Ercan Kumcu: IMF ile seçenekler

Ercan KUMCU
Haberin Devamı

Türkiye'nin IMF ile bir stand-by anlaşması yapması, yurtdışındaki yatırımcılar için çok önemli bir hale geldi. Yabancılara göre, eğer IMF ile bir uzlaşma sağlanabilirse, Türkiye yatırım yapılabilir bir ülke olacak.

Dolayısıyla, stand-by konusu yurtiçindeki yatırımcılar tarafından da yakından takip edilir oldu. Geleceğin bu kadar IMF'ye endekslenmesi, şimdi hükümeti de zor durumda bırakıyor. Stand-by yapmak bir sorun, yapmamak başka bir sorun haline geldi.

Deyim yerindeyse, yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsek sakal.

NEDEN IMF?

Türkiye, 1997 yılının ortasından beri IMF ile olası bir stand-by anlaşması üzerinde çalışıyor. IMF konusu da çok abartıldı. Anlamsız beklentiler yaratıldı. IMF'den 10 milyar dolar mı yoksa 15 milyar dolar mı gelecek tartışmaları yapıldı.

Gerçek yeni anlaşılmaya başlandı. IMF'den gelecek paranın önemi yoktu. Önemli olan, IMF ile yapılacak bir program içinde ekonomik istikrarı yakalamaktı. Bu amaca ulaşmak için yapılması gerekenler ise Ecevit'in deyimiyle el yakıyordu.

Yabancı yatırımcılar, IMF ile yapılan görüşmeleri yakından takip eder oldular. Bu yıl ortasındaki görüşmeler ise neredeyse IMF ile bir anlaşma oldu gibi topluma tanıtıldı.

Konuşulan programın içeriği ise çok iyimser varsayımlara dayanıyor. Programın en önemli varsayımı, bir stand-by anlaşmasından sonra Türkiye'ye yabancı mali yatırımların akacağı. Bu şekilde nominal faizler hızla düşecek. Bütçe içinde giderek daha fazla öneme sahip olan faiz harcamaları azalacak. Yani, kamu finansman açıkları düşecek.

Kamu kesimi açıklarının hızla düşürülmesi ekonomideki toplam talebi düşürecek. Fakat, faizlerin düşmesi nedeniyle artacak özel sektör talebi, kamu sektörünün azalan talebinin yerine geçecek. Geçen hafta yazdığımız gibi, faizler yüzde 100'lerden yüzde 40'lara düşerken, reel büyüme yüzde 5.5'lara fırlayacak.

Türkiye bir yıl içinde 17 senedir görmediği yüzde 25'lik enflasyona ulaşacak. Ortalama enflasyon yüzde 40 iken, nominal faizler yüzde 46 olacak. Yani, reel faizler yüzde 30'lardan bir yıl içinde yüzde 4'lere inecek.

İYİMSERLİK

Dünyada hiçbir ülke, ekonomik istikrara giden yolda reel faizleri bu denli hızlı düşüremedi. İstikrarı yakalayan hiçbir ülke, bizim gibi uzun süre yüksek enflasyon içinde yaşamamıştı. Bu konuda, bizde olduğu kadar IMF'de de oldukça fazla bir iyimserlik var.

Gelinen nokta açık; Türkiye, IMF ile bir şekilde uzlaşamaz ise gerek yurtiçindeki gerekse yurtdışındaki yatırımcılar düş kırıklığına uğrayacaklar. Bunun faturası bugünkünden daha yüksek faizler olacaktır.

Türkiye'nin IMF ile iyimserlik üzerine kurulmuş bir program üzerinde uzlaşması ise yatırımcıları altı ay sonra düş kırıklığına uğratacaktır. Bu da, yine yüksek faizlere ve tamiri zor bir kredibilite kaybına yol açacaktır.

Akılcı yol, IMF ile gerçekçi hedefler üzerine oturtulmuş bir stand-by anlaşması yapılmasıdır.



Yazarın Tüm Yazıları