Ensari Bulut’un ardından

İKİ yıl önce Çiğli Belediye Başkanı Ensari Bulut cep telefonumdan aradı.

“Yerindeysen geliyorum” dedi.

Doktorunun yanından çıkıp yanıma gelmişti.
Canı biraz sıkkındı; “Hastalığım yine nüksetti” dedi.
İki kolunu yana açarak, beni kucakladı.
Ensari Bulut, belediye başkanı ve siyasetçi olmasına rağmen genellikle öpüşmemeye çalışırdı.
Çoğu zaman selamlaşmasını bile başıyla yapardı.
Başkan Bulut’un o gün çok üzgün olduğunu beni kucaklamasından daha iyi anladım.
Uzunca bir süre elimden tuttu.
Belli ki, zor bir mücadelenin daha başlangıcındaydı. O da bunu çok iyi biliyordu.
Oturduk, konuştuk.
Her zaman adaçayı, ıhlamur içen Ensari Bulut’la üst üste demli çaylar içtik.
Projelerinden bahsetti, yapmak istediklerinden...
Sonra da “Acaba tedavi için Avrupa’ya ya da Amerika’ya gitsem mi? Doktorlarım çok iyi, ama ya Amerika’da, Avrupa’da farklı yöntemler varsa” dedi.
Kafası bu sefer karışıktı.
Aklıma yakın dostum Prof. Dr. Mehmet Şen geldi.
Başkan Bulut’a Şen’den biraz bahsettim.
“İçinin rahat etmesi için istersen konuşalım” dedim.
* * *
Görüşlerine çok inandığım Şen, bundan beş yıl önce radikal bir karar almıştı.
Hobisi Türkiye’yi anlatmak, Türkiye’yi gezmek olan Mehmet Şen, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görevinden ayrılarak İngiltere’ye gitmişti.
Hem de Avrupa’nın en ünlü kanser merkezlerinden biri olan Leeds’teki enstitüye...
Mehmet Şen, İngiltere’ye gitmeden aslında uluslararası birçok projenin içinde de olmuştu.
Türk Onkoloji Grubu’nun baş boyun kanserleri çalışma grubu başkanlığını yürütmüştü.
Şen, Yorkshire Kanser Merkezi ve Leeds Üniversitesi’nde meme ve baş boyun kanserleri sorumlusu olarak çalışırken; Ulusal ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Enstitisü’nün bilimsel üyeliklerini de yapmıştı.
Başkan Bulut’un o gün yaşadığı ikilemi belki Mehmet Şen cevap verebilirdi.
* * *
Başkan ısrar edince telefonla aradım.
Şansımıza Mehmet Şen, ertesi gün İzmir’e gelecekti.
Sözleşip buluştuk.
Ensari Bulut, öyküsünü, hastalıklarının seyrini, uygulanan tedavileri anlattı.
Şen, dikkatlice dinledi.
Ve Bulut’un “Avrupa’ya mı, Amerika’ya mı gitmeliyim?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Başkanım, hiç merak etmeyin, endişe duymayın. İngiltere’ye de gelseniz, ABD’ye de gitseniz aynı tedavileri göreceksiniz. Doktorlarınız gayet iyi, yaklaşımları dünya standartlarında. Onlara inanın. Bir yandan tedavinizi olurken, bir yandan da yapmak istediklerinizden uzaklaşmayın.”
Başkanın içi rahat etti. Kendisinden bir kez daha böyle bir soru hiç duymadım.
Sonrasında defalarca konuştuk.
Doktorlarının dediklerini bir bir yaptı.
Kanseri bir arkadaşı gibi gördü.
Ağır kemoterapilere rağmen işinden hiç kopmadı, siyasi mücadelesini hep sürdürdü.
Eleştirilere, tartışmalara rağmen ikinci kez belediye başkanlığına yeniden aday oldu.
Beklentilerin üzerinde bir oyla seçildi.
* * *
Ensari Bulut’un ağzından bir gün “Kötüyüm...” diye duymadım.
Mücadelesini hiç bırakmadı, çalışmaya devam etti.
Özellikle de Çiğli’ye göçle gelen ailelerin çocuklarının okuması ve eğitim görmesi için büyük bir mücadele verdi.
Çiğli’deki okullara önemli yardımlar yaptı. Dersanelere gidemeyen çocukları belirledi, onlar adına özel dersler aldırdı.
Ve birçok sosyal sorumluluk projesi...
Hayatın büyük bir mücadele olduğunu ve her şeye rağmen güzel olduğunu anlatan, en güzel örneklerden biri Ensari Bulut’tu.
Kanseri yok saydı.
Yaşanılan her anın çok kıymetli olduğunu bizlere gösterdi.
Yazarın Tüm Yazıları