Enerjiye yabancı sermaye gelmiyor çünkü...

ABD’li ve Avrupalı büyük enerji şirketleri uzun süredir Türkiye’de yatırım yapmak, özelleştirmelere katılmak istiyorlar ama uygulanan yanlış politikalar nedeniyle, bu yatırımlar bir türlü gerçekleşmiyor.

Haberin Devamı

Halbuki Türkiye’nin kaynakları kısıtlı ve bu tür büyük yatırım gereken alanlara yabancı sermayeyi çekmemiz lazım ki; ileriye dönük olarak arz güvenliği sağlanıp, istikrarlı bir büyüme rakamı yakalanabilsin…
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Zamları kendisinin de sevmediğini” belirterek, bölgedeki siyasi gerginlik nedeniyle petrol fiyatlarının arttığını, içeride o nedenle bu kadar yüksek oranlı zamlar yapmak zorunda kaldıklarını söylemiş. Yani “Biz istemiyorduk ama yapmak zorunda kaldık” demeye çalışıyor.İyi de, zaten hiçbir hükümet, politikacı isteyerek zam yapmaz ki…
Politikacılar istedikleri için zam yapmazlar ama zammın da içinde bulunduğu sektörü ve ekonomiyi iyi yönetmek durumundalar. Zaten önemli olan, yönetim zaafı dedeğimiz unsur, zam yapmak değil, bu kadar yüksek oranlı zamlar yapmak…
Kötü yönetim dediğimiz de zaten bu yönetme biçiminden kaynaklanıyor. Bakanın kendisinin zamanında, küçük oranlı zamlar yapmak istediğini biliyoruz, o nedenle kötü yönetim suçlamasını tümüyle Bakana yapmak haksızlık olur. Ancak karar veren Başbakanı, Kabineyi ikna edecek olan, yani gerekenin yapılması konusunda bastıracak olan Bakan olduğunu göre, istemese de zammın faturasının kendisine çıkmasını Bakan Yıldız doğal karşılamalı…
Her şeyden önce; zamanında zamlar yapılsaydı, örneğin doğalgaza toplamda yüzde 19’u bulan zammın yapılması gerekmeyecekti. Çünkü zamanında yapılmayan zamlar, ilgili kuruluşların zarar yazmalarını, zarar nedeniyle kuruluşlar açık verince pahalı finansman kullanmalarını, sonunda bu finansman yükünün de zamlara dahil edilmesini beraberinde getiriyor. Yani zamanında yapılmayan zammın katlanması buradan kaynaklanıyor.
Enerjide liberalizasyon kararını uygulayacak olan merci de hükümet. Zamanında gerekli kararlar alınamadığı için, daha doğrusu zamlar dahil sektörde her şeyin politikacı kararında olmasını istedikleri için liberalizasyonu çarpıtıp, gerekli adımların zamanında atılmasını geciktiriyorlar. Aynı anlayış çerçevesinde, sektörün rasyonel yönetimi için getirilen bağımsız ve düzenleyici kurum olan EPDK’ya sadece siyasi atamalar yapıp, son elektrik zammında olduğu gibi, Kurumu göstermelik siyasi bir kurum haline getirdiler.

Haberin Devamı

ZAM GEREKİYORDU AMA BU KADAR DEĞİL

Haberin Devamı

Öyle olunca da rasyonel kuralların olmadığı, politikacının keyfine göre düzenlenen bir sektör ortaya çıkıyor ve yabancı sermaye bu nedenle gelmiyor. Gelip de milyarlarca dolarını, bir politikacının iki dudağı arasında tehlikeye atmak istemiyor.
Bunun ötesinde enerjide yanlış yapılan o kadar çok şey var ki. Örneğin 2002 yılında elektrik üretiminde doğalgazın payı yüzde 40 iken, şimdi yüzde 50’ye çıktı. Sadece Rusya ve İran’a enerji bağımlılığını artırdığımız için ülkenin pazarlık gücü kalmadı. Bunun sorumlusu kim?
Daha önce de gerekli biçimde yapılmadı ama son 10 yılda da alternatif kaynaklar yerine, bol bol doğalgaza dayalı santral izinleri verildi, kimilerine garanti karlar sağlandı, ülkenin bağımlılığı düşünülmedi. Bunu yapamayan hükümet değil mi?
Bu yanlış kararlar nedeniyle, elektrik ve doğalgaz faturası büyüdü, zamları Başbakan yaptığı, daha doğrusu yaptırmadığı, için de halka çıkan fatura katmerli oldu.
Yani Enerji Bakanının söylediği gibi, yapılan bu yüksek oranlı zamlar, sadece bölgede yaşanan siyasi gerginlik nedeniyle petrol fiyatlarının artmasından kaynaklanmıyor. Elbette bizim dışımızdaki bu etkenin bunun büyük payı var ama zamların bu kadar yüksek olmasında Hükümetin yaptığı hataların payı da çok büyük.
Biran önce kurallı, politikacının etkisinden uzak bir sektör yaratılmazsa, son zam kararı gibi faturaları daha çok öderiz... İlerisi için gerekli yabancı sermaye de bu sektöre gelmez.

Yazarın Tüm Yazıları