Ertuğrul Özkök: Bayar'ın yatak odasında sohbet

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Ankara'da 20 yıla yakın yaşadım. Ama Atatürk Bulvarı üzerindeki Celal Bayar Köşkü'ne ilk defa giriyorum.

Uzun süreden beri ilk defa yaptığım bir iş daha var.

Aşağı yukarı üç yıldan beri ilk defa DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'le bir araya geliyorum.

ÇİLLER'İN KARİZMASI

Önce Köşk'teki havayı anlatayım.

Ankara'da yoğun bir kar yağışı var.

Köşk'ün girişinde eski ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ufuk Söylemez beni karşılıyor.

Çiller'in özel özel kalem müdürlüğünü yapan Akın İstanbulluoğlu yine orada.

Yüzündeki sıcak ifade hiç değişmemiş.

Ufuk Söylemez'le aşağıdaki salona giriyoruz.

Dört duvarda da Celal Bayar'ın fotoğrafları var. Bir tanesinde bir teknenin dümeninde görülüyor. O fotoğrafını şimdiye kadar hiç görmemiştim.

Öteki fotoğrafların çoğu Yassıada'da çekilenler.

Bir şey dikkatimi çekiyor. Bütün bunlar arasında Adnan Menderes'in sadece bir fotoğrafı var.

O da Yassıada'da Celal Bayar'ın yanında.

Tansu Hanım'la son defa yanılmıyorsam bundan üç yıl önce baş başa kalmıştık.

Bunun dışında bir defa rahmetli Yavuz Gökmen'in cenazesinin kaldırıldığı gün evinde, bir de CNN Türk'ün açılış gecesinde karşı karşıya geldik.

Meclis'ten binaya geldiği an bir şey dikkatimi çekti.

Bütün bina bir anda canlandı, ayağa kalktı.

DUVAR VEFASI

O havadan anladım ki, parti içindeki gücü ve karizması yerindeydi.

Birlikte hemen yemeğe geçtik.

Yemeği, Celal Bayar'ın bir zamanlar yatak odası olarak kullandığı odada yedik.

Sağ taraftaki duvarda, Demokrat Parti'nin kurulduğu günden bu yana gelmiş geçmiş bütün genel başkanlarının fotoğrafları vardı.

O fotoğraflardan anladım ki, partilerin isimleri değişmiş ama çizgi aynı kalmıştı.

Çünkü fotoğraflarda DP kurucusu olarak Celal Bayar'ın da fotoğrafı vardı, AP kurucusu olarak Demirel de yer alıyordu,

Ama bu arada AP'nin kurucusu olarak Ragıp Gümüşpala, 12 Eylül sonrasının ‘‘emanetçi başkanları’’ olarak bilinen Yıldırım Avcı ile Hüsamettin Cindoruk'un da fotoğrafları duvarda yer alıyordu.

Yani hangi isim, hangi sıfat altında olursa olsun, bu çizgi içinde görev almış bütün liderlerin fotoğrafları duvarda yer alıyordu.

Celal Bayar Köşkü'nün duvarları, bu isimlerin hiçbirine vefasızlık etmiyordu.

Ama dikkatimi çeken bir şeyi yazmadan da geçemeyeceğim.

Tansu Çiller'in çok güzel bir portresi, tek başına ayrı bir fotoğraf olarak ayrı bir duvarda duruyordu.

Dikkatimi çeken bir şeyi daha aktarayım.

DEMİREL RENGİ

DP çizgisinin efsanevi isimlerinin fotoğrafları hep siyah beyazdı.

Ama bu lider galerisinin fotoğrafları Demirel'den sonra renklenmeye başlıyordu.

Ufuk Söylemez o tarihten sonra renkli fotoğraflar başlıyor dedi.

Ama ben yine de, DP çizgisinin Demirel'le birlikte renklenmeye başladığını düşünmeden edemedim.

Çiller'le son görüşmemiz Başbakanlık Konutu'nda olmuştu.

O gün Konut'ta espresso kahve servisinin başladığını görmüştüm.

Önceki gün Tansu Hanım, ‘‘Espresso kahveniz yok mu’’ diye sorunca, servis yapan görevli, ‘‘Maalesef yok’’ cevabını verdi.

Demek ki kahve servisi konusunda Başbakanlık Konutu, DYP'nin ilerisine geçmişti.

Veya Celal Bayar Köşkü, geleneksel gustomuza daha sadık kalmıştı.

YENİYOL KAVRAMI

DYP Genel Başkanı'yla yaptığımız sohbet yumuşak bir havada geçti. Bana, duygularını kontrol etmeye çalışıyor izlenimi verdi.

Ama son derece sakindi.

Her fırsatta sözü, DYP'nin ‘‘Yeni Demokrasi Paketi’’ne getirmeye çalışıyordu.

Bu konuşmaları arasında kullandığı bir kavram dikkatimi çekti.

Çiller, ‘‘Yeniyol Platformu’’ndan söz ediyordu.

Kendisine, ‘‘Bu ANAP ile bir araya gelip, merkez sağda yeni bir platform yaratma anlamına mı geliyor’’ diye sordum.

Verdiği cevap tam açık değildi, ama galiba öyle bir yol açma arzusunda olduğu havası aldım.

Yazarın Tüm Yazıları