Ercan Kumcu: IMF'ye alternatifi dikkatli tartışalım

Ercan KUMCU
Haberin Devamı

IMF eleştirilemeyecek bir kurum değildir. Aksine, eleştirilmeli ki, IMF daha iyisini yapmaya çalışsın. Yapamıyorsa da, eleştiriler yoluyla IMF'ye alternatifler oluşsun.

Eleştirirken dikkatli olunması gereken bazı konular da gözardı edilmemeli. Çünkü, hangi alternatif düşünülürse düşünülsün, IMF'nin içinde yaşadığı olumlu ya da olumsuz şartlar alternatif çözümde de mevcut olacaktır.

1. IMF'nin insan gücü küçümsenecek bir güç değildir. Dünyanın en iyi üniversitelerinde yüksek lisans diploması alıp da akademik kariyeri seçmemiş ya da seçmek isteyip de iyi üniversitelerde iş bulamamışlar bu kurumda çalışırlar. IMF'de baş ekonomist olarak daima dünyanın en iyi üniversitelerinden birindeki bir akademisyen geçici olarak istihdam edilir. Bu uygulama Dünya Bankası'nda da böyledir. Stiglitz de bunlardan biriydi.

2. IMF teknik bir kurumdur. Yönetim Kurulu, üye ülkelerin kendi aralarında oluşturdukları grupların atadıkları kişilerdir. Yönetim Kurulu kararları başkentlerden gelen talimatlar doğrultusunda alınır. Dolayısıyla, kararlarda uluslararası siyasetin izlerini bulmak mümkündür.

3. IMF'nin başarısı, tavsiye edilen politikaların doğru olması yanında, ülkelerin bu politikaları ne kadar tutarlılıkla uyguladığına da bağlıdır. İyi niyetle hazırlanıp uygulamaya konulan programlar, ülkelerin iç siyasetine kurban edilebilmekte ve sonunda başarısız olabilmektedir.

4. Son dönemlerde IMF krizleri önceden görememekle eleştirilmiştir. Güneydoğu Asya ülkelerindeki olumsuzlukları (özellikle mali sektöre ilişkin olumsuzlukları) IMF çok önceden rapor etmiştir. Fakat, incelemeler sırasında verilen tavsiyelere uyup uymamak üye ülke hükümetlerinin tercihidir. Örneğin, IMF ve Dünya Bankası Türkiye'nin mali piyasalarındaki olumsuzlukları 1986 yılından beri gündeme getirmektedirler. Doğru politikaları daha yeni uygulama aşamasına geldik. Bu konuda IMF ya da Dünya Bankası'nı hatalı bulmak konuyu çarpıtmaktır.

* * *

Uluslararası sermaye hareketlerinin serbest olması tüm ülkeler için küçümsenmeyecek bir risk oluşturmaktadır. Riskin kaynağı ise tutarlı makro ekonomik politikaların uygulanmaması ve mali sektördeki zayıflıklardır. Kısacası, riskler ülke hükümetlerinin politikalarından kaynaklanmaktadır.

Durum böyle iken, uluslararası sermaye hareketlerine kısıntı getirmeyi düşünmek suyu tersine akıtmaya benziyor. Yürümeyi öğrenmekte olan çocuk düşüp yaralanmasın diye yürütmemek ne kadar saçma ise, sermaye hareketlerini kısıtlamak da o kadar gerçek dışıdır. Çocuk düştüğünde yaralanmayı azaltmak için alınabilecek tedbirler olduğu gibi sermaye hareketlerinin olumsuzluklarını da asgariye indirebilecek tedbirler vardır.

* * *

IMF'ye alternatif olarak riskleri önceden görüp müdahale etme yetkisinde olan bir oluşum da düşünülebilir. Bu kez de ülkelerin egemenlik haklarına tecavüz konusu gündeme gelecektir. Halbuki, uluslararası sermaye hareketlerinin serbest olduğu ortamlarda ülkelerin egemenlik haklarının bir çoğu (özellikle ekonomik alanda) kullanılamaz duruma gelmektedir. Sermaye hareketleri kısıtlandığında ise ülkeler kendileri çalıp kendileri oynamaktadırlar. Siyasetçiler ve bazı iktisatçılar bu gerçeği anlamakta zorlanmaktadırlar.

Yazarın Tüm Yazıları