Erdal Sağlam: Prag'da Sezer faktörü

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

PRAG görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ismi sık sık geçmeye başladı. Türk Heyeti, IMF ve Dünya Bankası'yla yaptığı görüşmelerde övgülerle karşılanıyor, ama uyarılar da eksik olmuyor. Bu uyarılar arasında en başta gelenleri, cari işlemler açığının aşırı artmasına karşılık geciken kararlar ve 3 kamu bankasının özerkleştirilip daha sonra özelleştirilmesine ilişkin kanun hükmünde kararnamenin gecikmesi.

Devlet Bakanı Recep Önal, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Linn'le yapılan görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, bu KHK'nın Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'in onayına sunulduğunu söylediğini, ama Cumhurbaşkanı'nın imzalamama ihtimali olduğunu anlattı. Bakan bu diyaloğu aktarırken, ‘‘kararname çıkmayabilir’’ dedi. KHK çıkmadığı takdirde kanun olarak TBMM'ye sunulacağını belirten Önal, kanunun da TBMM'nin takvimi nedeniyle gecikebileceğini söylemiş.

Cumhurbaşkanının kararnameler konusundaki hassasiyeti, baştan beri belli. Belli ki sadece siyasi veya hukuki konularda değil, ekonomik konularda da artık Cumhurbaşkanlığı faktörünü gözönünde bulundurmak gerekecek.

3 kamu bankasıyla ilgili kararname konusunda Bakan Recep Önal, belli ki umutsuz. Ankara'daki gelişmeler bilinmiyor, ama Prag'daki bürokratlar da aynı konuda tedirginler. Bürokratlar tümüyle ekonomik programa konsantre oldukları için, elbette gerekli kararların biran önce çıkmasını istiyorlar. Kanun ya da kararname olarak çıkması onlar için ikinci planda...

Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, 3 kamu bankasıyla ilgili kanun hükmünde kararnameyi hukuki olarak mı yoksa ekonomik olarak mı inceliyor, bilemiyoruz. Bizim bildiğimiz kadarıyla Cumhurbaşkanlığında ekonomik yetkinliği kamuoyu tarafından bilinen bir uzman bulunmuyor. Bu nedenle ‘‘Herhalde yine hukuki olarak inceliyor’’ tahmininde bulunuluyor.

KDV'NİN GECİKME NEDENİ

Ancak, 1600 cc'nin üzerindeki otomobiller için KDV artırımına ilişkin kararname konusundaki tavrına baktığımızda, Cumhurbaşkanı Sezer'in, daha doğrusu Cumhurbaşkanlığı'nın işe ekonomik açıdan da bakmaya çalıştığını öğrendik.

KDV artırımı bilindiği gibi kanunla verilen limitler içerisinde, Bakanlar Kurulu tarafından yapılabiliyor. Bu yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulu KDV artırım kararını onay için Cumhurbaşkanlığı'na göndermesine rağmen, kararname burada uzun süre beklemiş. Bunun üzerine bazı bakanlar ve bürokratlar, Cumhurbaşkanlığı ile görüşmeler yapmış. Burada da yine Cumhurbaşkanlığı'nın çekimserliği sözkonusu olmuş, ama sonunda imzalamış.

Bizce, hukuki olarak kararnameleri incelemesi çok doğal ama Bakanlar Kurulu'nun yetkisinde olan, her zaman kullanılan bu yönteme bile, Cumhurbaşkanlığının çekimser bakması düşündürücü. Çünkü bu kadarı, artık ekonomi yönetimine de el atmak anlamına geliyor.

O zaman Cumhurbaşkanının biran önce ilgili bakan ve bürokratları toplayıp brifing alması gerekiyor. Aksi takdirde; uygulanan ekonomik programı bilmeden, bu ekonomik program ile ne yapılacağını bilmeden, program gereği olarak hangi kararların çıkartılacağını bilmeden, ekonomi yönetimine bu kadar müdahil olmak, bizce çok riskli bir müdahale anlamı taşıyor.

Yazarın Tüm Yazıları