Ercan Kumcu: Dünya Bankası desteği şart

Ercan KUMCU
Haberin Devamı

Dünya Bankası ile ilişkilerimiz son on yıldır ilk kez bu kadar iyi. IMF ile stand-by anlaşması yaptığımızdan beri Dünya Bankası da bizi desteklemek için can atıyor. Ne var ki, bizim almamız gereken bazı kararlardaki gecikmeler görüşmeleri bir anlaşmaya çevirmede gecikmelere neden oldu.

Dünya Bankası Başkanı Wolfensohn Türkiye'ye geliyor. Ziyareti öncesi Ekonomik Reform Kredisi onaylandı. Mart ayı sonunda Tarım Satış Kooperatiflerinin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili yasa Meclis'ten geçecekti. Gecikti. Meclis Bütçe ve Plan Komisyonu'ndan yasa tasarısının geçmesi yeterli bulundu. Dünya Bankası Yönetim Kurulu krediyi onayladı.

Kredinin talep edildiği mektupta Türkiye hükümeti, IMF'ye verilen ‘‘niyet mektubu’’ndaki yapmayı planladığı şeyleri sıralıyor. Değişik hiçbir şey yok.

MEMUR MAAŞLARI

Bazen yazılanlar değil, yazılmayanlar daha önemli oluyor. Bu mektupta da yazılmayanlar daha önemli olmuş. Örneğin, yılın ilk yarısında enflasyonun yüzde 15'i geçmesi halinde, hükümet memur maaşlarına ‘‘fark artı yüzde 2’’ kadar ek zam yapacağından söz etmiyor.

İleriye dönük enflasyon hedefinin ücret belirlemelerinde kıstas olacağından söz ediliyor. Bu çerçevede, yılın ilk yarısı için memur maaşlarına yüzde 15 artış yapıldığı, ikinci yarı için de artışın yüzde 10 olacağı vurgulanıyor.

Dünya Bankası ve IMF'yi aldatmak gibi bir amacımız yoksa, yazılanlar ve yazılmayanlar Maliye Bakanı'mızın demeçleriyle çelişki içinde. Programın selameti açısından, IMF ve Dünya Bankası'na yazılmayanların değil de, yazılanların doğru olduğunu düşünmek istiyoruz.

Dünya Bankası'nın Türkiye'ye destek vermek istediği daha birçok proje var. Tarım sektörünün daha akılcı bir biçimde desteklenmesi Dünya Bankası'nın öncelikleri arasında. Sosyal güvenlik sisteminin bataktan kurtarılması ve istikrar programından kısa dönemde olumsuz etkilenebilecek kesimlerin koruma altına alınması da Dünya Bankası'nın bize yardım edebileceği konular arasında.

FİNANSAL KESİM

Finansal kesimin rehabilitasyonu ve istikrar programına bankacılık sektörünün bir ayak bağı olmaması çok önemli. Dünyada birçok örnek yaşanmış. Birçok başarılı gibi görünen istikrar programları kendilerinden beklenenleri veremedi. Çünkü, istikrara giden yolda bankacılık sektörü battı. Sektörün devlet eliyle kurtarılması zorunluluğu istikrar programlarının rafa kalkmasına neden oldu.

Türkiye'nin bu tuzağa düşmemesi gerekiyor. Tuzaktan kaçmanın tek yolu, işin başında bankacılık reformunun taviz verilmeden uygulanmasıdır.

Dünya Bankası bu konuda da bize hem parasal hem de teknik yardımlarda bulunabilecek. Kuvvetli bir rüzgár yakaladık.

Ev ödevimizi iyi yapıp önümüze çıkan fırsatları kaçırmamamız gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları