Erkan Çelebi: THY’nin başı kokan uçaklarla dertte

Erkan ÇELEBİ

THY, RJ 100 ve RJ 70 tipi uçaklardaki koku sorununu yedi yıldır bir türlü çözemedi. Bu uçaklardaki koku sorununun sistemin dizaynından kaynaklandığını savunan yetkililer, sorunun ilave bakım işlemleriyle kontrol altına alınmaya çalışıldığını söylediler.

TÜRK Hava Yolları, kısa menzilli uçuşlarda kullandığı RJ 100 ve RJ 75 tipi uçaklardaki koku sorununu, yedi yıldır bir türlü çözemedi. Kokunun, havalandırma sisteminden uçağın içine yayılmasını bir türlü engelleyemeyen THY, sonunda çareyi kokuyu deodorantla bastırmakta buldu. Ancak, hosteslerin sıktığı deodorant da kokuyu engellemeye yetmiyor. THY yetkilileri, RJ 100 ve RJ 70 tipi uçaklarda yaşanan koku sorununun sistemin dizaynından kaynaklandığına dikkat çekerek, ‘‘Bu sorunu, ilave bakım işlemleriyle kontrol altına almaya çalışıyoruz’’ dediler.

RJ 100 ve RJ 70 tipi uçaklar, 1993 yılında TÜrk Hava Yolları'nın filosuna dahil oldu. THY'nin 7 yıl önce aldığı 9 adet 99 koltuk kapasiteli RJ 100 tipi uçak, Denizli, Erzurum, Konya, Samsun, Van, Gaziantep, Kütahya, Siirt ve Tokat'tan oluşuyor. 79 koltuk kapasiteli 4 adet RJ 70 tipi uçağı ise Erzincan, Uşak, Kahramanmaraş ve Muş oluşturuyor.

RJ 100 ve RJ 70 tipi uçakların en önemli özelliği, küçük pistlere bile rahat iniş kalkış yapabilmesi. THY'de bu uçakları, küçük pistli ve yolcu yoğunluğu az olan hatlarda kullanıyor.

İç hatlarda hemen hemen tüm noktalara uçuş yapan RJ serisi uçaklar dış hatlarda da kısa mesafeli menziller için tercih ediliyor. RJ 70 tipi uçaklar, Tiflis, Amman, Tiran, Simperafol, Zagrep, Sofya, Üsküp, Atina, Viyana, Budapeşte ve Nurnberg hatlarında kullanılıyor. RJ 100 tipi uçaklar ise Sofya, Kahire, Tel-Aviv, Beyrut, Amman, Tiran, Zagrep, Üsküp, Atina, Basel, Ercan, Viyana, Odesa, Kiev, Bükreş ve Nurnberg hatlarında uçuş yapıyor. Saatte 820 kilometre sürat yapabilen bu uçaklar, 10 bin 788 metre yüksekliğe çıkabiliyor.

DİZAYN SORUNU

Arkadaşımız Zeliha Aslan, okuyucularımızdan Murat Gökçe'nin RJ 100 ve RJ 70 tipi uçaklardaki koku sorunuyla ilgili olarak yaptığı şikayat üzerine Türk Hava Yolları yetkilileriyle görüştü. THY yetkilileri, RJ 100 ve RJ 70 tipi uçaklardaki koku sorununun sistemin dizaynından kaynaklandığını açıkladılar. Yetkililer, THY'nin bünyesinde bulunan teknik ünitenin, RJ serisi uçaklarda zaman zaman karşılaşılan koku sorununu, geliştirilen ilave bakım prosedürleriyle kontrol altına almaya çalıştığına dikkat çekerek, ‘‘Bu uçakların kullanım süresi 25 ile 30 yıl arasında değişiyor. İlk RJ tipi uçak da THY'nin filosuna 1993 yılında katıldı. Şu anda filodaki bu uçaklar ortalama 6 yaşında. Bu da THY'yi oldukça genç bir RJ filosuna sahip hava yolu şirketi yapıyor’’ dediler.

