Endoskopi mide kanserini erken yakalatıyor

Mide tümörleri, tüm dünyada ve Türkiye’de sık görülen bir hastalıktır. Mide tümörlerinin çoğunluğu mide epiteli kaynaklı olup genellikle maligndir.

Kas, yağ ve lenfoid dokularından da köken alan mide tümörleri ise daha nadir görülür. Görülen tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 10’unu mide kanseri oluşturur. Dünyada erkeklerde ikinci, kadınlarda ise dördüncü en sık görülen kanserdir. Türkiye’deki sıklığı ise tüm kanserler içinde erkeklerde ikinci, kadınlarda altıncı sırada.

n Mide kanserinin beslenme alışkanlığıyla ilişkisi var mı?

Sigaranın, beslenme alışkanlıklarının, gıdaları saklama ve pişirme yöntemlerinin mide kanseri üzerinde etkili olduğu gözlenmiştir. Örneğin fazla protein, aşırı miktarda tuz alınması, tütsülenmiş yiyecekler, nitratlar ve safra asitleri gibi kimyasalların mide kanseri riskini artırdığı biliniyor. Son 15 yıl içinde üst kısım mide kanserlerinin sıklığında artış var. Midenin üst kısım kanserlerinde 5 yıllık yaşam oranı diğer kısım kanserlerine göre daha az. Irk ve cins, mide kanserlerinde sağ kalımı ve tanı sırasındaki tümörün yaygınlığını etkilemiyor.

n Riski artıran faktörler nedir?

Mide kanserinin gelişimine sebep olabilecek faktörler net olarak ortaya konumadı. Yine de bazı risk faktörlerinin bulunduğu ve tümör gelişiminde önemli rol oynadığını biliyoruz. Yaşanılan çevre ile genetik etkileşim önemli. Mide dokusunun helikobakter pilori bakterisiyle erken yaşlarda enfekte olması kanser riskini artırıyor. Yukarıdaki beslenme faktörlerinin yanında alkol kullanımı, radyasyon ve asbest etkisinde kalmak, mide ameliyatı (15 yıl sonrasında risk artar) ve kalıtımsal özellikler sayılabilir.

n Risk altındakiler nasıl izleniyor?

Risk faktörleri bulunan hastalar daha sıkı takip ediliyor. Sık aralıklarla endoskopi yapılarak kanserin erken dönemde yakalanması hedefleniyor. Bu risk faktörleri olan hastalardan helikobakter pilori bakteri bulunanlara uygun tedavi veriliyor.

n Mide kanserinin belirtileri nedir?

Erken dönemde hastaların çoğunlukla şikayeti yok. Belirtiler sıklıkla mide duvarının tamamının tutulması veya midedeki gıda akışının tümör tarafından engellenmesi ya da komşu organlara yayılmasıyla çıkar. Klinik belirtilerin ortaya çıkmasıyla tanı konulması arasında ortalama 6-9 aylık bir süre vardır. Mide kanserlerinin en sık görülen belirtileri iştahsızlık, kilo kaybı, inatçı hazımsızlık ve halsizlik. Ayrıca mide yanması, şişkinlik, bulantı ve kusma da olabilir. Ağrı, bazen gıda alımı veya anti asitlerle hafifleyebilir. Midenin üst kısım kanserinde kalp hastalığını düşündüren bir ağrı (angina pektoris) görülebilir. Ayrıca yutma güçlüğü ve kusma bu bölgedeki tümörlerde sık görülür. Mide kanseri genellikle gizli kanama sonucu anemiye neden olur. Kanlı kusma veya siyah renkli dışkılama ise olguların ancak yüzde 5’inde görülür. Mide kanserli hastaların yarısında karında ele gelen kütle vardır. Hastaların yaklaşık yüzde 10’u ise karında sıvı birikimi, kansızlık ve akciğer zarları arasında sıvı toplanması gibi kanserin yayılma bulgularıyla gelirler.

n Endoskopinin kanserin erken yakalanmasındaki rolü önemli mi?


Gelişmiş tanı yöntemlerine rağmen mide kanserlerinin erken tanısında henüz önemli bir başarı sağlanmış değil. Erken evredeki olguların yakalanmasındaki tek şans, endoskopik yöntemlerin uygun ve erken kullanılması. Erken mide kanserinde rutin çalışılan biyokimyasal testler normal olabilir. İlerlemiş hastalarda da biokimyasal testler normal çıkabilir. Ancak genellikle kan kaybına bağlı demir eksikliği anemisi gözlenir. Karaciğer tutulumuna bağlı olarak karaciğer enzimlerinde bozulmalar görülebilir.
Yazarın Tüm Yazıları