Enis Berberoğlu: Cezaevi alfabesi

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

KARAR sürecinde uzman görüşünün ağırlığı üzerine Bertrand Russel'ın iki önermesi vardır:

1) Uzmanların hemfikir olduğu konuda aykırı görüşten şüphe edilir.

2) Uzmanların görüş birliği sağlayamadığı konuda uzman olmayanların görüş oluştururken temkinli davranmaları zorunludur...

* * *

Cezaevi modelleri, ölüm oruçları, son operasyonlar...

Konuşuyoruz, tartışıyoruz sanıyoruz ama anlaşamıyoruz...

Alfabede F harfine geldik, cezaevi dayandıramıyoruz.

Çünkü cezaevleri adalet bakanlarının (hükümetlerin) dünya görüşüne göre tasarlanıyor. Cezaevlerine muhalefet de yine dünya görüşünden kaynaklanıyor... Tarafsız uzman görüşüne itibar edilmiyor.

Oysa cezaevini, yurt binası, sinema salonu veya spor sahası türü toplu yaşam alanı gibi algılamak, planlamak zorunlu değil mi?

* * *

Bayrampaşa'nın ünlü savcısı Necati Özdemir (F tipine muhalif) 8-9 Aralık tarihlerinde düzenlenen Mahpus Hakları ve Cezalandırma Sistemleri Sempozyumu'na sunduğu tebliğde, tam 41 adet çözüm önerisinde bulundu. Biz başlıklar halinde özetledik:

İNFAZ HUKUKU:

Öncelikle infaz sistemi kişisellikten ve karmaşık uygulamalar manzumesi olmaktan çıkarılmalı, yasal bir zemine oturtulmalıdır. İnfazla ilgili hükümler bir yasa içerisinde toplanmalıdır.

KAMU DENETİMİ:

Uygulama ve standartlar içerisinde sivil toplum örgütlerinin de bulunduğu kurullar vasıtasıyla kamunun denetimine açık tutulmalıdır.

YÖNETİM MÜDÜRE:

Hapishanelerin yönetimi tamamen hapishane müdürlüklerine bırakılmalıdır. Hapishane müdürleri hukuk mezunlarından bu konuda özel eğitimden geçirilmek suretiyle atanmalıdır. Hapishane müdürlükleri doğrudan genel müdürlüğe bağlanmalı, Cumhuriyet Başsavcılıklarının idare ve vesayetinden çıkarılmalıdır. Hapishanelerin iç ve dış koruması hapishane müdürlüklerine bırakılmalıdır

GÖRÜŞ DÜZENİ:

Hapishanelerde görüşler belirli bir statüye bağlanmalı ve uygun mahallerde açık görüş haline getirilmelidir. Savunmaya engel olacak davranış biçimlerine izin verilmemeli, avukat görüşleri buna uygun standartlarda yapılmalıdır. Mahpuslar uygun görüşme odalarında isterseler eşleriyle birlikte olabilmelidirler. Hapishanelerde ankesörlü telefonlar kurulmalıdır.

* * *

DÖRTYÜZ KİŞİ:

Hapishanelerin kapasiteleri normal standartlara getirilmeli, azami dört yüz kişiyi geçmemelidir. Hapishanelerde koğuş ve hücre sistemi terk edilmeli, çok katlı oda blok sistemine geçilmelidir. Bloklar içerisinde yatak odaları, dinlenme odaları, oyun odaları, mutfak, yemekhane olmalı, oda kapıları açık, blok kapıları kapalı tutulmalıdır. Odalarda bir veya duruma göre iki-dört kişi kalabilmeli, blok içerisinde en fazla kırk kişi barındırılmalıdır.

GÜNLÜK YAŞAM:

Günlük yaşam çalışma esası üzerine kurulmalı, çalışma saatleri ve blok içerisinde bulunulacak vakitler dışında serbest dolaşım alanlarında dolaşıma izin verilmelidir. Hapishanelerde toplu yemek çıkarılmaktan vazgeçilmeli, mahpuslar kendi mutfaklarında yemeklerini kendileri yapmalıdırlar. Çalışmalarının karşılığında asgari ücret üzerinden ücret ödenmelidir.

ŞARTLI TAHLİYE:

Şartlı tahliyeye başkanı hákim olan bir özel kurul tarafından karar verilmelidir. Şartlı tahliye kuralları disipline edilmeli, blok sorumlusu infaz memurları ile diğer görevlilerin raporları dikkate alınmalıdır. Hapishanelerde suç işleyenler derecesine göre gerektiğinde şartlı tahliyeden hiç istifade edemeyecekleri bir düzenlemeye tabi tutulmalıdır.'' (Tam metin için www.hukukcu.com)

* * *

Suçlunun da insan olduğunu unutursak, bırakın içeriyi dışarıyı da yönetemeyiz... Hatta son iki haftadır olduğu gibi Türkiye içeriye endeksli yönetilir hale gelir.

Yazarın Tüm Yazıları