Emin Çölaşan: Gazeteci kitapları

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

TÜRKİYE'de son yıllarda çok güzel gazeteci kitapları çıkıyor. Olayların içinde yaşayan gazeteciler kitap üretiyor. Araştırma, mizah, söyleşi, anı, ne ararsanız var.

Bugün size bazı gazeteci kitaplarını tanıtmak istiyorum. Bunları alın, okuyun. Her birinden ayrı bir tat alacaksınız.

Silüetini Sevdiğimin Türkiyesi. Faruk Bildirici.

Çok ilginç, tanıdığınız 28 kişinin değişik portreleri. Güzel kitaplar yazan Faruk yine çok güzel bir çalışma yapmış. (Doğan Kitap)

Memleketimden Vergi Manzaraları. Şükrü Kızılot.

Gerçi Şükrü basın kartlı gazeteci değil ama, bir vergi uzmanı, vergi yazarı. Vergi konusunda çıkmış öğretici yazıları. (Sabah Kitapları)

Eski Dostlar. Sadun Tanju.

Türkiye'nin vefat etmiş ünlü yazar ve edebiyat adamlarından anılar, yaşamlarından kesitler, bilinmeyen yönleri. (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)

Washington-Ankara Hattı. Yılmaz Polat

Amerika'da gazetecilik yapan Yılmaz, oraya yolu düşen Türk büyüklerinin serüvenlerini, marifetlerini anlatıyor. (Ümit Yayıncılık)

100 Güldüren. Tuğrul Sarıtaş.

Tuğrul'un bizim meslekte yaşadığı traji komik olaylar, Cemalettin Güzeloğlu'nun 100 karikatürü eşliğinde. (Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Yayını).

28 Şubat'tan Balgat'a Mücahit. Ergun Aksoy.

Bay Erbakan ve yandaşlarının tekmili 32 kısım serüveni. (Ümit Yayıncılık)

Az Sonra Son Darbe. Reklamlardan Hemen Sonra. Serkan Oral.

Darbelerle medyanın ilişkisi, 12 Eylül sonrasında medyanın içyüzü, yozlaşması. (Aksoy Yayıncılık)

Özal Döneminde Medyanın İçyüzü. Nazlı Ilıcak.

Bir ibret belgesi. Bu hanımı, ailesini, devlete arazi satmak için nasıl takla attıklarını, yazılarının nasıl sansür edildiğini, kocasını hiç utanmadan Demirel'e şikayet ettiği mektubu kendi kaleminden okuyacaksınız. (Yedirenk)

* * *

Yukarıda yazdıklarım, son birkaç hafta içerisinde yayınlanmış olan kitaplar. Her biri mutlaka okunması gereken kitaplar.

Acaba kaç kişi okuyacak?

Biraz da kitap olayının perde arkasına bir göz atalım.

Türkiye'de bir kitap eğer bir yılda üç bin adet satıyorsa, gerek yayınevi ve gerekse yazar ellerini ovuşturuyor ve ‘‘Amaca ulaştık’’ diyor!

Bu bizim utancımız.

65 milyonluk bir ülkede ne yazık ki bu kadar kitap satılıyor.

Kültür yaşamı neredeyse sıfırlanmış durumda.

* * *

Yazar, tümüyle yayınevlerinin insafına terk edilmiş. Belli miktar üzerinden bir telif anlaşması imzalıyorsunuz. Yani kitap sattıkça para alacaksınız. Peki ama kitap ne kadar sattı? Örneğin üç bin satarsa, ama yayınevi size ‘‘Sadece 500 adet sattı’’ derse ne yapacaksınız? Yazarın elinde hiçbir denetim mekanizması yok.

Hepsi olmasa bile, maalasef pek çok yayınevi bu numarayı yapıyor.

Dolayısıyla, Türkiye'de yazarlıkla yaşamını kazanan kişilerin sayısı giderek azalıyor. Yazar hiçbir zaman yazdıklarıyla ekonomik özgürlüğe kavuşamıyor.

* * *

Korsan yayınlar da işin cabası. Bir kitap biraz iyi satıyorsa, piyasaya hemen korsanı çıkıyor. Gerçek kitabın fiyatı örneğin 2 milyon lira ise, korsanı yarı fiyattan piyasaya sürülüyor.

Bu da hem yayınevini, hem yazarı vuruyor. Neresinden baksanız yayın piyasasında bir kepazelik sürüp gidiyor.

Bana en çok koyan da, piyasaya çıkan arabesk ve pop kasetlerin ortalama 500 bin, bazen 1 milyon satması. Bunların bazen daha fazlaya ulaştığını da okuyoruz.

Ucuz adamların ve kadınların kasetleri yüz binlerle satarken, düzgün bir kitabın birkaç bin satması, Türkiye adına utanç verici bir durum.

Sorunca da ‘‘Kitap çok pahalı’’ edebiyatı.

Kasete, eğlenceye, içkiye, israf ve savurganlığa gelince para var!

Ama iş kitap almaya gelince para tükeniyor!

Nedense hep böyle oluyor!

* * *

Emin Çölaşan'ın notu:

Elimde birikmiş çok sayıda kitap var. Bunları daha önceleri de yaptığım gibi, Doğu veya Güneydoğu Anadolu'da bir kitaplığa vermek istiyorum. İki koşulum, bunları resmi bir makam isteyecek ve bir araçla Ankara'dan aldıracaklar. Benim göndermem mümkün değil.

İlgililerin dikkatine sunarım.

Yazarın Tüm Yazıları