En parlak dönemimiz

Avrupa’nın en üst düzey liglerinde Türkiye 10 takımla temsil ediliyor.

İspanya, Rusya, Fransa, Almanya gibi devleri geçmiş bulunuyoruz.

11 takımla ülkesini temsil eden İtalya’nın arkasından ikinci sıradayız.

Fenerbahçe’de, dört kategorinin tamamında devler liginde oynayan tek spor�kulübü.

Bu hafta Avrupa Şampiyonlar Ligi haftası.

Devler Ligi’nde basketbol ve voleybol maçları başlıyor.

Temsilcilerimiz sırayla sahne alıyor.

Basketbol bayanlarda, Fenerbahçe, Galatasaray.

Basketbol erkeklerde, Fenerbahçe Ülker, Anadolu Efes, Medikal Park Galatasaray.

Voleybol bayanlarda, Fenerbahçe Üniversal, Vakıfbank TTelekom, Eczacıbaşı Vitra.

Voleybol erkeklerde, Fenerbahçe ve Arkas.

Avrupa birinci liginde ülkemizi temsil etmek üzere ter dökecekler.

Unutmayalım, her birinin aldığı tek puan bile ülkemiz hanesine yazılacak.

Elbette bu tabloya tek takımla katıldığımız futbolu da eklemek de mümkün.

Ancak o zaman sıralamadaki yerimizin bir hayli gerileyeceğini takdir edersiniz.

Tabloda, “hiç başa çıkamayacağımızı varsaydığımız Almanya’yı” nasıl geri bıraktığımızı,

Play-off’daki rakibimiz, “Basketbol ülkesi olarak bilinen Hırvatistan’ı” nasıl geçtiğimizi görmektesiniz.

Ebetteki kulüpler ve mili takım farklı şeyler.

Ancak voleybol ve baskette, toplam yabancı oyuncuya harcanan paranın futbolda harcananın yarısı bile olmadığını söylememiz gerekir.

Bu nedenlerle ki, en çok emek ve para harcadığımız, ülkece çok sevdiğimiz spor dalında “Neden geride kaldık?” sorusunu yazı konusu yapabiliriz.
 

Kulüplerde durum:

Şampiyonlar ligine katılan takımları kulüpler ölçeğinde incelediğimizde daha ilginç bir sonuç karşımıza çıkmaktadır.

Fenerbahçe dört kategorinin dördünde de devler liginde temsil edilerek bu konuda açık ara öndedir.

Fenerbahçe’yi ezeli rakibi Galatasaray ve Sırbistan’ın köklü takımı Partizan takip etmektedir.

Adını hepimizin ezberlediği, Barcelona, Real Madrid gibi kulüplerin az sayıda spor dalında faaliyet gösterdiğini, “yaptığı işi ise iyi yaptığını” söylemeliyiz.

Bu arada pek kıymetini bilmediğimiz, her fırsatta “spordaki başarısızlığın faturasını” çıkardığımız üç büyük spor kulübümüzün de hakkını vermeliyiz.

Şampiyon olmasalar da İstatistikler onların Avrupa’nın en büyüğü olduğunu söylüyor.

Bu konuda öncülük yapan Fenerbahçe ise futbol ağırlıklı bir ülkede, “Avrupa liginde dörtte dört yaparak” alkışı hak ediyor.�

Meraklılar için Avrupa’nın devler liginde bu yıl oynayacak 91 takımın listesini çıkardım ekte inceleyebilirler.

Benim gözüme çarpan ilk özellik takımların tek bir spor dalında organize olması. Dar bir bölgenin takımı olması. O bölgenin halkının, üniversitesinin, esnafının sahip çıkması, en büyük sanayicisinde sponsor olması.

Hani Sanki G.Antep’in boks takımı, Dimes Tokat güreş takımı, Boytaş Kayseri kız voleybol takımı gibi bir şey.

Tabii bölgenin sevdiği spor dalında ve sahip çıktığı bir takım.

Avrupa’nın  liginde.

Tıpkı bizdeki Banvit basket takımı gibi.

Bizim nasıl bir model ile başarılı olacağımız ayrı ve uzun bir tartışma konusu.

Ancak ilk yapılacak iş Avrupa’da eşine rastlanmayacak, hiçbir yatırımla bir daha kurulamayacak, eldeki değerlerimizin kıymetini bilelim.

Sahip çıkalım.

Unutmayalım ki onların başarısı, ülkenin puanı demek.

Ülke puanı ise daha çok takım, daha iyi bir kura demek.

Tablolar: