Estetik adaletin tecellisi

HÜRRİYET’te, Umut Erdem’in ‘Tükürülen heykelin dönüşü’ (Salı, 22 Mart 2005) haberi; sanatın zaferini, Mehmet Aksoy’a, sanata yapılan saygısızlığın tescilini belgeliyordu. Asıl önemlisi heykele tükürenlere sert bir uyarıydı.Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ‘Ben böyle sanatın içine tükürürüm’ diyerek Altın Park’tan kaldırttığı heykel yargı kararıyla yerine konuldu.Bir belediye başkanının, ancak sanatçıların, uzmanların, sanat tarihçilerinin fikir beyan edebileceği heykel sanatı hakkında konuşması, bağışlanacak bir davranış değil.Mehmet Aksoy’u ve heykellerini yakından tanırsanız, bu yapılanın vahametinin büyüklüğünü daha iyi algılarsınız.Onun heykeli bir mekánı gerçekten güzelleştirir, anlamlandırır. İyi bir sanatçının her ürünü konulduğu yeri onurlandırır.Kısa bir süre önce Kibele Sanat Galerisi’ndeki toplu sergiyi gezerken, onun heykel sanatındaki yerini daha iyi kavradım.Mehmet Aksoy’un heykellerini yeniden yazmaya gerek var mı? Almanya’da yaptığı çalışmaları, heykellerini gördüyseniz, bir sanatçının uluslararası başarısının tanıklığının keyfini çıkarırsınız.* * *MEHMET AKSOY’un ‘Bazı başkanların cehaleti inanılmaz’ sözünün altını çizeceğim.Biz genelde heykelsiz bir ülkeyiz. Belediyeler, uzmanlar kurulu oluşturmadan ünlülerin heykellerini dikiyorlar. Ama çoğu öylesine kötü ki, heykel dikmeseler daha iyi dedirtiyor insana.Yıllardır süren yanlış bir anlayış; Türk büyüklerinin heykelleri, bizde heykel budur yargısına yol açtığı için zararı oluyor.Neden yakınıyor Mehmet Aksoy?Belediye başkanlarının ve Kültür Bakanlığı’nın heykel anlayışından. Sanatçının özgürlük alanını kısıtlayıcı, küçümseyen tavırlardan.Ben de bunların bir ülkenin estetik tarihi açısından büyük suç olduğu kanısındayım. Çünkü olur olmaz yere dikilen kötü bir heykel beni çok rahatsız ediyor.* * *DİLEĞİM Mehmet Aksoy anlayışındaki heykellerin çoğalması, belediye başkanlarının gerçek heykeli öğrenmeleri.
Yazarın Tüm Yazıları