Erbakan ve bir fıkra

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Hoca'nın denk bütçesinin delik deşik olduğu anlaşılınca, yani yılın ilk altı ayında 700 trilyondan fazla açık verdiği ortaya çıkınca hiç şaşırmadım.

Çünkü denk bütçe masalının ne büyük palavra olduğunu çok iyi biliyordum.

Ama Hoca için denk bütçe balonunu ortaya attığı günkü palavra önemliydi. Sonrası Allah kerimdi.

Bütçenin açık vereceğini Hoca da adı gibi biliyordu, ama önemli değildi. Çünkü nasıl olsa o eşsiz yalan söyleme yeteneğiyle buna bin tane kulp bulur, halkı yine uyuturdu.

Nitekim ünlü denk bütçe daha ilk ayında açık verince Hoca hemen ortaya çıkıp kükredi:

‘‘Muhterem kardeşim, münafıklar bırakmadılar ki bütçenin denkliğini tutturalım. Bize mani oldular. Sonra da bizi oyuna getirip iktidarı elimizden aldılar.''

Aslında bu denk bütçe fiyaskosu, Hoca'nın matraklıklarla dolu iktidarının balonlarından sadece biri.

Sanırım gelecek kuşaklar, 11 aylık bu iktidar dönemini okurken hayretten hayrete düşecekler, bazen gülüp bazen üzülecekler.

Ama Türkiye'nin acayip iki tip tarafından yönetildiğini hemen anlayacaklar.

Ben şimdiden, 11 ay süren bu iktidar aklıma geldiği zaman Hasan Pulur'la birlikte Özdemir Erdoğan'dan dinlediğimiz bir fıkrayı anımsıyorum.

Hasan Ağabey bunu daha önce köşesinde bir başka nedenle yazdı.

Şimdi Hoca'nın düştüğü duruma tam cuk oturduğu için ikinci baskı da olsa size anlatmak istiyorum.

* * *

Madam Hayganuş'un kocası Agop ölmüş.

Hayganuş çok üzgün. Sevgili kocasının mezarının başında oturmuş ağıt yakıyor.

Komşuları, arkadaşları da elleri önlerinde bu dramatik anı saygı içinde sessizce izliyorlar.

Hayganuş'un kocası Agop'a yaktığı ağıt herkesin gözlerini yaşartıyor:

‘‘Ah Agop efendi ah... Sen ne güzel, ne alim adam idin...

Fransızca bilir idin...

İngilizce'yi, Alamanca'yı fevkalade konuşur idin...

Sen edebiyattan, fizikten, kimyadan, riyaziyeden çok iyi anlar idin...

Şiir bilem yazar idin...''

İzleyenler suskunluk içinde bekliyorlar, ama ölçüyü kaçıran Hayganuş'un Agop'a sıraladığı övgüler bir türlü bitmek bilmiyor.

Artık biri dayanamıyor ve patlıyor:

‘‘Yahu Madam Hayganuş, amma da büyüttün ha!.. Agop'u hepimiz tanır idik. Rahmetli hiç de dediğin gibi bir adam değil idi.

Mesela, Fransızca filan bilmez idi. Şiir de yazmaz idi. Az biraz okuması, yazması var idi. Hepisi o kadar...''

Madam Hayganuş, komşusunun bu sözlerini duyunca hemen ağlamasını kesmiş ve başını kaldırarak gururlu bir sesle şöyle yanıt vermiş:

‘‘Olsun... Heves eder idi.''

* * *

Şimdi bizim Hoca da o hesap.

Tıpkı Hayganuş'un Agop'u gibi hiçbir şey bilmiyor.

Dünyadan haberi yok. Yeni politik ve ekonomik dengeleri duymamış bile.

Ekonominin en basit kurallarından habersiz.

Bu konuda o kadar cahil ki, ‘‘Adil düzen'' denen Karagöz oyununu ciddiye alıp parti politikası olarak yıllarca halka yutturdu.

Hoca bundan 23 yıl önce yüz bin tank, yüz bin uçak yapmaya kalkmıştı da bizim mizah yazarları ile karikatüristler yıllarca Hoca'yı ti'ye almışlardı.

Sonra Anadolu'nun hemen hemen her yerinde binlerce palavra temel atmış, ama bunların çukurları zamanla yağmur sularıyla dolmuştu.

Hoca öyle sözlerinin yere düşmesine, gırgır konusu yapılmasına pek aldırmaz.

Politikayı günlük yaşar, günlük yapar.

Her şeyi çok iyi bildiğini söyler, ama aslında hiçbir şey bilmez.

Tıpkı Hayganuş'un Agop'u gibi... Sadece heves eder.

Yazarın Tüm Yazıları