Eskişehir'de coşku dolu bir gün

ESKİŞEHİR Anakent Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile kenti turlarken Hoca'nın duyduğu heyecanı size anlatamam. Bitirdiği, başlatıp hızla sürdürdüğü ve gerçekleştirmeyi tasarladığı projeleri coşkuyla anlatırken inanın ben yoruldum. Kendisini yıllardan beri tanırım. Yoktan yarattığı Anadolu Üniversitesi'ni ilk gezdiğimde de şaşkına dönmüştüm. Bozkırın ortasında böyle bir vaha yaratmak inanılmaz bir mucizeydi. Bunu bildiğim için Hoca'nın çizgi üstü bir insan olduğunu anlamıştım. Bir panel için gittiğim Eskişehir'i gezerken de aynı duyguları yaşadım. Beni de heyecanlandıran bir örnek vereyim. Porsuk Nehri Eskişehir'in tam ortasından kıvrıla kıvrıla geçer. Nehrin bu yolculuğunun uzunluğu tam 12 kilometredir. Yılların pisliği, kentin her türlü atığı nehir yatağını doldurmuş, bir zamanların o güzelim Porsuk'u lağım çukuruna dönüşmüş. Yılmaz Hoca bu, en olmayacak işleri başarmayı sever. Kafaya koymuş, ‘‘Ben Porsuk'u küçük Sein yapacağım’’ demiş ve kolları sıvamış. Şimdi nehrin yatağı taranıp temizleniyor, kıyılarına rıhtımlar yapılıyor, üzerindeki köprüler yeniden inşa ediliyor. Bu yaz sonuna kadar bitirmeyi kafaya koyduğu proje tamamlandığında Paris'in sembolü Sein gibi Porsuk da heykellerle süslenmiş köprüleri, nehir kıyısındaki kafeleri, lokantaları, gezinti yolları ve içinde süzülen botlarıyla Eskişehir'in sembolü olacak. * * *Bir başka dev proje de tramvay. Kentin planını alın önünüze üzerine bir çarpı işareti atın. Tramvayın kenti iki kez boydan boya kat eden güzergáhı ortaya çıkar. Bunu da kasımda bitirmeye kararlı Yılmaz Hoca...Kentin Odunpazarı semtinde nefis eski evler var. Ama bunlar bakımsızlıktan perişan durumda. Hoca burayı kurtarmayı da kafaya koymuş. Bu nefis tarihi evleri yenilemeye başlamış. Hedef, semtin tümünü kurtarmak. Bunun için Hoca bir sürü evi satın almış, yakında restorasyon başlayacak. Orada Eskişehir yeniden doğacak. * * *Bilirsiniz sanırım, Yılmaz Hoca bilim adamlığının yanında usta bir heykeltıraştır. Porsuk köprüleri için hazırladıklarından başka kentin çeşitli meydan ve caddelerini süslemek için de asistanlarıyla birlikte nefis heykeller yapıyor.Yakında Eskişehir Madrid, Paris gibi bir heykeller kenti olacak. Anadolu Üniversitesi ile Osman Gazi Üniversitesi Eskişehir'in gözbebekleri. Her iki üniversite de Yılmaz Hoca'nın eseri. Bugün tam 30 bin öğrenci okuyor.Bu potansiyel, Eskişehir'deki sosyal yaşamı daha da zenginleştiriyor. Hoca bu potansiyeli bildiği için kentin virane mekánlarını yaşam alanları haline getirmiş. Örneğin eski hal binası şimdi nefis bir tiyatro salonu (kentte bunun dışında iki tiyatro daha var), kafeleri, lokantaları ve mağazalarıyla Eskişehirlilerin uğrak yeri olmuş. Hoca bambaşka bir Eskişehir yaratmak için çırpınıyor.Tek şikáyeti var, ‘‘Zaman yetmiyor’’ diyor. Eskişehirli bu zamanı Yılmaz Hoca'ya vermeli.
Yazarın Tüm Yazıları