Eski tas eski hamam

IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'in Türkiye ziyareti ve ziyaret amacına ulaştı. Türkiye’ye moral vermek için gelen Fischer moral verdi ve gitti. Piyasalar da bu moral ziyaretine karşı Pazartesi sabah saatlerinde bir jest yaptı, Borsa yükseldi, faiz ve dolar bir miktar geriledi...

Sonraysa tüm piyasalar yine eski seyrine geri döndü. Kısacası sütten ağzı yanan piyasalar yoğurdu üfleyerek yemeye kararlı. Kuru söze, IMF başkan yardımcısı Fischer’den bile gelse papuç bırakmamaya kararlı.

Bu nedenle haftanın ilk işlem gününde piyasalarda sürpriz hareketler olmadı. Borsa günün ilk 1 dakikasında gelen hızlı alımlarla birlikte İMKB-100 Endeksi 10 bin puan seviyesinin üzerinde tutunmaya çalıştı. Ancak gelen alımlar, hemen 15 dakika sonra satışla karşılanınca borsadaki yükseliş de durdu. İlk seansı yüzde 1,22 oranında yükselişle, 9885 puandan kapatan endeks ikinci seansta azalan işlem hacmiyle, dar bir bantta hareket etti.

Gün sonunda endeksteki yükseliş sadece yüzde 0,7 seviyesindeydi. Şu anda piyasaların alıp-satacağı bir beklenti olmadığı için, borsanın, cuma günü temmuz ayı enflasyon rakamlarını görene kadar yatay seyir izlemesi bekleniyor.

Piyasalardaki temkinli bekleyiş bono cephesinde de kendini hissettirdi. Stanley Fischer'in faizlerin düşmesi konusundaki ısrarı nedeniyle önümüzdeki süreçte TL ve bono faizleri piyasalar tarafından yakından izlenecek. Haftanın ilk işlem gününde bono cephesinde bir miktar alım olmasına rağmen faiz düşüşü de sınırlı kaldı.

Piyasanın en çok işlem gören kağıdı olan 6 Mart 2002 vadeli bonodaki bileşik faiz oranı 2,5 puanlık düşüşle yüzde 93 seviyesine geriledi. Piyasa oyuncuları, şu anda piyasadaki işlem hacmi bir hayli düşük oldugu için, faizlerin de gösterge olmadığı yönünde görüş belirtiyor.

Bu nedenle özellikle ağustos ayı içinde açılacak olan ihaleler ve bu ihalelerde oluşacak olan faiz oranları merakla bekleniyor. Hazine'nin ağustos ayındaki toplam iç borç ödemesi 6,4 katrilyon lira düzeyinde. Ayrıca, cumartesi günkü basın toplantısından sonra dağıtılan bilgi notunda da, ağustos ayında 5,4 katrilyon liralık borçlanma gerçekleştirileceği belirtiliyordu.

Döviz cephesinde de sakin seyir gün boyunca devam etti. Bankaların dolar alış ve satış kotasyonları 1 milyon 320 bin ile 1 milyon 330 bin lira aralığındaydı.

Dolarda gün boyunca spekülatif ve sürpriz hareket yaşanmazken, Merkez Bankası saat 15.30'da resmi kotasyonlarını, alış 1.319.881 ve satış 1.326.247 lira olarak açıkladı.

Ve Biraz da hariçten gelen seslere kulak verelim,

Aşağıda borsacı Ferruh Bilal’in siz Hürriyetim okurları için yaptığı bir analiz var. O da Fischer’in analizlerini değerlendiriyor.

Fischer bizden bile ümitli

IMF 1. Başkan yardımcısı piyasalara güven vermek için yaptığı çeşitli görüşmeler sonrasında bizden bile daha ümitli bir şekilde Türkiye’den ayrıldı ve şimdi bizler kendi gerçeklerimizle baş başa kaldık.

IMF faizlerin yüksekliğini eleştiriyor ve düşmesi gerektiğini empoze etmeğe çalışıyor.

1,5 milyar doları erken çözerek olası döviz talebine karşı Merkez Bankası’na ek kaynak aktarıyor. Enflasyon hedefini önümüzdeki 12 ay boyunca %30 - 35 aralığında beklediklerini dikte ediyorlar. Israrla bu programın IMF programı değil milli bir program olduğu yönünde bilgi vermeğe çalışıyorlar. 3 hafta içinde iyileşme başlayacak ve bu iyileşme eylül ve ekime kadar da sokağa yansıyacak ifadesini kullanıyorlar.

Sonuçlarını irdelemekte yarar var .

2000 yıllarının başındaki gerçeği yansıtmayan faiz düşüşü bankacılık sisteminde yaklaşık 18 bankanın sonu olmuştu , elindeki kaynakları kullanarak en fazla beklenen döviz satışı ile iç borçlanma geri dönüşlerini finanse etmeğe kalkabilirler. Dövizdeki talebi bir yandan karşılamağa çalışabilir ve elindeki azalan dövizi yerine koymak için yüksek faizli dövize endeksi bonalarla da kendini fonlamaya çalışabilir. Eğer döviz iç piyasada kalırsa bir süre devam edilebilir bir operasyon şeklinde bakılabilir. Eğer döviz yurt dışına transfer olursa bu sistem hızlı bir şekilde tıkanarak dövizde sert sıçramalar yaratabilir.

Bir başka gerçek ise faizlerin hala düşük olması eğer enflasyon geçen dönemin yansımasını yapar ve aynı şekilde bir fiyat ayarlamasına gidilirse faiz % 125 seviyesinin altına düşmekte zorlanacak. Bütün planlar enflasyonun düşüşü üzerine kurulu olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Satın alma gücünün düşmesi enflasyonu düşürür mantığıyla yola çıkılırsa enflasyonun düşmesinden bahsedebiliriz ama şirketler tekrar mal satamadığı için enflasyon düşer , bu da batma noktasına gelen firmaları kapatır.

Borsa , bu seviyeler için mal satıp bekleme noktası için çok riskli mal alıp beklemek önünüzü görmeden yürümekle eş bir anlam ifade ediyor. gelen 6 aylık bilançolar gelecek bilançoların çok iyi olmayacağını haber vermekte bizlere , dalgalı bir piyasada mal tumanın ve satmanın riskli olduğu bir bölgede trade yapmak daha mantıklı görünmektedir.

Herkese iyi yatırımlar

Ferruh Bilal
Yazarın Tüm Yazıları