SÖZLEŞMESİ BİTİYOR

Arıza sıklığı açısından uçuş saatleri ve konma sayıları baz alınarak yapılan istatistiklerden de örnek veren yetkililer, ‘‘RJ tipi uçakların 12 aylık sorunsuz uçuş ortalaması yüzde 98.5 düzeyinde bulunuyor. Bu da, Sivil Havacılık ortalamasının üzerinde bir oran’’ dedi. Türk Hava Yolları'nın filosunda yer alan 13 RJ tipi uçakla ilgili kira sözleşmesi önümüzdeki yıl bitiyor. THY'nin bu uçaklarla ilgili sözleşmeyi yenilememesi bekleniyor.

Tüketici markalı pil tercih ediyor

AC Nielsen ZET'in yaptığı araştırmaya göre, Türkiye'de son bir yılda 128 milyon adet pil satışı gerçekleştirildi. Satışlarda, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1 oranında azalma yaşandı. Satışlardaki düşüşe karşın ciro bazında yüzde 1'lik büyüme kaydeden pazar, 44 milyon dolarlık bir hacme ulaştı.

Pil sektöründeki ciddi sorunların başında markasız, kalitesiz, kaçak ve taklit pillerin kullanımının giderek artması geliyor. Ancak 1995 yılında yüzde 34 olan markasız pil kullanımının geçen yıl itibariyle yüzde 14'e düştü. Alkalin pillerin pazardaki payı 3 puan artarak yüzde 17'ye yükselirken, çinko karbon pillerin oranı ise düşüş trendine girdi. Ülkelerin gelişmişliklerine göre alkalin kullanma oranının arttığını belirten sektör yöneticileri, bu durumun tüketicinin bilinçlenmeye başladığı yönünde bir gösterge olduğuna dikkat çektiler. Türkiye'de ise özellikle Avrupa ülkelerine göre alkalin satışlarının az olduğu belirtiliyor.

İndirimde etikete dikkat

ÜRETİCİ firmalar ürünlerini her mağazaya aynı fiyattan verseler de, mağazalarda ürünler farklı fiyatlardan satılabiliyor. Bazen bu fark iki katına kadar çıkabiliyor. Üretici firmalar, bu fiyat farklılığını bazı mağazaların dönemsel olarak ürün fiyatlarında yaptıkları indirime bağlıyor. Bu nedenle iyi bir fiyat araştırması yapmadan alışveriş yapılmaması gerekiyor. Okuyucularımızdan Fatma Cantaş da, Gima mağazasından 8 milyon 495 bin lira ödeyerek aldığı Nivea Sun adlı güneş kreminin CarrefourSa'da 3 milyon 789 bin liraya satıldığını görünce tepki gösterdi. Konuyla ilgili olarak Nivea Satış Hizmetleri Müdürü Ahmet Kutlu'yla görüştük. Kutlu ‘‘ Günümüz rekabet koşullarında tüketicilere daha avantajlı satış fiyatları sundukları imajını vermeyi amaçlayan zincir mağazalar, dönemsel olarak çeşitli ürünlerin fiyatlarında indirimler uyguluyor. Bu indirimler, tüketicileri kendi mağazalarından alış veriş yapmaya teşvik amacı taşıyor. Aynı ürün arasındaki bu fiyat farklılığı da, bu tür dönemsel uygulama sonucu oluştu’’ dedi.

Samur, çeken halılara karşı bayilerini uyardı

SAMUR Halı, yoğun şikayetler üzerine döşendikten sonra çeken halılara karşı bayilerini uyardı. Samur Halı'nın bayilerine gönderdiği yazıda, halıların gerdirilip zorlanmadan döşenmesi ve mutlaka ek yerlerinde ütü bandı kullanılması, duvar diplerinin de çıta ile sabitlenmesi gerektiği vurgulandı. Duvardan duvara halı döşeme işinin uzmanlık gerektiren bir iş olduğuna dikkat çeken yazıda, döşemecinin de halı gibi titizlikle seçilmesi gerektiği savunuldu. Ayrıca bayilerine halı döşerken nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyarıcı bilgiler verdi. Firma yetkilileri ‘‘Özellikle bukle ve desenli bukle halıların döşendikten bir süre sonra ek yerlerinde ve duvar diplerinde açılmaların olduğu ve bunun halının çektiği yönünde değerlendirildiği konusunda şikayetler ulaşıyor. Bunun ürün kalitesi ya da üretim ile hiçbir bağlantısı yok. Açılmalar döşeme hatalarından kaynaklanıyor. ’’ dedi.