Erdoğan, Obama'yı niye öptü?

İşte şimdi güzel Türkçemizin o güzelim deyimini her iki anlamıyla da hatırla(t)ma zamanı: Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü?

Haberin Devamı

Ömer Asım Aksoy, "Deyimler Sözlüğü"nde bu deyimi şöyle açıklıyor: "Gösterilen yakınlığın, iltifatın görünürde olmayan gizli nedenine dikkat çeker."

ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk ikili ziyaretini Türkiye'ye yapacağı açıklandığında bazı siyasi yorumcular imalı bir biçimde "Bayram değil seyran değil Obama bizi neden öpüyor" sorusunu sordular.

Kastettikleri: "Obama daha koltuğa oturalı 3 ay bile olmadan Türkiye'ye kara kaşı kara gözü için gelmiyor. Bakın görün, heybesinden Afganistan'a Türk askeri gönderilmesinden Ermeni soykırımının kabulüne ve Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulmasına neler neler çıkacak!"
Aşırı kuşkucular için klasik yaklaşımdır. Dünyaya siyah- beyaz gözlüklerle bakarlar, öküzün altında illa buzağı ararlar!
Oysa gördük; Obama, Türkiye'ye bir şey dikte etmek için değil Bush yönetimi döneminde yara alan ilişkileri tamir etmek için gelmiş.
Baksanıza Başkan Clinton'ın 1999'da TBMM'de yaptığı tarihi konuşmada ilk defa zikrettiği "stratejik ortaklık" kavramını Obama belki de zamanında içi iyi doldurulamadığı için yepyeni bir anlayışla yeniden tanımladı.

Türkiye-Amerika ilişkilerini "model ortaklık" seviyesine çıkarmaktan bahsetti.

Türkiye'nin sadece "stratejik partner" değil "kritik önemde stratejik partner" olduğunu belirtti.

Hatta Meclis'te yaptığı alabildiğine yapıcı, dengeli ve samimi konuşmada "Bana bu ziyareti mesaj vermek için mi yaptığımı soruyorlar.

Cevabım çok basit: Evet" bile dedi.

Hiçbir konuda sözünü budaktan esirgemedi.

Bölge ve dünya meselelerine köklü iki müttefik olarak Türkiye ve Amerika'nın terör ve güvenliğin ötesinde ortak bakış açısıyla yaklaştığını aktardı.

Türkiye'nin laik-demokratik kimliğine, Atatürk'ün çağdaş mirasına, Osmanlı Sarayı'ndan gelen mermer levhaya, Doğu ile Batı arasında sahip olduğu özgün ve zengin konuma tek tek vurgu yaptı.

Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını da Ermenistan'la ilişkilerin yapıcı bir biçimde gelişmesi ve sınır kapılarının açılmasını da Kuzey Irak Kürt Yönetimi'yle görüşmelerin derinleşmesini de temenni ettiğini belirtti.

En zor konularda hiç komplekse girmeden kendi geçmişine atıf yaptı.

1915'te yaşanan "korkunç olaylara" değinmeden önce Amerikan tarihinden örnekler verdi. Kızılderililere ve kara derili atalarına yapılanları hatırlattı.

Kölelikten başkanlığa uzanan ırkının hikâyesini "Bakın bugün burada Amerika başkanı olarak bulunuyorum" diyerek özetledi.

Dikkat ettim; bir PKK ile ilgili konuşurken "Hiçbir ülkeye karşı yapılan terörü kabul etmeyiz" dediğinde Meclis'ten coşkulu alkış aldı, bir de "ABD hiçbir zaman İslam'la savaşta değildir, olmamıştır, olmayacaktır" dediğinde.

Tabii asıl kendisinin de Müslüman bir aileden geldiğini belirttiği bölüme dikkatinizi çekmek isterim.

Çünkü o bölüm, "Pek çok Amerikalının ailesinde Müslümanlar var, ben de onlardan biriyim" dediği bölüm, İslam dünyasına verebileceği en güçlü mesaj olmanın ötesinde Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının bitiminde dayanamayıp Obama'yı Türk usulü iki yanağından öpmesinin de asıl sebebi.

Soruşturdum; Erdoğan'ın Obama'yı yanaklarından öptüğü an tamamen doğaçlama gelişmiş. Tayyip Bey Obama'nın yaptığı konuşmayı genel olarak çok beğenmiş.

Fakat özellikle o bölümde çok duygulanmış.

Öylesine heyecanlanmış ki Obama kürsüden inince diplomatik kuralları bir kenara atıp kardeşlik duygusuyla yanaklarından öpmeye karar vermiş.

Yazarın Tüm Yazıları