Ercan Kumcu: Yıl sonu muhasebesi

Ercan KUMCU
Haberin Devamı

Bugün yılın son günü. Yıl başladığında ne bekliyorduk? Ne bulduk? Açıkçası, yıla kötü başladık. İlk sekiz ay hem kendi kendimizi vurduk, hem de Allah bizi vurdu. Yılın son dört ayı mucizeler yarattık. Sonuçta, yılı iyi bitiriyoruz.

Yıl başladığında fazla umutlu değildik. İlkbahar aylarında seçim yapılacaktı. Seçimde hiçbir parti çoğunluğu sağlayamayacaktı. Ekonomik sorunlarımızla boğuşup duracaktık. IMF gidip geliyordu, ama fazla bir şey beklemiyorduk.

Seçimler oldu. Seçim sonrası üç partili bir koalisyon hükümeti kuruldu. Çok laf üretildi, az iş yapıldı. Alıştığımız popülizm devam etti. Ekonomik durgunluğa çare diye hükümet, daha önce yaptığı işleri bozmaya başladı. Vergi reformu diye millete yutturulan yeni vergi düzenlemelerinden geri adım atıldı.

Ekonomik istikrarı IMF ve diğer kuruluşlardan gelecek ‘‘10 milyarlarca dolar’’ olarak gördük. O kadar ileri gittik ki, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlara utanmasak ‘‘siz parayı verin, gerisine karışmayın’’ diyecektik.

DÖNÜM NOKTASI

Bu arada işini ciddi yapan siyasetçilerimiz de vardı. Kimsenin haberi olmadan temmuz ayı başında IMF'ye ‘‘niyet mektubu’’ gibi bir mektup verildi. Sanki hükümet o mektupta yazılanların altına imza koymaktan pişman olmuş gibiydi. İmzayı koyan siyasetçi ise canına kıymaya çalıştı. Galiba, işlerin dönüm noktası da bu oldu.

Birkaç popülist uygulamadan sonra her şey değişti. Sanki üç hafta öncesinin hükümeti gitmiş, yeni bir hükümet gelmişti. Tam o sırada korkunç bir deprem felaketi yaşadık. Deprem, hükümeti biraz daha kararlı hale getirdi.

Uluslararası ilişkilerimiz birdenbire ivme kazandı. IMF dahil birçok uluslararası kuruluş ve dost ülkeler Türkiye'nin yardımına koştular. Başbakan'ın Amerika gezisinin bir başarı olması için Clinton idaresi elinden geleni yaptı.

Yunanistan'dan dostluk mesajları gelmeye başladı. İstanbul'da yapılan AGİT Zirvesi, Türkiye'yi uluslararası arenada ön plana çıkardı. Clinton'ın Türkiye'de geçirdiği beş gün hem Türkiye, hem de ABD için tam bir başarıydı. Bakü-Ceyhan Projesi'ne ABD destek veriyordu.

SON İKİ AY

Yılın son iki ayı bir başkaydı. Hesapta yokken, Avrupa Topluluğu ile aramızdaki buzlar eridi. Bir ay gibi kısa bir sürede Helsinki'de topluluğa tam üye olabilecek adaylar arasına girebileceğimiz konuşulmaya başlandı. Helsinki'den beklenen karar da çıktı.

IMF'nin bizden istediklerini süratle tamamlamaya başladık. Normalde aylar alacak kararlar üç-beş gün içinde alınmaya başlandı. Yıl bitmeden IMF ile stand-by anlaşması yaptık. Vura kıra da olsa, zor fakat çok önemli kararlar alındı. Moraller düzeldi, umutlar arttı.

2000 yılına umutla giriyoruz. Kazanılan ivmenin kaybedilmemesi dileğiyle yeni yılınızı kutlarım.

Yazarın Tüm Yazıları