Erdal tur

Erdal İnönü ise ‘‘Parti kur’’ baskılarına dayanamadı, sonunda o da parti kurmaya karar verdi.

Oysa İnönü, daha önce parti kurmuş, memleket için unutulmayacak iki hayırlı iş yapmıştı.

Birincisi Demirel'i Cumhurbaşkanlığı'na çıkartmaktı. Memleket için yaptığı ikinci ve en hayırlı iş ise politikayı bırakmak olmuştu.

Şimdi dönüyor.

*

İnönü saf ve dürüsttür.

Çocukluğu Pembe Köşk'ün bahçesinde geçmiş, hiçbir zaman tırabzandan kaymamış, çelik çomak oynamamıştır.

Bir tek cam da kırmış değil.

Daha minik bir çocukken Eflatun'u okumaya ara verip, ceket ve kravatı ile Köşk'ün bahçesine çıktığında, arkasında kalem-i mahsusa müdürü, boş kutuya tekme atacak olsa, bu sekiz kişinin nezaretinde olası...

Ömründe hiç küfür etmiş de değil.

İlk tavşan gördüğünde 18 yaşındaydı, ama zeytini tanıyordu. Nitekim partisinin amblemine geniş üretici kesimi olan buğday başağını koymaya kalktıklarında, o ‘‘Ben zeytinyağlı enginar severim’’ dedi.

Sonunda enginarı atıp, parti amblemine zeytini koydular.

Sessiz ve sakindir.

Muhalefet olduğu günlerde her zaman rakibi iktidarı başarılı bulmuş, sık sık ‘‘Arkadaşlar memleketi güzel idare ediyorlar’’ diye tebrik etmiştir.

Kendisinin muhalefet olduğu hatırlatıldığında ise, Demirel'in köylünün ineğini bile sorduğu gibi yapıp rastladığı ilk köylüye ‘‘Sarıkız nasıl?..’’ diye sormuştur.

Rastlantıdır, meğer sarışın bir kızı olan köylü şok geçirirken, İnönü sözlerini sürdürmüştür:

‘‘Onu iyi bir boğa ile çiftleştir, sana bir dana doğursun, bol bol süt için...’’

‘‘......?’’

‘‘Çiftleşme zamanı gelmedi mi?..’’

*

Fizik profesörüdür...

Bu yüzden Türkiye'nin yüzde 15'inin yüzde 85'inden daha büyük olduğunu hesaplayıp, HADEP'i partisinin içine alarak, en şanslı olduğu ilk seçimi kaybetmiştir.

Efendidir...

Lider olamayacak tek insan olduğunu ise, CHP'lilerin illa onun peşinden koşmasından anlıyoruz.

İyidir, hoştur...