Eskisi gibi olabilir mi

BÜRGENSTOCK’dan ayrılırken, karlı günlerin manzaraları geride kalmıştı. Güneş, yemyeşil yamaçlar, pırıl pırıl bir göl manzarasının kışkırtmasıyla dokuz gün yanına bile yaklaşmamıza izin verilmeyen Bürgenstock’a çıkmaya karar verdim. 1 Nisan sabahı, herkes koltuğunun altına Annan Planı’nı almış ülkelerine dönerken, hayatında belki ilk kez bu kadar sigara içen ve yüksek sesle konuşan insanı bir arada görmüş olan Fürigen Otel, gazetecileri yolcu ettikten sonra harpten çıkmış gibi kendine gelmeye çalışıyordu. Bürgenstock’da da manzara farklı değildi. Dünyanın odak noktası olan Kıbrıs görüşmelerinin ardından yorgun bir toparlanma trafiği başlamıştı. * * *BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’in kaldığı Palace Otel’e kilit vurmuşlardı. Bir ara, komiler, iki koltuğu dışarıya çıkartmak için kapıları açtılar. Ellilerin, her şey karşısında heyecan duyan Amerikalı turisti pozunda içeriye girdim. Bürgenstock, Avrupa hayranı, gösterişli lükse meraklı zengin Amerikalıların statü sembollerinden olduğu için salonlarda küçük hayranlık çığlıklarıyla fotoğraf çekmeme karışan olmadı. Yüz yıl önce, beş yıldızlı otel konseptinin ilk örneklerinden Palace Otel’in yüksek tavanlı iki salonundan, Luzern Gölü’ne bakış nefes kesiciydi. Bu görkemli kristal avizeler altındaki masalarda yemeğe oturan Türkiye ve Yunanistan Başbakanları, üzerlerindeki o ağır baskı altında ne yediklerinin ne de karşılarında uzanan manzaranın keyfini çıkarabildiler her halde. Kolay değil, iki koskoca başbakan üç gün dışarıya adım atmadan ve katiyen masadan kalkmadan, görüşmelerin sonuna kadar burada kaldılar. ‘Kapatıldılar’ın kibarcasını tercih etmek gerekirse, ‘burada tutuldular’. * * *BİRLEŞMİŞ Milletler bayrakları, Bürgenstock tesislerinin Dışişleri Bakanları ve delegasyonların kaldıkları, sabahlara kadar süren çalışmaların yapıldığı diğer iki otelinde olduğu gibi, en dipteki Palace Otel’de de dalgalanıyordu. Ben, 30 yıllık Kıbrıs görüşme sürecindeki en kritik toplantı ile ilgili ayrıntıların izindeyken, Bürgenstock, jet sosyetenin uğrak yeri olduğu eski günlerini hasretle anımsayan yalnızlığına dönüyordu. Ormanların içine uzanan dar yürüyüş yollarında karşılaştığım tek tük yaşlı turist gibi, hiçbir şeyin, hiçbir zaman eski haline dönemeyeceğinin anıtıymışçasına duruyordu karşımda.Bürgenstock’tan belki de bir daha hiç dönmemek üzere ayrılırken, ne bizim için, ne de Kıbrıs Türkleri ve Rumları için 31 Mart’ın ardından, referandumların sonucu ne olursa olsun, hiçbir şeyin eski haline dönmeyeceğini düşündüm.
Yazarın Tüm Yazıları