En hakiki aday kim

BİZDE seçimlerde pazar kültürü var.

Kampanya değil.

Haberin Devamı

Daha doğrusu eskinin cambaz çadırlı panayır atmosferi.

Belli zamanlarda kurulup sökülen, ama gelişmeyi reddeden dokusuyla hep aynı olmayı becerebilen panayır havası.

Sonra zamanla kendiliğinden yok olan.

* * *

Bir yere pazar kurulur, halk oraya gider.

Bir yere cambaz, panayır gelir.

Haydi koştur oraya.

Sıcaklık 45 dereceymiş, bir tek İbrahim Tatlıses’e gam.

Üstünü başını yırttı, gördünüz TV’lerde.

Belki de “en hakiki” aday profiliydi, Tatlıses’in daha “meydan”a adım attığında sıcaktan ve üstüne gelen şakşakçılardan bunaldığı o an.

Seçim meydanlarında suratına pudralı-fondotenli stüdyo tebessümü sıvayıp gezen adayların aksine, gömleğini parçaladı, “Yeter” dedi.

Haberin Devamı

“Bu bizim kadın programlarında bile olmuyor ya” diyesiydi.

* * *

Eski TV geleneğini de yitirdik seçimlerde.

Bir dönem İsmail Cem TRT’sinde Behice Boran’lı TİP bile vardı siyasi açık oturumlarda.

Oy oranına, temsil oranına değil, demokrasi adına düzenlenirdi politik tartışma.

Ve iktidarı muhalefeti çıkardı halkın önüne.

Şimdi rakipleriyle halkın önüne çıkmıyor bazı liderler.

Kendi pazarına, panayırına, cambazhanesine davet ediyor halkı.

Gel beni dinle, gel bana oy ver ey halkım.

* * *

Pazarın (yani bizdeki mitingin) rayici de belli değil.

“Domates kaça” desen.

Yanıt:

“5 yeni kuruş olacak”.

“Ben şimdi kaça diye sordum”, dersen.

Karşılığı azar, hakaret.

Korumamı azarlar, bizzat bakan, başbakan mı...

* * *

Ne rakip liderlerin, ne de parti programlarının çarpıştığı bir seçim bizdeki.

Ne propagandamız gelişmiş ülke ayarında, ne seçim kampanyamız.

Belki sonraki seçimlere.

Aklıma gelmişken; sahi bir sonraki seçim sizce ne zaman?..

Yazarın Tüm Yazıları