Ertuğrul Özkök: İnanılmaz rakam: 71.9 milyon

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

DEVLET Bakanı Tunca Toskay'ın odasında önceki gün tam bir şaşkınlık yaşanıyordu. Devlet İstatistik Enstitüsü yönetimi geçen pazarki sayımın ilk toplu sonuçlarını getirmişti.

Sonuç tam anlamıyla bir skandaldı.

3 YILDA 9 MİLYON

Çünkü gelen rakam, 71.9 milyondu.

Evet yanlış anlamadınız, 71 milyon dokuz yüz bin kişi.

Türkiye'nin nüfusu 1990'da yapılan sayımda 56 milyon 473 bin çıkmıştı. Bundan yedi yıl sonraki sayımda ise 62 milyon 865 bin kişi sayılmıştı.

Yani Türkiye nüfusu 7 yıl içinde 6 milyon kişi artmıştı.

Oysa şimdi gelen rakamla karşılaştırıldığında inanılmaz bir durumla karşı karşıyaydık:

Nüfusumuz üç yıl içinde 9 milyon kişi artmıştı.

Böyle bir şey mümkün değildi.

Türkiye'de nüfus artış hızı düşüyordu.

Üstelik sayım 3 yıl sonra yapılmıştı.

Bu durumda beklenen rakam, 65 ile 67 milyon arasındaydı.

DİE'nin elindeki veri tabanı üzerinden yapılan matematiksel analiz bu sonucu veriyordu.

Öyleyse bu 71.9 milyon rakamı nereden çıkmıştı?

Bu tam anlamıyla bir sahtekárlıktı.

Vakıflar İdaresi'nden kişi başına 35 milyon lira yardım almaya çalışan belediyeler, adam yığma yoluyla nüfuslarını artırmaya çalışıyordu.

Dolayısıyla Bakanlık belli bir marj içinde, nüfus kabartılmasını bekliyordu.

Ama bu boyutta örgütlü bir sahtekárlığı tahayyül bile etmek mümkün değildi.

Rakam korkunçtu.

Türkiye sanki Bengladeş'ten bile kat kat daha hızla çoğalıyordu.

DİE'nin hesabına göre, en az 5 milyon kişi fazladan yazılmıştı.

Aslında bunun ilk işaretini Ankara Büro Temsilci Yardımcımız Muharrem Sarıkaya, geçen perşembe günkü yazısında vermişti.

HAYALİ BİLE GÜÇ

Ama o yazının yazıldığı saatlerde, sahtekárlığın boyutunun, bütün hayal güçlerini bile yaya bırakacak ölçüde olduğu bilinmiyordu.

Korkunç rakam önceki gün öğleden sonra belli oldu.

Bunun üzerine Devlet Bakanı Tunca Toskay, nüfus etütleri alanında uzmanlaşmış öğretim üyeleriyle acil bir değerlendirme toplantısı yaptı.

Bu veriler gizli tutulacaktı. Kesin rakam açıklanmadan, yeniden değerlendirme yapılacaktı.

Toskay derhal Başbakan Ecevit'ten randevu aldı. Durum Başbakanlığa da bildirildi.

Dün bu rakam DİE ve üniversite çevrelerine de yayılmıştı.

1970'LİLER

Konuştuğum bir hükümet yetkilisi, büyük bir tepki içinde şunları söylüyordu:

‘‘Böyle bir ihanet olabilir mi? 981 bin insanı sayım için görevlendirdik. Milyonlarca dolar harcadık. Bu kadar emek verdik. Ama belediyelerimiz kişi başına 35 milyon lira yardım alacağım diye bütün veri tabanımızı altüst ettiler.’’

Konuştuğum kişi birçok yerde vali ve kaymakamların da belediye başkanları ile birlikte bu nüfus sahtekárlığına göz yumduğu kanaatindeydi.

Sayım yetkililerinin önlerinde inanılmaz örnekler vardı.

Nüfusu yüzde 50 artmış görünen bir şehirde çadırlar içinde 100 bin kişinin sayıldığı söyleniyordu.

Oysa şehirde üç beş tane bile çadır yoktu.

Şimdi ne olacak?

Konuştuğum yetkili anlatıyor:

‘‘Elbette bu rakamları çapraz verilerle kontrol edeceğiz. Allah'tan bundan önceki sayımda doğum tarihini de sormuşuz. Şimdi bakacağız, 1970 doğumluların sayısının artması mümkün değil. Şimdi bakacağız 1997 sayımında kaç 1970 doğumlu varmış, bu sayımda kaç tane çıkmış. 1997 öncesi doğumlu bütün yaş gruplarını tek tek elden geçireceğiz. O sayımdan fazla çıkan varsa iptal edeceğiz. Ama tabii ki veri tabanımız altüst olacak. Bana göre bu ihanettir.’’

Belediyelere devletten yapılan yardımın nüfusa göre ayarlanması yüzünden Türkiye yıllardır inanılmaz bir nüfus sahtekárlığı yaşıyor.

BİR KANUN YETER

İşin kötüsü birçok iyi niyetli insan da, sırf memleketine hizmet olsun diye bile bile buna alet oluyor.

Şimdi yapılacak iş, derhal bir kanunla nüfusa dayalı yardım meselesini ortadan kaldırmak.

Yoksa Türkiye'nin en hayati istatistik deposuna düşen bu çığı kaldırmak mümkün olmayacak.

Yazarın Tüm Yazıları