Erken yaz geç kış, sıcak sonbahar

Sizleri tekstil sektöründeki yeni sezon isimleriyle tanıştırmak isterim: İşte şu güdük arkadaş geç kış, yanındaki serpilmiş afacanlar da erken yaz ile sıcak sonbahar. Artık bu üçüne göre giyineceksiniz, kış boyunca beyaz pantolon satın alabileceksiniz.

Küresel ısınma alışveriş alışkanlıklarını da etkiliyor. Markalar buna "küresel dönüşüm" diyor. Sezon isimleri değişiyor, yıl boyunca eskisi gibi 4 değil, 8 koleksiyon çıkarılıyor.

Elbette tüm markalar bu tip düzenlemeleri hemen koleksiyonlarına yansıtmış değil. Değişim yavaş yavaş oluyor. Kimi hazırlıklarını bu kışa göre yapıyor. Örneğin Camel Active markası. Biliyorsunuz daha çok ayakkabıları, botları ile ünlü. 2008 koleksiyonu küresel dönüşüm dikkate alınarak hazırlanmış. Ani hava değişimlerine ayak uydurabilecek teknolojiler ve modeller geliştirmişler.

Bu sadece tek bir marka, ancak uzmanlar 5 yıl sonra herkes dönüşümü tamamlamış olacak diyor. Pekçok yabancı marka, iklimbilimcilere danışarak gelecek planları yapıyor.

Aslında küresel ısınmanın en belirgin ve erken etkilerinden biri gardıroplar üzerinde oluyor. Özellikle de hálá mevsim dönümlerinde yazlık-kışlık değişimi yapanlar için. Kışlıkları çıkarırken, tüm yazlıkları özellikle de tişörtleri kaldırmakta tereddüt ediyoruz artık. Belli mi olur, kış ortasında güneş açıverir. Bikini ihtiyacı bile başgösterebilir. Aynı şey tersi için de gerekli. Serinleyen akşamlara, aniden bastıran yağmura karşı yazın da dolapta bir iki parça kalın giysi tutmakta fayda var. Buna karşılık bir iki seneye kalmaz kalın paltoları, kürkleri, kara kış kazaklarını unutmamız gerekecek. Yünlü tüvit takımlar moda müzelerine kaldırılacak. Kışın ince yün dokumalar ile kadife ceketler çok satacak. "Yazlıkları kaldırdım, kışlıkları çıkardım" ritüeli nostaljinin bir parçası olacak. Sezonlar üstü giyinmeye başlayacağız. Mevsimlik dediğimiz giysiler, yılın 12 ayı dolaplarımızda olacak. Yeni sezon geldiğinde, değişen kumaştan çok renk ve model olacak.

Bu durum bana kalırsa dekorasyonu da etkileyecek. Üç kapılı gardıroplar kimseye yetmeyecek. Daha çok sayıda insan evine giyinme odası yaptıracak. Çünkü ne giyeceğine günlük olarak karar vermek zorunda kalacak. Bu nedenle tüm giysileri gözünün önünde olsun isteyecek...

Eylül bitti, ekimin ortasına geldik. Hiçbir mağazanın vitrininde, hiçbir moda dergisinin sayfalarında paltolardan eser yok. Mağazalarda satılan en kalın şey hırkalar. Hálá incecik pantolonlarla dolu raflar.

Ayakkabılar için de aynı durum geçerli. Artık öyle içi kürklü botlar, çizmeler kalmadı. Çizmelerin tamamen ortadan kaybolmamasının nedeni ihtiyaçtan çok estetik. O kadar incelerini yapıyorlar ki, artık yazın bile çizme giyebiliyoruz. Keza kışlık ayakkabı koleksiyonlarında burnu açık modeller bulmak mümkün.

Giyinirken kafanıza göre takılmanın tam zamanı.
Yazarın Tüm Yazıları