En kolay gözden geçirmeydi...

AKP Hükümeti'nin IMF'yle yaşadığı en kolay gözden geçirme tamamlandı sayılabilir. Heyet Başkanı Moghadam ve Devlet Bakanı Ali Babacan, bazı tedbirlerin tamamlanmasının ardından, kasım ayı içinde IMF Yönetimi'nin 6. gözden geçirmeyi görüşerek tamamlayacağını söylediler.

Aldığımız bilgilere göre; daha önceki gözden geçirmelerde Heyet Türkiye'den ayrılırken tamam olmayan, Niyet Mektubu taslağı da bu kez son şeklini, şimdiden aldı. İmzalanıp Heyete verilmedi ama gerekenler yapıldıktan sonra, imzalanıp gönderilmek üzere tamamlandı.

En başından beri, bu gözden geçirmenin kolay tamamlanacağını söylüyoruz. Hatta Heyet'in Ankara'daki görüşmelerine başlamasından kısa bir süre sonra, ‘‘Gözden geçirmenin ek gelir tedbiri olmadan tamamlanacağı’’ belli olmuştu. Yani, mutabakat çabucak sağlanmıştı.

Daha sonra görüşmeler ilerleyince iki önemli pürüz çıktı. Birincisi; devam edeceği varsayılan Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali oldu. İkincisi de Başbakan Tayyip Erdoğan'ın vergi teşvikleriyle ilgili yapılacak düzenlemeye, ekonomi yönetimi ile IMF'nin üzerinde mutabık kaldıkları metne, itiraz etmesi oldu.

Dün yapılan açıklamalara bakıldığında, otomobil ve alkollü içkilerdeki vergi artışının dışında, başka gelir tedbiri olmadığını görüyoruz. Hatta bütçede Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin iptalinden doğacak kayıp 900 trilyon lira olarak belirtilirken, yapılan son vergi artışlarının gelir etkisi Maliye Bakanı tarafından 600 trilyon lira olarak açıklandı. Yani kaybın bile altında...

Başbakan'ın doğrudan vergi reformu metninde yeralacak düzenlemelere yaptığı itiraza gelince...

Dünkü açıklamalara baktığımızda, büyük ölçüde IMF'nin dediğinin olduğunu görüyoruz. Başbakan kişi başına milli geliri 1500 doların altında kalan illerdeki vergi ve SSK teşviklerinin daha fazla olmasını, mevcut yatırımlara da uygulanmasını istiyordu. Devlet Bakanı Tüzmen de ‘‘Başbakan söz verdi’’ diyerek, serbest bölgelerdeki tüm ayrıcalıkların devam etmesinde, yeni katılımcılara da aynı teşviklerin sağlanmasında ısrar etti.

Dünkü açıklamalara göre; geliri 1500 doların altındaki 36 ilde ancak yeni yatırımlara toplamı yüzde 35 olan vergi ve SSK avantajı sağlanıyor. Mevcut işletmelerin bundan sonraki ilave istihdamları için de geçerli olacak. Yani vergi sisteminin bu teşvik nedeniyle delinmesi, tam olmasa da biraz engellendi, vergi ve SSK primi kaçırmak için cennet olmaları engellendi.

Dolayısıyla, sonradan çıkan iki pürüz de giderilince, Niyet Mektubu son şeklini aldı.

Bizce IMF, biraz oluşan olumlu havaya zarar gelmesin diye, biraz da ABD'nin desteğini arkasına alarak, eskilere kıyasla daha gevşek bir tavır içinde. Babacan özel gelir ve fonlardan 2004'te 2 katrilyon tasarruf edileceğini söyledi, IMF'nin bu kalemi sorguladığını biliyoruz ama bizce yeterince sorgulamamış, çünkü tasarruf rakamı hálá yüksek seviyelerde.

Yüzde 6.5'luk faiz dışı fazlanın yüzde 5'inin bütçeden geleceğini baştan beri biliyoruz. Bu kapsamda çok fazla tasarruf kalemi var ve bize göre bunların çok sıkı takibi gerekecek.

Babacan, baştan beri IMF'yle çabuk uzlaşılmasının nedeni olarak sıraladığımız, ‘‘Kurlardaki ve enflasyondaki düşüşün işleri kolaylaştırdığını’’ da, dün açıkca söyledi.

Bu arada KİT'lerin faiz dışı fazlaya katkısı da artarak, milli gelirin yüzde 1.5'i olarak belirtildi. Bizce KİT senaryosunun ardındaki rakamların daha detayıyla ortaya çıkması gerekecek.

Öyle ya da böyle, IMF'nin gevşek tavrı olsa bile, 6. gözden geçirmenin bu kadar çabuk tamamlanması, ekonomi yönetimi açısından başarıdır. Başbakan'ın vergiye ilişkin tedbirleri kabul etmesinde, bence, başta YÖK olmak üzere piyasaları tedirgin edecek çatışmaların ortaya çıkması etkili olmuştur. Bu eğer ‘‘piyasa duyarlılığı’’ ise olumlu bile görülebilir.

Yani; ‘‘anlaşalım’’ diye oturulan masadan sonuç, kolay çıktı. Ancak kurlar ve önlem kaygısı açıkca görülen cari işlemler açığındaki gelişmelerin, ‘‘programın sadece rakam olmadığını’’ iktidarın anlayıp anlamadığının ve bence abartılı tasarruf kalemlerinin çok sıkı takibi gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları