz, sağlıklı ve hijyenik et ve et ürünlerini ulaştırmak” dese de bugün Ankara’nın en yüksek gelirli semtlerinde de Et Balık Kurumu’nun şubelerini görmek mümkün. /images/100/0x0/55eaf3bcf018fbb8f8a14aa1
Hem fiyat politikasıyla hem de fiyat politikasıyla Et Balık Kurumu şubeleri bırakın özel sektörle yarışmayı piyasanın belirleyicisi olma noktasında çok büyük mesafeler katetti.
Durum böyle olunca et satışı yapan ve piyasada “sağlıklı” bir rekabet ortamı yaratan Et Balık Kurumu şubelerine karşı savaş açan bir kesim oluşmuş. Geçtiğimiz günlerde sohbet ettiğim bir Et Balık Kurumu şubesi işletmecisi yaşanan bir olayı aktardı:
“Keçiören’deki satış mağazasına gelen bir vatandaş içeride müşterilerin olduğu bir anda kendisine satılan etin bozuk olduğunu söyleyip olay çıkarmış
Sonrasında satış mağazası çalışanları kurumun bir takım kurallar koyduğunu ve böyle bir durumun söz konusu olmayacağını anlatsa da ikna olmamış ve yaygara koparmış. Mağaza çalışanları tavırlarında aşırılık olan adamı biraz sıkıştırınca ismi bizde saklı bir süpermarketin kendisine 20 TL verdiğini, mağazada olay çıkarmasını istediğini söylemiş.
Bu tip oyunlara karşı son dönemde Et Balık Kurumu yöneticileri de bizler uyarıyor.”
Anlatılanlara göre aynı sebepten satış mağazaları evlere servise de bir türlü başlayamıyormuş.
Belli ki hem düşük fiyat politikası hem de ürün kalitesi birilerini rahatsız etmiş. Dikkat etmek lazım.

Yuh artık

SİYASETÇİLERLE ilgili pek çok iddia ortaya atılır. Bazıları doğrudur koltuktan eder, bazıları uydurmadır iddia sahibini rezil eder. Özellikle seçim dönemlerinde ortaya atılan “Şurası onun, burası öbürünün, bunlar ortak” türünden iddiaları duyarsınız.
Birisi Ankara’dan, diğeri Eskişehir’den iki uç örneği anlatacağım bugün.
Özellikle 2009 seçimlerinde ortaya atılan iddiaların hedefindeki isimlerin başına Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gelir. Alışveriş merkezlerinden, su tankerlerine bir çok iddia atılsa da hiç biri Gölbaşı’ndaki Mogan Gölü’yle ilgili olanın yanına yaklaşamadı.
İddiaya göre Mogan Gölü, Gökçek ailesinin bireylerinin baş harflerini taşıyormuş. M(Melih), O(Osman), G(Gökçek), A(Ahmet), N(Nevin)
Bir benzer iddia da Eskişehir’den geldi. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir’in içinde büyük harfle E içeren logosunu kendi soyadı olan BüyükErşen’den esinlenerek seçmiş.
İddia mı demek lazım, dedikodu mu bilemiyorum ama “yuh” demekten kendimi alamıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları