Erdal Sağlam: Bankacılıkta temizlik

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

DÜNYA Bankası Başkanı Wolfensohn, Türkiye için oldukça övücü sözler söyledi. Sık sık yaptığı konuşmaları, ‘‘Türkiye'nin iyi yolda olduğu’’ tezi üzerine kurdu.

Wolfensohn, İstanbul'da verdiği konferansta dünya ölçeğindeki tahlilini, mevcut gelir dağılımı adaletsizliğinin küreselleşmenin önünde engel olduğu tezine oturttu. Dünyadaki 6 milyar insanın 4.8 milyarının günlük kazancının 2 doların altında kaldığına işaret ederek, nüfus 8 milyar olduğunda ise 6.8 milyar insanın aynı durumda olacağına dikkat çekti. Nüfus hareketlerinin yanısıra adaletsizliği 'barış ve istikrar olmaması'na bağlayan Wolfenshon, buradan yola çıkarak Türkiye'nin önemine geldi.

Türkiye'nin konumunun dünya açısından çok önemli olduğunu tekrarlayan Wolfensohn, Türkiye'de istikrar olması ve istikrarlı kalkınmayı kurumsallaştırmasının bütün bölgeye istikrar getireceğini kaydetti.

Wolfensohn'un Türkiye'ye ilişkin övücü sözleri, işte bu analizden kaynaklanıyor. Dünya Bankası Başkanı, Uzun süredir ilk kez Türkiye'deki bir Hükümeti istikrar için kararlı gördüklerini kaydederek, bu çabaların sonuna kadar arkasında olacaklarını ve Türkiye'nin bu kez başarılı olacağına inandıklarını söylüyor.

Wolfensohn'un konuşmalarında, elbette, cesaret verme isteği ön plandaydı.

Buna karşılık, satır aralarında, kriz yaşayan Asya ülkelerini örnek göstererek, Türkiye'ye yaptığı, çok önemli uyarılar da vardı. Bu uyarıları, övücü sözlerin arasında, kamuoyuna fazla yansımadan kaybolup gitti.

Wolfensohn açık açık, 'Bankacılık sisteminde temizlik yapın' dedi. 'Sistemde bir konsolidasyonun gerekli hale geldiğini' kaydederek, Türkiye'deki bankacılık açığının kriz yaşayan ülkelerdeki kadar olmadığını kaydederek, şimdiden önlem alınabileceğini, bu yolda başlatılan adımların sürmesi gerektiğini söyledi.

Aslında sadece Wolfensohn'ın değil, Salı günü Ankara'dan ayrılacak olan IMF Heyetinin de bu kez üzerinde en önemle durduğu konu bankacılık oldu. Fondaki 8 bankanın durumuna biran önce çözüm bulunmasını isteyen IMF Heyeti, bunun için hazırlanan formülü de bürokratlarla tartıştı. Sadece 8 bankanın durumu değil, bankacılık sistemindeki yapısal bozukluklar üzerinde de durularak, başka bankaların zor duruma düşmemesi için yapılacaklar da tartışıldı.

Bu arada sistemdeki açıkta en büyük paya sahip kamu bankalarının durumu da ele alındı. Öyle sanıyoruz ki Ziraat, Halk ve Emlakbank'ın bir çerçeve yasa kapsamında önce özerkleştirilip, sonra Halk ve Emlakbank'ın özelleştirilmelerine imkan verecek formülün, önümüzdeki günlerde Hükümetce ele alınacak.

IMF ve Dünya Bankası, Vakıfbank'ın en az yüzde 55'inin özelleştirilmesinde de ısrarlı. Bu konunun da önümüzdeki günlerde ele alınması ve Vakıflardan sorumlu Yüksel Yalova'nın tavrı nedeniyle, biraz sıkıntı yaratması bekleniyor.

Çünkü mali sektör reformu ve bunun için alınacak kredi için Vakıfbank'taki Vakıflara ait hisselerin bir bölümünün satışı da şart koşuluyor. Buna karşılık Bakan Yalova,'Anayasaya aykırı' diyerek uzlaşmaz tutumunu sürdürüyor.

Kısacası; programın 'yumuşak karnı' olarak, baştan beri üzerinde durduğumuz bankacılık sektörü yakında masaya yatırılacak. Bakalım neler çıkacak...

Yazarın Tüm Yazıları