Emin Çölaşan: İlginç rastlantılar!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

ÇOK, ama çok ilginç olaylar yaşıyoruz Türkiye'de. Her şey birbirinin ardından sökün ediyor. Başbakan Ecevit polis yürüyüşleri için ‘‘Acaba birileri düğmeye mi bastı?’’ diye soruyordu.

Yoksa şimdi mi birileri düğmeye basıyor?

Bakınız, toplum vicdanında reddedilen af yasası önümüzdeki günlerde Meclis'ten aynen geçirilecek.

Tamamen zorlama ile... Ve elbette ki, vicdan sahibi milletvekilleri ret oyu vermediği takdirde.

Peki ama dün başlatılan cezaevi operasyonlarıyla bu af yasasının bir ilgisi olabilir mi?

Biliyorsunuz, hükümetin bütün umudu, bu af yasasıyla cezaevlerini boşaltmak ve oralarda ‘‘boşaltılmış ve kurtarılmış’’ koğuşlar elde edebilmekti.

Hükümlü ve tutukluların yarısı tahliye edilecek, yer kazanılacak, devletin egemen olamadığı koğuşlara girmek böylece daha kolay olacaktı.

Hiç değilse terörist koğuşlarına komşu olan koğuşların duvarı delinecek, içeriye oralardan girilecekti.

Ama bunun için, koğuşları önceden boşaltmak gerekiyordu. Bunu da sadece ve sadece af yasası çıkararak yapabilirdiniz!

Gerekçe komikti ama aynen böyleydi.

Dünkü operasyonlar, anlaşıldığı kadarıyla bu planlamaya göre yapılmıştı.

Fakat ipin ucu devletin elinden yine kaçtı.

Kamu vicdanında son derece olumsuz tepki oluşturan ölüm oruçları ile her gün sergilenen ve kamuoyundan yine büyük tepki alan sokak yürüyüşleri, hükümeti sıkıntıya soktu...

Ve af sonrası için düşünülen operasyonlar dün başlatıldı.

* * *

Bu durumun, önümüzdeki günlerde af konusunda oy verecek milletvekillerini de rahatlatmış olması gerekir.

Böylece affın ‘‘gizli gerekçesini’’ oluşturan ‘‘Biz cezaevlerine egemen değiliz. Bu yüzden af çıkarıp oraları boşaltmak istiyoruz’’ hikáyesi son bulmuştur.

Devlet pek çok cezaevine girmeyi başarmıştır!

Hükümetin bu konuda bugüne kadar sergilediği tutarsız tavırların da artık son bulmakta olduğu anlaşılmaktadır.

Şöyle ki, bundan iki gün öncesine kadar ‘‘F tipi cezaevleri uygulaması ertelenmiştir. Toplumsal uzlaşma sağlanana kadar bu cezaevleri açılmayacaktır’’ diyen Adalet Bakanı, dün Ankara'daki F tipi cezaevine bazı terör suçlularını yerleştirme harekátını başlatmıştır.

Şimdi biz Adalet Bakanı'nın sözlerine mi, yoksa yaptıklarına mı inanacağız?

Yoksa ‘‘ince bir taktik’’ uygulayıp kamuoyuna özellikle ve bilerek mi yanlış bilgiler aktarıyordu? Hedef mi şaşırtıyordu? Hangisi?

Dün bazı cezaevlerine girildi, ama girilemeyenler de vardı.

Şehitler var, ölüler var, kendini yakanlar var.

Peki bundan sonra ne olacak? Girilen cezaevlerinde ne yapılacak? Devlet oralarda egemen olmayı başaracak mı?

Af yasası yine çıkarılacak mı?

* * *

Cezaevi direnişçilerine dışarıdan destek veren, işi gücü devlet düşmanlığı yapmak olan küçük bir azınlığa da sormak gerekiyor.

Acaba ne yaptığınızı biliyor musunuz?

O ‘‘insan hakçıları’’ ve bazı ‘‘demokratik’’ kuruluşların temsilcileri, içeride ve dışarıda bulunan insanların kaderiyle, hatta yaşamlarıyla oynadıklarının bilincinde mi?

Dışarıda senin tuzun kuru. Toplanıyorsun, olay çıkarıyorsun, polisi taşlıyorsun, binlerce insanımızı tedirgin ediyorsun ve sonra bir yerde gidip kahveni, biranı içiyorsun ve işin keyfini sürüyorsun.

Dikkat ediniz, bu olaylar artık can sıktı.

Arkalarında kamuoyu desteği de kalmadı.

* * *

Bugün bir kez daha bizim medyamıza değinmek istiyorum. Yangına körükle gidilmez. Aramızdan bazıları çok yanlış işler yapıyor. Gerek ekranlarda ve gerekse sayfalarda, teröre ve teröriste çanak tutan yayınlar gırla gidiyor.

Bu ‘‘aydın’’ ve ‘‘entel’’ arkadaşlar acaba neyin peşinde?

Oynadıkları oyunun farkında değiller mi?

Bu işin ucunda insanların yaşamı var.

Siz kimleri hangi nedenlerle tahrik ediyor, kışkırtıyor ve moral veriyorsunuz?

Bu işler şakaya gelmez. Biz bu medya tahrikçiliğini PKK terörü döneminde de aynen yaşamıştık.

Entelliğin sırası değil muhteremler!

Siz gazeteciler gidin, entelliğinizi İstanbul'un entel meyhanelerinde, barlarında, gece álemlerinde yapın ama insanların yaşamıyla oynamayın.

Bu ucuz oyunlar sonra size de zarar verir.

Hiçbir şeyi takmıyorsanız bile, örgüt zoruyla ölüm orucuna sokulan insanların yaşamına saygı duyun.

Yazarın Tüm Yazıları