Erkeklerde yeni trend: Mücevher

Güncelleme Tarihi:

Erkeklerde yeni trend: Mücevher
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2005 16:35

“Yaşları 30 ilâ 50 arasında ‘branché’ (trendy) erkekler artık bileklerine geniş halkalı zincir bilezik takıyor ve profesyonel hayatına zarar verir diye korkup gizlemiyor...”

Dün, kendi lafımı kendim kestim, sinirlendim ve bugüne bıraktım yazımı. Erkeklerde at kuyruğu saçtan ve küpeden bahsediyorduk...

Clotilde Sereni imzalı bir incelemeden alıntı yapıyorum. (Le Figaro, 21 Mart)

“Fransa’da yaşları 30 ilâ 50 arasında ‘branché’ (trendy) erkekler artık bileklerine geniş halkalı zincir bilezik takıyor ve profesyonel hayatına zarar verir diye korkmadan bunu da kimseden gizlemiyor...” diyor bir inşaat şirketinin 40 yaşındaki pazarlama müdürü. Kendine bir yüzük, bir de gümüş bilezik almış böyle zincir mincir. (Bir zamanlar, 1970’lerde gümüş künye modası çıkmıştı, kalını makbuldü. Kırolar ‘Gümüş neymiş len, biz aldınını taharık’ deyince, gümüşçüler bu modayı terk etti.)

Fransa'da büyük mağazalar bu yeni ‘trendin’ kokusunu almış tabii ki. Mesela Paris’in meşhur YKM’lerinden Printemps ‘erkek bijuteri’ bölümünü genişletmiş, Aralık 2004’te müşterilerin % 3-4’ü erkekken, Şubat 2005’te bu oran % 8’e çıkmış. Erkek bijuteri reyonu da ikinci kattan zemine indirilmiş. Satış Müdürü ‘Her tür müşteri geliyor, cafcaflı, görünür mücevherlerden hoşlanan (Corpus Christi kurukafalı modeller mesela) cesur erkeklerden tutun da, utana sıkıla mücevher takan, mesela Armani’nin yahut Dinh Van’ın ‘fazla dikkati çekmeyen’ modellerini tercih edenlere kadar...” diyor.

Müjdeler var yurdumun toprağına taşına çünkün bu sonuncuların sayısı artıyormuş.

“Trendi yaratanlar eşcinsellerdi, ama artık bütün erkekler müşterimiz, ya tek başlarına gelip alışveriş yapıyorlar ya da, bir hediye vesilesiyle, çift olarak geliyorlar.”

Mücevherciler bu yeni modadan memnun, ama erkeklerin mücevher tutkusu yeni değil. Mesela Cartier’nin (Jean Cocteau için dizayn edilen) efsanevî Trinity’si 1924’te yaratılmış, bu vesileyle öğrendim. Biliyorsunuz canım, bizde de modaydı bir zamanlar hani birbirine geçme 3 halkadan oluşan yüzükler. (Galiba biri sarı, biri yeşil, biri kırmızı altındı, Cartier yüzük diye korsanı satılırdı bir zamanlar.)

Yine 1970’lerde Love yaratıldı, çiftler için. İki minik vidayla kapanan ve içine gizli bir mesaj yızılabilen bilezikler.

Uzmanlar diyorlar ki, ‘Genelde erkeği ilk mücevherini almaya ikna eden kadınlardır, daha gösterişli modellere doğru itenler de...”

Fransa’da erkek mücevher pazarı kadınlarınkinden 3 kat hızlı büyüyormuş. “Ama, diyor bir Fransız modacı, Japonya’nın çok gerisindeyiz. Tokyo’da 30-35 yaşındaki erkeklerin hemen yarısı bir yüzük veya bir pandantif takıyor.”

(Bismillahirrahmanirrahim, daha neler göreceğiz bakalım!)

Peki bir erkek kreasyonunun başarısı nasıl belli olurmuş, yani bir koleksiyonun tutulduğu nasıl anlaşılırmış?

Kadınlar da bu mücevherleri takmaya başlayınca!

Ama Swarowski’nin San Fransisco koleksiyonunda bunun tersi yaşanmış, kadınların üzerinde görüp beğenen erkekler önce ödünç almaya, sonra parasını basıp satın almaya başlamışlar.

“Hanımlar arasında bu sene trend ‘maymuncuk’ mücevherlermiş, yani her yerde, her zaman takılabilen ve daha da önemlisi erkeklerin beğendiği modeller...” (Kadınların üzerinde değil, alıp takacak gibi beğendiği...)

‘Le Poids des Apparences’ adlı kitabın yazarı J.-F.Amadieu beni çok korkutan bir tespitte bulunuyor:

- Erkekler giderek daha çok kadın şifreleri kullanıyor!

(Vay anamlar!..)

- Ama bu çok sınırlı bir trend, profesyonel ortama bağlı biraz da. Kimi şirketlerde mücevher ayrımcılık sebebi bile olabiliyor...

(Mesela Hürriyet’te mini etekli erkekler, dizlerini hırkayla örtmeye zorlanıyor!
J)

Onun için Dinh Van’ın ipli bilezikleri çok tutmuş, diyorlar, ‘Çok prapan ve imaj olarak bağlayıcı değil, ayrıca bir gömlek manşetine kolayca gizleyebilirisiniz” ...

Dinh Van’ın Genel Müdürü Stéphanie Vigneau, ‘Bu bilezik, erkekte mücevheri demokratikleştiren bir model’ diye övünüyor.

DEMOKRATİZASYON!

Biz bu lafın nereye vardığını biliriz.

Eğitimin katilesizleşmenisi ‘demokratikleşme’ diye yutturdular bize. Televizyonlar demokratikleşti, Selma Hanımlar bastı, seyredemez olduk. Siyaset demokratikleşti, mal ortada...

Bizde ‘erkek mücevherleri’ de bir demokratikleşir ki, tadına doyulmaz!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!