Erdal Sağlam: Faiz bilmecesi

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Ekonomik programın başlamasından bu yana, bir faiz karmaşasıdır gidiyor. Dövizde sabit artışların başlamasıyla telaşlanan piyasalar, şok bir hareketle, faizleri beklenenden fazla düşürdüler. Şimdi ise artırmaya çalışıyorlar. Ancak bunu da kolaylıkla yapamıyorlar.

Önümüzdeki günlerde faizleri olumlu-olumsuz etkileyebilecek bazı unsurlar şöyle özetlenebilir:

PİYASADAKİ GELİŞMELER: Merkez Bankası'nın, likiditenin yüksek tutulmasına dönük politikasını sürdüreceği, artık iyice anlaşıldı. Merkez Bankası, dış borçlar dahil, satın aldığı dövizin TL karşılığını piyasaya vermeye devam edecek. Yanı sıra içvarlıklardaki -1.200 düzeyini devam ettirerek piyasada artı bir likidite tutmayı da sürdürecek. Dolayısıyla 9 Şubat'ta Hazine'nin kasasına girecek olan 750 milyon Euro'luk son dış borçlanmanın karşılığı olan TL de, piyasadaki likiditeyi iyice artıracak.

3 katrilyon liralık geri ödeme yapacak olan Hazine'nin, 8 Şubat'ta yapıp 9 Şubat'ta parasını alacağı ihalede sadece 2.3 katrilyon liralık bir iç borçlanma yapacak olması likiditeyi daha da artıracak.

Buna karşılık, içinde bankaları direkt etkileyen 279. maddeye ilişkin verginin de bulunduğu, ayın 15'inde yoğunlaşacak vergi ödemeleri, piyasadaki likiditeyi daraltan bir etki yapacak. Bu unsur, bankaların 15'inde ödeyecekleri vergiyi düşünerek, itfadan az borçlanma yapılmasına rağmen, Hazine'nin 8 Şubat'taki ihalesine gösterecekleri talebi olumsuz etkileyecek bir unsur olarak ortaya çıkıyor.

DÖVİZDEKİ GELİŞMELER: Dövizdeki aylık artışlar önceden belli ve düşük olmasına rağmen, piyasaların döviz konusundaki kafa karışıklığının hálá giderilemediği gözüküyor. Bankaların ellerindeki dövizleri hálá çözmedikleri görülürken, aslında bu çekimserlikte döviz alım-satımlarındaki verginin etkili olduğundan söz ediliyor. Bankacıların, satışta ödedikleri vergiler nedeniyle, Merkez Bankası'nın alım-satım marjlarını çok düşük tutmasının da etkisiyle, ellerindeki dövizleri bozdurmaya pek yanaşmadıkları görülüyor. Bankacılar, ellerindeki dövizi sattıkları takdirde, ihtiyaçları olduğunda yeniden döviz almalarının vergi nedeniyle zararlı bir işlem olacağını görüp, ellerindeki dövizleri hiç satmama yoluna gidiyorlar. Bankaların bu tavrı, likiditenin daha da artmasını engelleyen bir unsur olarak gözüküyor.

ENFLASYON RAKAMLARI: Piyasada, perşembe akşamı açıklanacak olan ocak ayı enflasyon rakamları konusunda çeşitli söylentiler dolaşıyor. Hükümetin yılın ilk aylarında gerçekleşecek enflasyon rakamlarının gösterge olamayacağını, asıl düşüşün yılın ikinci yarısında olacağını açıklamasına rağmen, piyasaların gözü bu rakama çevrildi. Piyasalarda, ‘‘Yüzde 3-4'lük rakam makuldur, üzerine çıkılırsa denge bozulur’’ gibi bir imaj yayılıyor. Buna karşılık bürokratlar, ocak ayına gireceği belli olan aralık ayının 20'sinden sonra, yüklü KİT zamları yapıldığını hatırlatarak, ocak ayı enflasyon rakamlarının 4'ün de üzerinde çıkabileceğini söylüyorlar. Bürokratlar, yüksek çıkacak rakamların programın başarısı için bir kıstas olamayacağını belirterek, önceden önlemlerini almaya çalışıyorlar.

Buna karşılık son günlerde yaratılan imaj nedeniyle, büyük ihtimalle yüzde 4'ün üzerinde çıkacak ocak ayı enflasyonunun, faiz artışı için bir bahane olarak kullanılacağı tahmin ediliyor.

Öte yandan Hazine'nin ocak ayında ihraç ettiği tahvilleri, bu ay içinde yeniden satışa sunması, mart ayında da aynı káğıtlar için ihaleye çıkacak olması, bu káğıtların alım-satımını, yani likiditesini, dolayısıyla da cazibesini artıran bir unsur olarak ortaya çıkıyor.

Gerçi çok yüklü miktarda değil ama, ocak ayında satın aldıkları Hazine káğıtlarındaki düşük faiz, bankaların faizleri fazla yükseltmelerinin önünde, küçük de olsa bir engel oluşturuyor.

Yani; piyasalar faizleri, çok değil ama biraz artırmak istiyor. Faizlerin biraz artmasının, dışarıdan döviz girişini de açması bekleniyor. Ama faizlerin artmasını engelleyen birçok set de oluşturulmuş durumda.

Kısacası; yüzde 36-38 olan Hazine káğıtlarının faizleri önümüzdeki hafta biraz artabilir. Bu káğıdın faizlerinin yüzde 40 civarına, 2 yıllık değişken faizli káğıtların faizinin ise bunun biraz üzerine çıkması normal, belki de sağlıklı bir gelişme olarak görülebilir.

Faizlerin çok fazla artması ise beklenmiyor. Hatta çok fazla artışa izin verilmeyeceğini bile söyleyebiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları