En son bunlar oldu

OZAN DOĞULU’NUN PARTİSİ...

Haberin Devamı

Müzik dünyasının küçük dev adamı Ozan Doğulu 39. yaşını daha önce adını duyduğum, ama hiç gitmediğim Versai adlı kulüpte kutladı. Ortaköy Princess’ın yanındaki eski Rock House’un yerine konuşlanan mekan, meşhur Scotch’un Fransız sömürgesi olmaktan yeni çıkmış hali gibi.
Çünkü içeride bol bol Fransız esintili saray süslemeleri, ışıklandırılmış eski tablolar filan mevcut.
Söylenene göre, Bulgar bir işadamı para yatırmış (milyon euro’lardan filan bahsediliyordu o gece), Önder Bekensir’le zodyak botta çekilen sarmaş dolaş pozuyla tanınan Cem Sebilci de işletmeyi devralmış.
Ozan’ın doğum günü sebebiyle hayli mozayik bir kalabalığı ağırladı o gece Versai.
Ralf Tezman, Murat Cevahir, Selhan Aloğlu da vardı kulübün içinde.
Teoman, Burak Kut, Ziynet Sali gibi şarkıcılar da...
BİR CUMARTESİ GECESİ... Nişantaşı’nın en yeni mekanı Cento per Cento’da yemekle başladık geceye. Cento’nun en çok pizzasını sevdik arkadaşlarla (özellikle metre ile satılanı isteyin, kalabalık masaya upuzun ve incecik bir pizza getiriyorlar.)
Cento’nun iç tasarımı ise hem ferah hem cool. Yakın zamanda barı çok iş yapabilir. Bu arada Cento’nun hemen yanına bir tane daha İtalyan restoranı açılıyormuş: Roma’daki meşhur ve de klasikleşmiş fettucine restoranı Alfredo. Böylece Mama, Cento ve Alfredo ile beraber Nişantaşı’ndaki İtalyan restoranı sayısı üçe çıkmış oldu. Hatta bu restoranların bir klasman altındaki Vapiano’yı da sayarsak dörde...
Cento sonrası Karaköy’deki Bej’e uğrayalım dedim. Ama sonuç hüsrandı. Çünkü saat henüz 00.10’u göstermesine rağmen Karaköy’ün en yeni mekanı olan Bej kapalıydı. Oysa iki adım ötesindeki Maya bile açıktı o saatte.
Oradan Tepebaşı’na kırdık rotayı ve Lux’e baktık. İyi ki de bakmışız.
İki şahane DJ kabindeydi: Murat Uncuoğlu ve  U.F.U.K.
Burada epey dans ettikten sonra içerisi fazla havasız ve kalabalık olmaya başlayınca hemen kaçtık. Son durağımız ise XLarge oldu. İçeride her kesimden, her stilden insan mevcuttu. Gecenin starı ise Zehra’ydı!
Hayır, aslında kim olduğunu bilmiyorum. Ama barın üzerine çıkıp durmadan dans ediyordu Zehra. İster istemez bakıyorduk. Öyle ki, grubumuzdaki kız arkadaşlardan biri, “Nasıl hoş ve alımlı bir vücut bu!” diyerek hakkını verdi travesti Zehra’nın.

Tedirginlik diz boyu

Haberin Devamı

Gece hayatında elbette en çok konuşulan konu, içki tüketimine getirilen kısıtlamalar. Herkes bunu konuşuyor. Laf dönüp dolaşıp oraya geliyor.
Başbakan’ın “aksırmalı tıksırmalı” demeci dillerden düşmüyor.
Ve tabii tedirginlik diz boyu. Herkes bir sonraki aşama ne olabilir diye düşünüyor. Teoriler üretiyor. Dolayısıyla tadı/gazı kaçmış gece hayatının. İstenen olmuş yani.
İnsanların yüzüne biraz bakınca anlıyorsunuz bunu.
İlginç olan, bu ruh hali orta-üst mekanlarda daha çok hissediliyor.
Beyoğlu’na gittiğinizde mesela, oralarda dolaştığınızda, bu hissiyata daha az rastlıyorsunuz.

Haberin Devamı

Yaptıkları restoran Wallpaper’ın yarışmasında

Ünlü tasarım dergisi Wallpaper’ın geleneksel dizayn ödüllerinin adayları ocak sayısında açıklandı.
En iyi restoran tasarımı bölümündeki adaylar arasında İstanbullu bir şirket de var: Autoban 212. Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar ikilisinin kurduğu Autoban hangi mekanla ödüle aday peki?
Hayır, bir İstanbul mekanıyla değil.
Yurtdışından bir mekanla adaylar. Hong Kong’ta yaptıkları 208 Duecento Otto’yla (mekanın web adresi www.208.com.hk).
Diğer dört aday arasından sıyrılırsa Autoban’ın tasarımını yaptığı restoran, “en iyi” olarak seçilecek.
Sonuçlar derginin şubat sayısında açıklanacak, şimdiden meraktayım.
NOT 1: Ödül jürisinde yer alan isimler hayli ilginç. “Piyano” filminin unutulmaz müziklerini yapan Michael Nyman da var jüride. Amerikalı hip hop’çı Pharrell Williams da...
NOT 2: Autoban’cılar 2004’te aynı dergi tarafından “en iyi genç tasarımcı” seçilmişti.

Yazarın Tüm Yazıları